The murder weapon tradutor Turco
1,956 parallel translation
The stars are the murder weapon.
Cinayet silahı yıldızlarmış.
Angela scanned the castings I made of the fatal injuries so we can get a better sense of the murder weapon.
Angela ölümcül yaralardan yaptığım kalıp dökümlerini inceledi. Böylece, cinayet aletiyle ilgili daha somut bir fikrimiz olabilecek.
I have news of the murder weapon.
Sana cinayet silahı ile ilgili haberlerim var.
That's the murder weapon.
O cinayet silahı.
That the murder weapon was fired from the suspect's house Before I can get a search warrant for his residence.
Silahın katilin evinden ateşlendiğini öğrenmek için mahkemeden arama izni çıkarmam gerekli.
Is that the murder weapon?
Bu cinayet silahı mı?
Ballistics says the murder weapon
Balistik raporu silahın..
the murder weapon!
Cinayet silahı.
Still no sign of the murder weapon.
Cinayet silahından hâlâ bir iz yok.
Not the murder weapon?
Cinayet silahında yok değil mi? !
Okay, completing the arc. The murder weapon was some sort of concrete cylinder?
Yani cinayet aleti bildiğimiz silindir gibi bir şey mi?
It might help Angela narrow down the murder weapon.
Angela'ya, cinayet aletini sınırlandırmasında yardımcı olabilir.
That's the murder weapon. - You killed the wrong guy.
Yanlış adamı öldürdün.
I mean, the fungus probably hitched a ride on the murder weapon.
Mantarın büyük ihtimalle, cinayet aleti aracılığıyla geldiğini söylemek istiyorum.
The murder weapon, as described by Cam and Angela, could very well be a sharpened screwdriver tipped with a bone-eating fungus.
Cam ve Angela'nın tarif ettiği cinayet aleti de rahatlıkla ucunda kemik-yiyici mantar olan keskin bir tornavida olabilir.
Your screwdriver is a good match for the murder weapon.
Senin tornavidan, cinayet silahıyla oldukça uyumlu.
We just found the murder weapon.
Az önce cinayet silahını bulduk.
It's possible that this was the murder weapon. Okay.
Bunun cinayet silahı olması mümkün.
Would you be happier if I said it was probable it was the murder weapon instead of possible?
Peki. Bunun cinayet silahı mümkün demem yerine, muhtemel silah desem daha mı sevinirdin?
Ms. Wick has already confirmed the murder weapon, everyone else is working on the slave ship, which makes you the clog in my drain,
Bayan Wick, cinayet aletini doğruladı bile, diğer herkes köle gemisi üzerinde çalışıyor yani siz işime engel oluyorsunuz Dr. Hodgins.
- Daisy will need to find the actual warped bone... so she can swab the wound for trace from the murder weapon.
Daisy'nin gerçek, büzülmüş yarayı bulması gerekecek böylece yarayı temizleyip, cinayet aletinin izini arayabilir.
S.E.M. analysis... says the murder weapon was a knife made of carbon steel.
Tarama mikroskopu cinayet aletinin karbon çeliğinden yapılmış bir bıçak olduğunu gösteriyor.
But also it means that the knife you found in Randy's locker was not the murder weapon.
Ayrıca, Randy'nin kasasında bulduğunuz bıçağın, cinayet aleti olmadığını anlamına da geliyor.
The murder weapon must've belonged to Jesse Wilson.
Cinayet silahı, Jesse Wilson'a ait olmalı.
- That's the murder weapon, Amber.
Bu cinayet silahı, Amber.
So you, being the expert veteran of dozens of crime scenes, decided to pick up the murder weapon to, what, ensure that we had your prints?
Sen de onlarca suç mahalinin gedikli uzmanı olarak, cinayet silahını eline alıp neyi amaçladın? İzlerine ulaşmamızı garantilemeyi mi?
We found the murder weapon.
Cinayet silahını bulduk.
It's just the lab report on the murder weapon.
Cinayet silahının laboratuar raporu.
