This is serious business tradutor Turco
86 parallel translation
This is serious business.
Bu ciddi bir iş.
The hellish conditions on Venus are a reminder that this is serious business.
Venüs'teki cehennem gibi şartlar, bunun ciddi bir mesele olduğunun hatırlatıcısıdır.
This is serious business.
Çok ciddi bir durum.
Hey, this is serious business.
Bu ciddi bir iş.
This is serious business that we're involved in.
İçinde bulunduğumuz iş çok ciddi.
- This is serious business, Mr Bennell.
- Bu ciddi bir iş, Bay Bennell.
This is serious business here.
Burada ciddi bir şey yapıyoruz.
And this is serious business, Murdock.
Bu ciddi bir iş Murdock.
This is serious business you want to get into.
Girmek istediğin bu iş ciddi bir iş.
- Donna, this is serious business.
- Donna, bu ciddi bir iş.
This is serious business, so we're gonna wait for you.
Bu ciddi bir iş o yüzden seni bekleyeceğiz.
- This is serious business here, man. - See?
Burada ciddi bir iş yapıyoruz dostum!
This is serious business!
Bu önemli bir açıklamadır.
This is serious business.
Bu çok ciddi bir iştir.
This is serious business!
Bu ciddi bir iş, tamam mı?
You don't understand. This is serious business.
Anlamıyorsun, durum ciddi!
This is serious business.
Bu ciddi bir meseledir!
This is serious business.
Ciddi bir is.
- This is serious business.
- Bu ciddi bir mesele.
This is serious business. Come on.
Burada ciddi bir iş yürütüyoruz.
Now, this is serious business here.
Bu, ciddi bir iş.
Come on, man, quit goofing around. This is serious business.
Hadi adamım, bırak geyik yapmayı.
Oh, you bet. This is serious business. And there's not one of se ;
Bu ciddi bir iş ve bunlardan bir tane yok, bir sürü var.
This is serious business, Hal.
Bu ciddi bir iş Hal.
Ma'am, this is serious business.
Hanımefendi bu çok ciddi bir yarışma.
Yeah, man, this is serious business.
Evet, dostum, bu çok ciddi bir iş.
YOU GOT THAT RIGHT. THIS IS SERIOUS BUSINESS- -
Durup makyajını mı tazeledin?
No Perez, this is serious business. Guess...
- Yapma Perez, ne tahmini?
This is serious business, so just...
Bu önemli bir iş, yani -
This isn't funny! This is serious business!
Bu komik değil, ciddi bir iş.
Richard, don't make fun- - this is serious business.
Richard, dalga geçme, ciddi bir mesele bu.
- This is serious business!
- Bu ciddi bir iş!
This is very serious business, Father O'Malley.
Bu çok ciddi bir iş, Peder O'Malley.
Well, this is a murder investigation, young man And murder is a very serious business!
Bu cinayet soruşturması ve cinayet de ciddi bir konudur.
When first you work for me, I tell you explicit, this is very serious business you are in.
Benim için ilk kez çalıştığından, sana açıkça söylüyorum, bulaştığın iş çok ciddi.
This is a very serious business for Madam Zena.
Bu Madam Zena için çok ciddi bir iş.
This is a serious business, just like any other.
Bu ciddi bir iş, bütün işler gibi.
This is serious business!
Ne?
This is a serious business.
Bu ciddi bir konudur.
This place was doing serious business last night.
Dün gece burası gayet iyi iş yapıyordu.
But this is a serious business.
Bu ciddi bir iştir.
even near towns we didn't spot much reef damages coastal development put reef in jeopardy siltation pollution and the lose of mangroves are all serious risks but resource like this proved that respecting the environment is a good business because tourists avoided damaged reefs
Kasabaların yakınında bile fazla hasara uğramış resif görmedik. Sahil geliştirme resifi tehlikeye atmış. Siltasyon, çevre kirliliği ve mangrovların yok olması hepsi ciddi birer risktir.
This is a very serious business.
Annemi.
You don't understand what serious business this is.
Durumun ciddiyetini anlamıyorsunuz.
Malachi, this is a serious business, and not to be entered into likely.
Malachi, bu çok ciddi bir iş, karışmaman çok uygun olacak.
And this feuding tribe stuff is serious business.
Aang, şu davalı kabile işi ciddi mesele.
Marriage is serious business, Lorelai, and if you don't take this very seriously, then this whole thing could fall apart faster than you could possibly imagine.
Evlilik ciddi bir iştir Lorelai. Bunu ciddiye almazsan,.. ... her şey hayal edebileceğinden de çabuk dağılır.
-'Cause this is very serious business. - Yeah, exactly.
- Çünkü bu çok ciddi bir iş toplantısı.
There's a serious business to this because this carnival is an offering.
Bu bir adak karnavalı olduğundan ciddi bir uğraş söz konusudur.
This is a serious business in Russia - um, soul trafficking.
Ruh kaçakçılığı Rusya'da ciddi bir iştir.
This is some serious business.
Bu çok ciddi bir iş.
this is 5015
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is bad 606
this is important 545
this is bullshit 584
this isn't you 235
this is awesome 376
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is a 428
this is fun 448
this is crazy 1291
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this is not good 352
this is weird 356
this is a 428
this is fun 448
this is crazy 1291
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this is not good 352
this is a bad idea 175
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534
this is amazing 700
this isn't over yet 34
this is great 1205
this is nice 565
this is all my fault 379
this isn't 241
this is good 1083
this isn't going to work 72
this is serious 534
this is amazing 700
this isn't over yet 34
this is great 1205
this is nice 565
this is all my fault 379