The rope tradutor Turco
2,974 parallel translation
OK, this next building is where they kept the rope and the medium-gauge wire for the productions.
Pekâlâ, yandaki bina çekimlerde kullanılan ipleri ve ince telleri tuttukları yer.
I'll get the rope.
İpi getireyim.
The German who hanged my father... the one... who actually pulled the rope... had just promised to save him.
Babamı idam eden,... aslında aslında onu ipten kurtaracağına söz veren bir Almandı.
- Rob, throw the rope.
- Rob, halatı fırlat.
- I've got mine and we'll take the rope.
- Benimki yanımda, bir de halat alırız.
The rope was cut.
İp kesildi.
Someone cut the rope.
Birileri ipi kesti.
Someone cut the rope.
Birisi ipi kesti.
I lifted the rope, and she drove in.
Şeridi kaldırdım ve arkadaşım arabayla girebildi.
- The rope is torn!
- Halat kopuk!
Grab the rope, I'll pull you up!
İpi tutun, sizi yukarıya çekeceğim!
- What happened to the rope?
Halata ne oldu? Bilmiyorum ki.
What happened to the rope?
Halata ne oldu sahi?
- Then also banging his head on the rope like that caused a blood clot in his brain.
Ardından halata kafasını çarpınca da, beyninde pıhtı oluşmuş.
So I took the rope ladder and climbed up.
Ve bir iple oraya tırmandım.
Our people did find Lee Coleman's epithelial cells on the rope in your supply closet.
Arkadaşlarım senin dolabından çıkan ipin üzerinde Lee Coleman'ın epitel hücrelerini buldular.
Rope burns on your hands and vestiges of your DNA on the rope.
Ellerinde ip izleri var ve ipin üzerinde senin DNA'n var. Bunu açıklayabilir misin?
That and the rope and the skin cells... they'll probably arrest you.
Bu, ip ve doku hücreleri büyük olasılıkla tutuklanırsın.
Yeah, I want to show you something on the rope.
Evet, sana ipte bulduğum bir şey göstereceğim.
Okay, the rope.
Tamam, ip.
Keep your neck inside the rope at all times!
Boynunu ilmekten hiçbir şekilde çıkarma!
The rope isn't very strong.
İp yeterince güçlü değil.
We have to cut the rope.
İpi kesmemiz lazım.
So this is the rope, the handcuffs which I have to say, Kyle, are a little bit kinky, don't you think?
Yani ip de bu kelepçe de bu söylediğim gibi, Kyle birazcık sapıkça. sence de öyle değil mi?
And I'm sure you noticed the rope burns to his wrists and ankles.
El ve ayak bileklerindeki ip izini görüyor musun?
Grab the rope.
Halatı bağla.
This is the rope-a-dope, and it's working, Steve.
Onu iplere dayadı, ve vurmaya devam ediyor, Steve.
Bruising, from the rope?
Morluk? İpten mi?
Below the rope.
İpin aşağısında.
Would you get the rope?
Git ipi getir.
And Werewolf makes the first move as he whips off the rope for a take-down, but Frankenstein doesn't even flinch, Sid.
Rakibini indirmek için ilk hamleyi kamçı gibi fırlayarak Kurt Adam yapıyor, fakat Frankenştayn korkmuyor bile, Sid.
But if you want to find the rope, there's only one line for you to follow.
Ama ipin ucunu bulmak istiyorsan takip edeceğin sadece bir yol var.
Use the old rope-a-dope, I should think.
İpten saldırabilirim herhâlde.
The jump rope, Piglet, the jump rope.
Atlama ipini getir, Piglet, atlama ipini.
The infamous rope swing.
- Meşhur salıncak halat.
So you come to the end of your rope and you admit defeat and you're in despair.
Yani tahammül sınırına geliyorsun yenilgiyi kabullenip umutsuzluğa kapılıyorsun.
I'm at the end of my rope.
Sabrım taştı artık.
Because I am at the end of my rope.
Sabrım taşmak üzere çünkü.
I still got a good foot on him, and some heavy-duty nylon rope in the garage.
Hâlâ ondan hızlı koşabiliyorum ve garajda kopmaz naylon ip var.
I'm at the end of my Lauren Zises rope.
İplerim Lauren Zises'in ellerinde.
Here's the 200 feet of rope you ordered, Sheriff Furley.
İşte sipariş ettiğiniz 60 metrelik halat, Şerif Furley.
Anyone who's ever climbed rope in gym class knows you can't just slide down if you want any skin on your hands by the time you get to the bottom.
Tırmanma ipiyle antrenman yapmış herkesin de bilebileceği gibi aşağıya çıplak elle inmek demek derinizden arta bir şey kalmaması demektir.
Doc Robbins found rope fibers in the victim's teeth.
Dr. Robbins kurbanın dişlerinde iplik parçaları buldu.
You're at the end of your rope.
Yolun sonundasın.
There's a rope in the closet.
Dolapta bir ip var.
There is a strong rope hanging from the ceiling.
Tavanda asılı bir ip var.
... and she's all, like. And so now, Hanna's on top of the bunny hill, but I had to, like... hypnotize her to get her to grab on to the tow rope.
Sonra, Hanna tepenin zirvesindeydi ve onu, neredeyse, hipnotize etmem gerekti ki çekme halatından tutmasını sağlayabileyim.
This nylon rope used to strangle Agent Archer was the same that was used to bind Lieutenant Commander Casey's hands.
- Ajan Archer'i boğmakta kullanılan naylon ip, Binbaşı Casey'nin ellerini bağlamakta kullanılanla aynı.
Well, as you know, the Port-to-Port Killer secures his victim's feet with rope.
- Senin de bildiğin üzere Liman Katili kurbanlarının ayaklarını iple bağlıyor.
Werewolf climbs up to the top rope, and letting that animal inside take over as he howls into the night.
Kurt Adam halatların tepesine tırmandı ve içindeki hayvanın çıkması için geceye doğru uluyor.
Because whoever it is has to pick up this sorry rag of rope, it'll sure as shit be the death of them.
Çünkü bunu kim yaptıysa temizlemek isteyecektir yapmazsa da bu onun ölümü olur.
rope 99
ropes 20
roper 45
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the right way 29
the road 48
the rules have changed 16
the real one 64
ropes 20
roper 45
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the right way 29
the road 48
the rules have changed 16
the real one 64
the rules are simple 34
the rules 72
the rain 42
the river 87
the rock 58
the real me 30
the right thing 58
the roof 92
the rest of your life 21
the right 75
the rules 72
the rain 42
the river 87
the rock 58
the real me 30
the right thing 58
the roof 92
the rest of your life 21
the right 75
the reason 46
the real story 16
the real deal 26
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39
the real story 16
the real deal 26
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39