There is another tradutor Turco
2,445 parallel translation
I thought there is another room.
Başka bir oda var sanıyordum.
However, beyond what you've imagined at the desk, there is another world.
Ancak, masada hayal ettiğin şeyin ötesinde başka bir dünya var.
shawn there is another room down on the hallway
Shawn aşağı koridor üzerinde bir oda var
You know, there is another way.
Senin için bir yol daha var.
There is another camera that shows the ramp under the freeway.
Otoyolun altında, rampayı gösteren bir başka kamera daha var.
There is another Jack Sparrow out there sullying my good name?
Güzel adımı kullanmaya çalışan başka bir Jack Sparrow olabilir mi?
- There is another way of seeing.
- Görmenin başka bir yolu yoktur.
There is another M6 right behind me.
Hemen arkamdan bir M6 daha geliyor.
There is another door here.
Burada bir kapı daha var.
There is another way.
Bir seçenek daha var.
Have you been doing regular rounds seeing if there is another virus?
Yaptığınız tahlillerde...
I believe there is another option, doctor.
Fazla seçeneğin olduğunu düşünmüyorum doktor.
No. There is another way.
Hayır, değil.
There is another customer having the same problem.
Aynı sorunu yaşayan başka bir müşteri.
When most people think of animated movies, they think of 40 minutes or more, but there is another type of animated film :
Animasyon film denince bir çok insanın aklına 40 dakikalık ya da daha uzun görüntüler gelir ama bir başka animasyon film türü daha var :
- There is another issue to address, Colonel.
- Konuşulması gereken bir sorun daha var, Albay.
There is another way.
Başka bir yolu var.
- There is another way.
- Başka bir yolu var.
There is another way.
- Başka bir yolu var.
There is another possibility.
- Başka bir ihtimal olmalı.
There... there is another option.
Bir seçenek daha var.
There is another unique marking.
Vücudunda ilginç bir iz daha var.
I borrow this office, where is there another room? But still...
Bu ofisi ödünç aldım, başka odayı nereden bulayım?
Is there another seat I could take?
Oturabileceğim başka bir yer var mı?
Is there another book, or a sequel?
Başka bir kitap veya bunun devamı var mı?
Today, there is yet another addition to the herd - a calf, just hours old, unsteady and painfully thin.
Bugün sürünün yeni bir üyesi daha var. Dengesiz ve acınacak kadar zayıf, sadece bir kaç saatlik bir bebek.
What I was saying is that if we just have nothing but jokes one after another, there's no story.
Demek istediğim şu ki Elimizde bir espriden başka hiçbirşey yok, Hikaye değil ki bunlar.
Is there another first baseman like Giambi?
Giambi gibi baska 1. kaleci yok mu?
There is just another meteor that just hit the ocean and it's the closest one yet, right behind those cutters.
Okyanusa bir göktaşı daha düştü. En yakını bu oldu. Botların hemen arkasında.
Excuse me driver. Is there another route?
Affedersiniz, başka yoldan gidemez miyiz?
Is there another way to go?
Gitmenin başka yolu yok mu?
Is there another?
Başka var mı?
- Is there another?
- Başka var mı ki?
That there was another version of the Jerusalem Talmud in Europe during the early Renaissance, which is different to the version we have today.
Kudüs Talmud'unun bugün elimizde olan versiyonundan farklı erken Rönesans dönemine ait bir versiyonu daha vardı.
There... is another side to that coin.
Bu iş çift taraflı.
Is there another way you could say that?
Bunu söylemenin başka bir yolu var mı?
Is there another way to reach her?
Ona ulaşmanın bir yolu var mı?
Farmer and promised not to go back - Is there another farm?
Çiftçi ve geri gitmek için değil söz - Başka bir çiftlik var mı?
Is there another way out of here?
Buradan çıkmanın başka bir yolu var mı?
Bethany Hamilton duck dives under Malina Birch while Birch is still out there looking for another ride.
Birch başka bir hamle yapmaya çalışırken Bethany Hamilton. Malina Birch'in altından ördek dalışı yapıyor.
- Is there another woman?
- Başka bir kadın mı var?
Is there any food for another plate?
Yemek var mı?
Well, that thing took off, so he's starting another Ray's down there. And he's moving you all to live with him.
Orası bayağı iş yapmış, o yüzden baban da orada başka bir Ray's açmış, ve sizi onunla yaşamanız için taşıyor.
Is there another way into the city?
Şehre gitmenin başka bir yolu var mı?
You are gonna tell me everything there is to know about your mom, and I'm gonna have another meeting with her, and we're gonna have it out.
Bana annen hakkındaki her şeyi söyleyeceksin ve onunla bir görüşme daha yapacağım Böylece bu olayı çözeceğiz.
Part of me is terrified, but there's another part of me that doesn't want to feel anything.
Bir tarafım korkmuş ama öbür tarafım hiçbir şey hissetmemi istemiyor.
Is there another way out?
Başka bir çıkış var mı?
There might be another way, but it's gonna take some doing on your part.
Başka bir yolu olmalı. Üzerinize fazladan iş düşecek.
- Is there another spoon in the bag?
- Bir kaşık daha var mıydı?
We think there's another plot, but what that is exactly, we haven't been able to assertain.
Başka bir dümen olduğunu düşünüyoruz, ama tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz.
Yeah, finding the pack is important, but there's another reason we live like this.
Bir sürü bulmak önemlidir ama böyle yaşamamızın bir sebebi daha var.
there is another possibility 17
there is another way 59
there is another option 27
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is another way 59
there is another option 27
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there is 1445
there isn't time 60
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a difference 51
there is a problem 53
there is no time 77
there is 1445
there isn't time 60
there is someone 42
there is none 72
there is no 294
there is no way 73
there is a difference 51
there is a problem 53