English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Goes by

Goes by tradutor Turco

1,924 parallel translation
I was doing the V.M.l. marching song, which is a ground maneuver, and when I do that, see, that's when the plane goes by.
Bir kara tatbikatında... Virjinya Askeri Marşı eşliğinde dans ediyordum ve ben bunu yaparken, üstümden uçak geçiyordu.
He goes by many names.
Birçok adı vardır.
But I'll think about you every day that goes by.
Ama her gün aklımda sen olacaksın.
You kidding? Not a day goes by I don't think about that bike.
O motoru düşünmeden geçen tek günüm bile yok.
There's not a day that goes by that I don't think about that night, Quentin.
O geceyi düşünmediğim tek gün bile olmuyor, Quentin.
You know, not a Sunday goes by that I'm in church lighting'candles.. that I don't thank God you didn't rat me out.
Beni yüzüstü bırakmadığın için kiliseye gidip mum yakarak Tanrı'ya şükretmediğim bir pazar günü bile olmadı.
How life goes by... In the blink of an eye.
Gözlerinde hayat nasıl geçer.
There's not a day goes by when I wouldn't like to throw my resignation in Reacher Gilt's face.
İstifa mektubumu Reacher Gilt'in yüzüne fırlatmayı istemediğim gün geçmiyor.
Every year that goes by, I get a bit prouder.
Yıllar geçtikçe daha da gurur duyuyorum.
Not a day goes by, I'll tell you that much.
Bir gün bile geçmiyor, bunu diyeyim sana.
You get sucked into things and time goes by and you wonder who's that looking at you in the mirror. Not that you'd understand.
Sadece bu yaşta çok ilerlemiş olacağımı sanırdım.
In Puysan she goes by boat to the bottom and that'll be that.
Gemiyle Puysan'a gidip denizin dibini boylayacak.
- That goes by the pool on the right.
- O havuzun sağına gidecek.
I'm always hearing about how someday they're going to tear them down... or turn them into apartment houses or something, and then another year goes by.
Yıkılıp yerlerine konut siteleri inşa edileceği söylenir durur ama sonra aradan bir yıl daha geçer, kimseden tık çıkmaz.
He goes by the name Poh Boy.
Ona Poh Boy derler.
Rest assured, compadre, there ain't a day goes by when I don't think about waking up in a warm bed and spending the day with the folks who love me.
Emin ol compadre, sıcak bir yatakta uyanmayı, günümü beni seven insanlarla geçirmeyi hayal etmediğim bir günüm bile olmuyor.
And when the day goes by,
Gittiği gün,
Whether it was an accident, you know, or whatever happened, right now the doors are still open, but every day that goes by this thing gets a little worse.
Belki bir kazaydı bilirsin ya da ne olmuş olursa olsun şu anda kapılar hala açık. Ama her geçen gün biraz daha kötüleşiyor.
Do you want to go on as a free spirit, or wait and see time goes by?
Özgür bir ruh olarak Sen devam etmek istiyor musun? veya bekleyerek ve zamanın geçip gidişini seyredecek misin?
But, as time goes by, she'll get used.
Ama, zaman olarak geçiyor diye alışıyorsunuz.
Or else, life just goes by.
Yoksa, hayat geçer gider.
Boss goes by gabriel.
Patronun adı Gabriel.
She's a New York designer who goes by the color red.
O, kırmızıya ağırlık veren bir Newyork tasarımcısı.
He goes by many names but commonly known as Shadow.
Pek çok isimle anılır ama genelde "Gölge" olarak bilinir.
- He also goes by Mr. Dobalina.
- Hep, Bay Dobalina'ya göre hükme varır.
Apparently, she was seeing Some guy who goes by the street name demon.
- Görünüşe göre, sokağın aşağısından Demon adındaki bir çocukla çıkıyorlarmış.
Yeah, and not a day goes by I don't think about her.
Evet ama onu düşünmediğim bir gün bile olmadı.
You know, Mike I've tracked you over three states and not a day goes by that I don't think maybe this is the day you'll show up.
Biliyor musun, Mike? Senin izini üç eyalette takip ettim. Senin bu sefer ortaya çıkacağın gün geldi diye düşünmediğim tek bir gün bile olmadı.
