Those two tradutor Turco
6,956 parallel translation
Must've had to score a lot of touchdowns for those two.
- Evet. - Bu ikisi için çok gol atmış olmalı.
And those two notes are more important than any fucking note anybody's played on that song yet, man.
O iki nota, o şarkıyı çalan herkesin çaldığı iki notadan çok daha önemli.
What's the deal with those two?
Bu ikisinin olayı ne?
I can do that because I know those two equations.
Bunu yapabiliyorum çünkü bu iki denklemi biliyorum.
But if I had to do that from scratch, if I had to come up with those two equations, it'd never happen.
Fakat bunları baştan yapmak zorunda olsaydım, bu iki denklemi bulmak zorunda olsaydım, bu asla gerçekleşmezdi.
How are those two handsome little boys, Ryan and Scott?
Yakışıklı ufaklıklar nasıllar, Ryan ve Scott?
It turns on those two lamps all the way over there.
O taraftaki şu iki lambayı yakıyor.
100 %. It was those two haoles.
Bu iki haole.
But how much more beautiful would it be if those two nurses just started making out right now?
Gerçek. Yalnız şu iki hemşire şu an yiyişmeye başlasa daha güzel olmaz mıydı?
Only the feds use those two words in the same sentence.
Sadece federaller bu iki kelimeyi aynı cümlede kullanabilirler.
Oh! Those two are clearly enjoying a bit of a joust.
İkisi belli ki güzel bir yarışın tadını çıkarıyorlar.
THOSE TWO GALAXIES ARE GONNA TURN INTO A BALL OF STARS.
Bu iki galaksi yıldızlardan oluşan bir top şeklini alacak.
( clears throat ) Hey, uh, Victoria, while we're waiting for those two, could you, uh, put that visor down?
Hey, Victoria. Şu ikisini beklerken, lütfen şu gözümü alan ışık için güneşliği aşağıya indirebilir misin?
Then are you saying those two have known each other since 13 years ago?
Yani 13 yıldır birbirlerini tanıdıklarını mı söylüyorsun?
You know.. Those two men..
Bu arada, o iki adam var ya.
The taste of those two.
Şu ikisinin zevkine bak.
But those two policeman, that was an embarassing blunder.
Fakat o iki polis gerçekten utanç verici acemilerdi.
And I think being able to differentiate between those two is the Turing Test you want me to perform.
Bu ikisi arasında farklılık yaratmak, yapmamı istediğin Turing Test'i sanırım.
Hell will sooner freeze than those two teaming up.
Cehennem buz tutmadıkça bunlardan ekip olmaz.
I would like you to tell me, between love, and hatred, which of those two creates the worst disorders?
Söyleyin bana aşk ve nefretten bu ikisinden hangisi en kötü bozuklukları oluşturur.
Those two were in 1984.
O ikisi 1984'teydi.
Take those two with you.
Şu ikisini yanına al.
You think about what those two could have done today if you hadn't have been out there.
Eğer sen orada olmasaydın o ikisi neler yapabilirdi bir düşün.
Shoot through those two buildings.
Şu iki binanın arasına fırlat.
Okay, look, if those two lovebirds decided to force their way into that trailer, it's called breaking and entering, and I don't exactly appreciate it.
Tamam, bak, eğer o iki sevgili oraya zorla girmeye karar verdiyse, buna haneye tecavüz denilir ve bunu tam olarak tasvip etmiyorum.
Those two, and all them other squatters, they went into my wife's trailer, Marcus.
O ikisi ve diğer tüm kayıp kişiler, karımın kulübesine girdiler, Marcus.
I wonder if those two will get to marry.
Şu ikisi evlenecek mi merak ediyorum.
If you got those two things, numbers ain't shit.
Eğer bu iki şeye sahipsen, sayının önemi yoktur.
And those two bodies from Danny's place, Shawn will make sure they point back to you.
Ayrıca Danny'nin evindeki 2 cesedi de Shawn sen yapmışsın gibi gösterecektir.
If I can't figure this out by the morning, I'll walk myself into the precinct and tell'em I blew those two officers away. One night.
Eğer sabaha kadar bu işi çözersem karakola kendim gidip o iki memuru benim öldürdüğümü söyleyeceğim.
Me, and those two... - I thank you, I thank you.
Ben ve o iki...
Hey, you guys remember the last time we were in this club... and you and Ken were fucking with those two girls from the club?
Hatırladınız mı, bu kulübe son geldiğimizde sen ve Ken, kulüpten iki kıza atlıyordunuz?
And sure enough... when I walked outside those two young men started firing on me.
Kısa süre sonra dışarıya adımımı attığımda, o iki genç adam bana ateş açtı.
- I have my doubts about those two brats.
O iki haylaz hakkında şüphelerim vardı.
You told me about those two other girls.
Diğer iki kız hakkında bana bahsetmiştin.
So I just want you to initial next to those two numbers as well.
O iki rakamın yanına da paraf atıver.
You see those two?
Şu ikisini görüyor musun?
Follow those two ships there.
- Şu iki gemiyi takip edin.
You don't look anything like either of those two people.
İkisine de zerre kadar benzemiyorsun.
It has been an epic battle between those two for this title!
Bu unvan için ikisinin arasında destansı bir savaş yaşanmıştı!
It just seems like those two things are connected, don't you think?
Sence de bu ikisi birbiriyle bağlantılı değil mi?
She felt torn between those two things.
İki şey arasında parçalanmış gibi hissediyordu.
Those are the only two I know for sure.
Tam olarak bir o ikisini biliyorum.
Exhibit "B" - - those glasses- - two hours on eBay.
İkinci örnek : O gözlük. eBay'de iki saat harcadı.
Then there's those two- -
Sonra şu ikisi.
Either those were two really bad misses or...
Ya ikisi de cok kotu iskalardi ya da...
Those 20 kilos are almost two million street value.
Bu 20 kiloluk mal sokakta neredeyse iki milyon ediyor.
There are three factory workers who lied and framed Ki Ho Sang of false wrongdoing and two of those three workers are now dead and the suspect for their deaths, Moon Duk Soo, is now missing.
Ki Ho Sang'a iftira atan üç fabrika işçisi varmış. Bu üç kişiden ikisi şu an ölü ve onların ölümlerinden sorumlu tutulan diğer işçi Moon Duk Soo şu an kayıp.
You know... she killed those other two girls.
- Diğer 2 kızı o öldürdü.
Those one or two special pieces that are impossible to acquire without the requisite skill set.
Uygun yetenekler olmadan edinilmesi imkansız bir, iki özel parçayı.
Now those are her two favorites and her two best dishes.
Bu ikisi en sevdiği ve en iyi yaptığı yemekler.
two hours later 53
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two hearts 28
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two hearts 28
two months ago 182
two more 130
two beers 79
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two thousand dollars 17
two hands 45
two years 509
two more 130
two beers 79
two days ago 368
two o'clock 76
two arms 16
two seconds 191
two thousand dollars 17
two hands 45
two years 509
two and a half 63
two thousand 72
two weeks 445
two people 83
two men 105
two sugars 100
two brothers 30
two minutes 637
two tickets 43
two words 186
two thousand 72
two weeks 445
two people 83
two men 105
two sugars 100
two brothers 30
two minutes 637
two tickets 43
two words 186