They're all good tradutor Turco
349 parallel translation
They're no good at all.
Hiçbir işe yaramaz.
They're all good children.
Hepsi iyi çocuklar.
That's all they're good for now.
Şimdilik iyi görünüyorlar.
- They're all good boys at heart.
- Hepsinin kalbi temizdir ama.
And the people, well, maybe they dress a little differently... or talk a little differently here... but underneath they're the same as your next-door neighbor, and you probably know them all - the cop on the beat, the kid selling papers... shopkeepers, lawyers, good people, bad people.
Ve insanlar belki de burada biraz farklı giyiniyorlar veya biraz farklı konuşuyorlar ama onların kapı komşunuzla aynı olduklarını bilirsiniz ve muhtemelen hepsini tanırsınız devriyedeki polis, gazete satan çocuk esnaflar, avukatlar, iyi insanlar, kötü insanlar.
They all look good when they're working alone.
Yalnız çalışırlarken hep iyi görünürler.
Those herds aren't any good, they're all horns and bone.
Hayvan sürüleri işe yaramaz kemik yığını.
They're just no good, that's all.
Pek iyi olmamış.
That's about all they're good for.
Bu işe yarayacaklar.
Oh, they're good for a laugh, all right.
Gülmek için iyiler, tamam.
- They're all good or bad, depending on whether the stars are aligned in a positive or negative way.
- Bütün burçlar hem iyidir hem kötü. Hepsi yıldızların pozitif veya negatif sıralanmasına bağlıdır.
The permit's not ready. They're all good-for-nothings here. At the ministry they scratch their asses.
İzin hazır değil.
All they're good for is making love.
Sevişmek için hepsi çok iyi.
They're all good, as long as they're in Switzerland.
İsviçre'de oldukları sürece hepsi iyi.
- All they're good for is regularity.
• Onlar için İyi düzenekmiş.
And they're no good, they're money-changers, Judases, and that's all.
Ve hiçbiri iyi değil, para aklayıcılar, Judaslar, bunların tümü.
They're all pretty good if you don't mind being hungry again an hour later.
Bir saat sonra tekrar acıkmanın sakıncası yoksa hepsi oldukça iyidir.
Poor Sam. All he tried to do was defend his good name and now they're gonna hang him for an out-of-law.
Hepimiz onun iyi biri olduğunu savunduk ve şimdi bir kanun kaçağı gibi onu asıyorlar.
But they're all good shots.
Ama hepsi de çok iyi atıcı.
They're just gonna think that I'm not too nice a guy, which I'm not and that you're a hell of a good person for putting up with me, that's all.
Benim pek de iyi bir herif olmadığımı düşünürler, değilim zaten. Senin ise bana katlandığın için dünya tatlısı olduğunu düşünürler, o kadar.
They're all good men. Yours for the mission. I hope you approve.
Hepsi iyi adamlar,... bu görev için senin yanındalar,... umarım onaylarsın.
They're onto a very good thing all-around, my friend.
Etraflarından çok iyi haberdardırlar, dostum.
- They're all good men.
- Hepsi kalite adamlar.
I'll bet they're all good at business here.
Eminim buradakilerin hepsi başarılıdır.
They're good boys, all of them.
İyi çocuklardır, hepsi.
They're all good clients.
Hepsi iyi müşterilerimiz.
They're all good chaps.
Hepsi sağlam adamlar.
That's very good, Lieutenant. They're brown, all right.
Karakolda hakkında iyi sözler edeceğim.
He's a skilful swordsman Even his three partners are good hands at fencing They're all cold-blooded killers
Özel alevli bir birlik var derler dövüşte ne kadar iyi olursa olsun kişi alev çemberinden kaçamaz derler kızcağızı kolaylıkla pişmiş tavuğa çevirecekler!
- They're all good for hiding in.
- Hepsi saklanmak için ideal.
And I mean, if they're way above average or any good at all, they'll manage to lose a letter if you send it to them.
Demek istediğim, değerler ortalama üstü veya istemedikleri herhangi bir şey çıkarsa gönderdiğin o mektubu kaybetmeyi başaracaklardır.
- They're all doing good. But they're really sad about you and the school's closing.
[ALKIŞLARLA MÜZİK BİTER]
They're all no good.
Hiçbiri iyi değil.
They're all good-for-nothing bureaucrats!
Hepsi iyi ama bürokrat olarak değil!
They're all career criminals, but they're good with a sword.
Hepsi becerikli suçlular, ama kılıçta iyi değiller.
See, the people that have been good, they're gonna go to heaven... and escape all that fire.
İyiler yangından kurtulup, cennete gideceklermiş.
They're all good.
Hepsi güzel.
What, are they all rotten, and we're so good?
Ne yani onlar rezil de biz çok mu iyiyiz?
They're going to cover the area pretty good... so, really, all we can do is wait.
Her yeri karış karış inceliyorlar. Yapabileceğimiz tek şey beklemek.
So, if you like them, you're gonna find good things in all the bad things they do.
Eğer birisinden hoşlanırsan yaptığı kötü şeyler gözüne batmaz.
And if you don't, you're gonna find bad things in all the good things they do.
Ama hoşlanmazsan, yaptığı iyi şeyler bile canını sıkabilir.
I expect they're all having a good lie-in after the bomb.
Sanırım hepsi bomba sonrası birazcık rötar yapmış durumdalar.
I don't know. They're all so good.
Bilemiyorum, hepsi de harika.
I raised eight kids on a waitress's salary, and I want you to know they're all good kids, and not one of them has had a conviction that stood up on appeal.
Garson maaşıyla sekiz çocuk büyüttüm ve hepsi de iyi çocuklardır. Birinin bile aleyhinde temyizden dönmeyen bir suçlama yapılmadı.
They're good men and we're all friends.
Hepsi iyi adamlardı, ve hepsiyle de dostuz.
They're all good, sound men.
Hepsi iyi, sağlam adamlar.
All the other grades, your times were an improvement, but they're still not good enough.
Bütün diğer sınıflar, zamanınızda gelişme var... ama yeteri kadar iyi değil.
They're like presiding royalty saying goodbye and good riddance to all of us.
Hepimize güle güle diyen kraliyet ailesi gibiler.
These are all good lads here with hearts of oak, but they're farmers.
Buradakilerin hepsi açık kalpli iyi adamlardır, ama çiftçidirler.
Well, it's a good thing they're not all as friendly as you.
Evet, onların da senin kadar arkadaşça davranmadıkları iyi olmuş.
They're good for all occasions.
Çok kullanışlıdırlar.
they're all gone 114
they're all the same 133
they're all dead now 16
they're all over me 20
they're all lies 18
they're all in there 23
they're all 73
they're all there 33
they're all dead 249
they're all yours 69
they're all the same 133
they're all dead now 16
they're all over me 20
they're all lies 18
they're all in there 23
they're all 73
they're all there 33
they're all dead 249
they're all yours 69
they're all gonna die 18
they're all alike 22
they're all right 87
they're all here 72
they're all over the place 38
all good 481
all good here 19
all good things 20
good 48980
good night 12775
they're all alike 22
they're all right 87
they're all here 72
they're all over the place 38
all good 481
all good here 19
all good things 20
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
goodspeed 27
good job 2434
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
goodspeed 27
good job 2434
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good on ya 17
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good work today 50
good on ya 17