There's not a week that goes by I don't think about her.
Onu düşünmeden geçen bir haftam bile olmamıştı.
He goes by the name of Red Hood.
Red Hood diye biliniyor.
But time goes by.
Ama zaman geçecek.
I mean, I thought he was cute, but what kind of a tool goes by his last name?
Sevimli biri diye düşünmüştüm ama hangi salak soyadını kullanır? - Değil mi?
By September 1942, Paulus reaches the railway line that goes to Moscow.
Paulus, 1942 Eylül'üyle, Moskova'ya giden demiryolu hattina ulasir.
Stagg's drug deal goes wrong, and this guy just rides by?
Stagg'in uyuşturucu işinde sorun çıkmış, bu da oradan mı geçiyormuş?
either goes to do that work which by I gets happiness..
Sadece bugün sabah erkenden işe gidemem...
Some persons... you know, a person goes seven lifetimes without seeing a bobcat, but I was mauled by the same one three times.
İnsanlar vahşi bir kedi görmeden yedi yaşam devirirler ama ben aynı hayvan tarafından üç kez saldırıya uğradım.
" The gratitude of every home in our island goes out to the British airmen who, undaunted by odds, are turning the tide of the world war by their prowess and by their devotion.
Adamızdaki her ev, minnettarlığını sadakat ve cesaretleri ile dünya savaşının gidişatını bütünüyle değiştiren İngiliz havacılara gönderiyor.
If it goes on like this, by year's end we may be able to put in an application for adoption.
Eğer her şey böyle devam ederse yılsonunda evlatlık için başvurumuzu yapabilecek durumda olacağız.
I know most of these folks think this whole story is ajoke, but if something bad goes down, I'd rather be surrounded by the big guns.
Bu kişilerin çoğunun hikâyeyi şaka sandıklarını biliyorum ama eğer işler kötü giderse, büyük silahlarla çevrili olmayı tercih ederim.
We can wait all night and you can wait for something to happen, or you can end it right now by saying he goes.
Tüm gece bekleyebiliriz, bir şeyler olsun diye bekleyebilirsin ya da onu götüreceğini söyleyerek hemen burada bitirebilirsin.
By 9 : 00 in the morning, it goes into the Lendl equity fund and from there it's transferred to a dozen offshore accounts.
Yarın sabah 09.00'da Lendl fonuna aktarılacak ve oradan da bir düzine görünmeyen hesaba dağıtılacak.
Your grandma goes walking in the morning by herself.
Büyükannenin tek başına yürümesine izin mi vereceksin?
As, indeed, it goes on to confirm later in the document, In common with many people living in this area at the time, You are, by birth, jewish.
Aynen öyle, dosyanın da doğruladığı gibi şu an, bu bölgede yaşayan birçok insanla benzer olarak doğuştan Yahudi'siniz.
Accompanied by... the chip on his shoulder. He never goes anywhere without it.
Öfkelidir ve bunu da her yerde gösterir.
Women say that, everything goes black, and I wake up surrounded by body parts.
Kadınlar bunu söylediğinde her yer kararır ve etrafımda insan organlarıyla uyanırım.
Ten bucks it goes viral by lunch.
Öğle yemeğine kadar virüs gibi dağılacağına 10 dolara iddiaya girerim.
- I'll come by, like, once a week or something... and we could just see how it goes.
Haftada bir filan gelirim ve nasıl gidiyor bakarız?
Well, the story goes, I was being backed by some wise guys out of Jersey, doing well, making money.
Pekala, hikaye şöyle devam ediyor Ben Jersey'deyken bazı bilge adamlar... iyi para kazanmayı teklif ettiler.
But here goes- - school's hard, dorm's gross, Not really dating, but I am having my lady needs Tended to by a handsome young stallion.
okul zor, yurt iğrenç tam çıkıyor olmasak da, kızsal ihtiyaçlarımı karşılamaya yönelik yakışıklı, genç bir aygırım var.
Either he lives by them or he goes.
Ya onlarla yaşar yada gider.
Oh, by God, there... there it goes.
Ah, Tanrım, işte gidiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]