The play tradutor Turco
23,894 parallel translation
Flag on the play, otter eyes.
Buraya bak hüzünlü gözler.
It's the water, the play of light.
Nedeni su ve ışık oyunları.
Some students have expressed concerns about the play itself.
Bazı öğrenciler, oyun hakkındaki endişelerini dile getirdi.
First thing, Mariana and I will be recusing ourselves from voting since she's in the play and I am making the arguments against RJ.
Öncelikle Mariana oyunda oynayacağı ve ben de RJ'ye karşı olduğum için oylamadan çekiliyoruz.
Which is why the last line in the play isn't,
Ki bu yüzden, oyunun sonundaki son dize...
Want to go back to the play room?
Oyun odasına geri dönmek ister misin?
He's been really sweet to me, and... he saved the play.
Bana çok tatlı davrandı ve oyunu kurtaradı.
But the play is over.
Ama oyun bitti.
What about the play?
Oyun ne olacak peki?
- My girlfriend's in the play. - Oh.
Kız arkadaşım oyunda.
He's gonna let us use the warehouse for the play.
Oyun için depoyu kullanmamıza izin verdi.
Thanks for not tanking the play.
Oyunu patlatmadığınız için teşekkürler.
It wasn't just about the play.
Sadece oyunla ilgili değildi.
Should I play you the song I've been learning on my guitar?
Gitarımla öğrendiğim şarkıyı çalayım mı?
So we'll have to play the game.
Kurallarına göre oynamak zorundayız!
Max, did you play with the ringtone on my phone?
Max, telefonumun zil sesini sen mi karıştırdın?
I said, " How the hell am I gonna play football?
Ben de ona'futbol oynayacak tip mi var bende'demiştim.
So we're not gonna play "Pin the Hose on the Fireman"?
"İtfaiyecinin hortumunda ki çivi" yi oynamayacak mıyız?
We're gonna play a song while we grade the test.
Sınavı notlandırırken bir şarkı dinleyeceğiz.
This explosive development calls everything said today by the governor's office into question and reveals a larger scandal at play.
Bu çılgın gelişme, bugün vali tarafından söylenen her şeyi sorgulatan nitelikte ve daha büyük bir skandalı ortaya koyuyor.
All the great taste, none of the foul play.
Harika tat, sıfır sıkıntı.
You were an intriguing AA prospect likely to play in the bigs.
- Büyüklerde oynayacak kadar ilgi çekiyordun.
But the girls wanted to play, so we stopped for a few minutes, and then we kept...
Ama çocuklar oynamak istedi, o yüzden birkaç dakikalığına durduk, sonra da...
So, where'd the girls play?
Kızlar nerede oynadı?
Just trying to play the "Guess the future" game.
O da ne demek? Sizin "Geleceği tahmin et" oyununuzu oynuyorum.
So what I'd like you to do is just play along, admit the money is yours.
O yüzden yapmanı istediğim şey sadece fazla üzerine gitmeden, paranın senin olduğunu kabul etmen.
She gets to play the victim card again?
Tekrar kurban kartını mı oynayacak?
It was the smart play.
Akıllıca bir hamleydi.
What if... you do the whole play here?
Peki ya oyunu burada oynasanız?
Play the same clubs as...
- Aynı kulüpte çalacaktın...
Can we play hooky and follow him around for the rest of the day?
Günün kalanında işi asıp peşinden gidebilir miyiz?
Wanna go back to the house, play some flip cup, maybe touch bits?
Eve gitmek ister misin, içme oyunu oynar belki cicişlere dokunuruz.
I know the games they play, and they're making us wait for no reason, and it's bush league bullshit.
Yaptıkları numaraları biliyorum, bizi sebepsiz yere bekletiyorlar bu yaptıkları çok amatörce.
Jack, why don't you go play with the twins?
Neden sen ikizlerle oynamıyorsun Jack?
The internet will play a very important role in this, yes.
Evet, internet çok önemli bir role sahip olacak.
And, yes, I do play the fiddle and the banjo at night.
Ve evet, akşamları keman ve banjo çalıyorum.
For instance in South Korea there was the case of a couple that had a young baby and they were very much addicted to a game that they went to play while neglecting their child at home.
Örneğin Güney Kore'deki bir çiftin vakasında, çiftin ufak bir bebeği vardı ve bir oyuna o kadar bağımlıydılar ki çocuklarını ihmal ederek oyun oynuyorlardı.
I play notes on the keyboard, and then they just populate into sheet music in real time.
Klavye ile notaları yazıyorum ve notaları programdaki satırlara yerleştiriyor.
And her friends would come over and play in the pool.
Arkadaşları gelirdi ve havuzda oynarlardı.
So, I knew I was gonna get to play football for a powerhouse program and I kinda fell in love with the entire thing.
En iyiler eğitim programına girmek için futbol oynayacağımı biliyordum. Her yönüyle aşık olmuştum.
Flag on the play.
Şaka gibi.
It's the smart play.
Bu da akıllıca bir yol.
I'm not saying I don't want to play ball, but I think this would be a lot easier if I heard it from the horse's mouth.
Bak ben sana her şeye eyvallah çekmem demiyorum bunları ilk ağızdan duyarsam işler daha rahat olur diye düşünüyorum.
The Olvidos, they don't play.
Olvido'lar. Oyun oynamazlar.
Nobody asked you to play Dora the Explorer.
Kimse senden "Kaşif Dora" olmanı istemedi.
Your job is not to play the hero and wind up dead.
Kahramanı oynamaya çalışıp ölmek değil.
We put him in therapy, but all he did was sit on the couch and play his video games.
Onu terapiye götürdük, ama tek yaptığı kanepede oturmak ve oyun oynamak.
In this evening's ABC Theater presentation of "The Day After," I play a father in a typical American family who experienced the catastrophic events of a full-scale nuclear war.
ABC Sineması'nın bugünkü filmi Ertesi Gün'de büyük bir nükleer savaşın ardından feci olaylar yaşayan sıradan bir aile babasını canlandırıyorum.
Sweetie, remember we're supposed to play the "quite game" while mommy's working.
Tatlım, annen çalışırken "sessizlik oyunu" oynamamız gerektiğini unutma.
We play, and the winner takes all.
Oynarız ve kazanan her şeyi alır.
Out here we play video games and go to the mall.
Konsolda oyun oynayıp avmlere gidiyoruz.
the player 16
play 651
playa 36
player 193
plays 155
play the game 51
playing 440
playing games 28
played 66
players 77
play 651
playa 36
player 193
plays 155
play the game 51
playing 440
playing games 28
played 66
players 77
play with me 42
playboy 86
play video games 16
playing hard to get 22
playing video games 17
playing cards 21
play nice 84
play it 135
play dead 29
play it cool 71
playboy 86
play video games 16
playing hard to get 22
playing video games 17
playing cards 21
play nice 84
play it 135
play dead 29
play it cool 71