Matter of fact, I think I know the murder weapon.
Aslına bakarsan sanırım cinayet silahını biliyorum.
Get a warrant to search for the murder weapon.
Cinayet silahı için bir arama emri çıkart.
Well, they found the murder weapon at the lawyer's office.
Cinayet silahını avukatın ofisinde buldular.
That had to have been the murder weapon.
Cinayet silahımız kesinlikle o alet.
The key lies in the murder weapon.
Olayın anahtarı cinayet silahı.
And no surprise, the murder weapon came back negative for epithelials.
Cinayet silahından da olumlu bir sonuç çıkmadı.
In other words, we've got the murder weapon.
Diğer bir deyişle cinayet silahı elimizde.
A kid found the murder weapon down by the river.
Bir çocuk, cinayetteki silahı nehirde buldu.
You want to get rid of the murder weapon before you call 911.
Mantıklı. 911'i aramadan önce cinayet aletinden kurtulmak istediniz. Hayır, böyle olmadı.
I found the murder weapon.
Cinayet silahını buldum.
But without the murder weapon, we can't prove that either of them killed Michael.
Elimizde cinayet âleti olmadan ikisini de Michael cinayetinden suçlayamayız. Evet.
If DNA's a match for Richard Adams, then we've got the murder weapon and his killer.
Richard Adams ile eşleşen bir DNA da bulunursa cinayet silahını ve katili bulduk demektir.
If Janet Marsh was in possession of the murder weapon, that makes her the only suspect.
Cinayet silahı fener Janet Marsh'a aitse bu kendisini cinayetin tek şüphelisi haline getirir.
She was in possession of the murder weapon.
Cinayet silahı da kadındaydı.
That means the murder weapon's already in the system.
Bu cinayet silahının çoktan sistemde sistemde kayıtlı olduğu anlamına geliyor.
The I.D.E.N.T. report should've had Ray Swann's prints on the murder weapon.
Kimlik tespit raporuna göre, Ray Swann'ın parmak izleri cinayet silahında bulunmuş.
Could be the murder weapon.
Cinayet silahı olabilir.
What, what about the murder weapon?
Bu yaraları kalıba dökeceğim.
This could be the murder weapon.
Cinayet silahı bu olabilir.
Well, in the absence of a murder weapon, we'll have to rely strongly on motive.
Ortada bir cinayet silahı olmayınca, cinayet sebebine odaklanacağız.
There's no question, Lightman was killed by the same weapon used to murder the two thieves.
Lightman'ın da iki hırsızla aynı şekilde öldürüldüğüne şüphe yok. - Kesin emin misin?
It's a murder weapon, princess. - Want to go to prison for the rest of your life?
O cinayet silahı prenses, yaşamını hapiste mi sürdürmek istiyorsun?
It's the perfect old person's murder weapon.
Yaşlı kadınlar için mükemmel bir cinayet silahıdır. - Güve ilacı.
the murderer 56
the murders 22
the murder 31
murder weapon 48
weapon 101
weapons 310
weapons down 38
weapons free 16
the mentalist 91
the more the merrier 116
the murders 22
the murder 31
murder weapon 48
weapon 101
weapons 310
weapons down 38
weapons free 16
the mentalist 91
the more the merrier 116
the message 46
the moon 186
the middle east 33
the man 273
the merrier 49
the music 166
the moment of truth 36
the money 459
the mask 38
the money's gone 37
the moon 186
the middle east 33
the man 273
the merrier 49
the music 166
the moment of truth 36
the money 459
the mask 38
the money's gone 37
the more i think about it 71
the money's good 16
the men 76
the man himself 21
the maid 51
the mother 105
the mall 39
the movie 102
the map 56
the more 64
the money's good 16
the men 76
the man himself 21
the maid 51
the mother 105
the mall 39
the movie 102
the map 56
the more 64
the manager 72
the music box 16
the master 100
the mirror 38
the military 42
the monster 64
the machine 63
the music box 16
the master 100
the mirror 38
the military 42
the monster 64
the machine 63