Till tomorrow tradutor Turco
1,235 parallel translation
So, we're gonna keep him down here till tomorrow for observation.
Onu yarına kadar burada gözetim altında tutacağız.
Let it wait till tomorrow.
Yarına kadar bekleyebilirim.
Yo, Steel, man, why don't you let me borrow these two till tomorrow.
Steel. Yarın bu ikisini ödünç alabilirim.
Anyway, it's not midnight yet, and we don't open till tomorrow.
- Her neyse, daha gece yarısı olmadı.. Yarına kadar da zamanımız olduğuna göre..
- Let's wait till tomorrow.
- Yarını bekleyelim.
Why don't you wait till tomorrow morning and then ring again?
Mary, neden yarın sabaha kadar bekleyip tekrar aramıyorsun?
You're here till tomorrow.
Yarına kadar buradasın.
- See you tomorrow. - Till tomorrow.
- Yarın görüşürüz.
We'll meet in front. I'll be waiting here till tomorrow then.
Saat altıda okulun önünde buluşuruz.
I can only be your hostage till tomorrow.
Sadece yarına kadar rehineniz olabilirim.
I ain't supposed to be at the parole office till tomorrow, 2 : 00.
Sanırım yarın ikiye kadar ofısinde olmam gerekiyor.
Well, if you can't, we can stay here till tomorrow.
Eğer yapamazsan, burada yarına kadar kalabiliriz.
I thought you weren't coming home till tomorrow.
Yarına kadar dönmeyeceğini düşünüyordum.
Oh, Peg, why can't getting a job wait till tomorrow?
İş bulmak yarını bekleyemez mi?
The play's not till tomorrow night.
Yarın geceye kadar oyun yok.
The other papers won't have this till tomorrow!
Diğer gazetelerin yarına kadar bundan haberi olmayacak!
Her name's Anna But she won't be in till tomorrow
Adı Anna, ama yarına kadar yokmuş.
My mama always told me never put off till tomorrow people you can kill today.
Annem bugün öldürebileceğin adamı yarına bırakma derdi.
I--I... there's just something that I want to tell you, and... uh, i--it can wait till tomorrow.
Sana söylemek istediğim bir şey var.. .. ama ben yarına kadar bekleyebilirim.
I wanted to tell you something, but I guess it can wait till tomorrow.
Sana söylemek istediğim.. .. bir şey vardı ama yarına kadar bekleyebilir.
I'll wait till tomorrow morning when he's good and lucid.
Yarın sabah iyileşip aklı başına gelene kadar bekleyelim.
But I couldn't get a flight out till tomorrow, so here I am.
Ama yarına kadar bir uçuş bualamadım ve burdayım.
I don't plan on seeing you till tomorrow.
Seni yarına kadar görmeyi planlamıyorum.
My office won't be ready till tomorrow.
Ofisim yarından önce hazır olmayacak.
Till tomorrow...
Yarına kadar.
Grounded is grounded, so you're gonna have to wait till tomorrow...
Ceza cezadır, yani yarına kadar beklemek zorundasın.
Give me till tomorrow morning.
Yarın sabaha kadar.
You got till tomorrow morning.
Sabaha kadar vaktin var.
Sorry but I couldn't wait till tomorrow.
Bağışlayın, yarına kadar bekleyemedim.
Could you not put her off till tomorrow?
Onu yarına erteleyemez misin?
Can't it wait till tomorrow?
Yarına kadar bekleyemez mi?
Till tomorrow, then!
Yarın görüşmek üzere öyleyse.
Victoria's birthday's not till tomorrow.
Victoria'nın doğum günü yarın.
I thought that splint was supposed to stay on till tomorrow.
Bandajın yarına kadar bağlı kalması gerektiğini sanıyordum.
Till tomorrow then, this is KACL 780 AM.
Yarın aynı saatte KACL'de görüşene dek, hoşça kalın.
I've rescheduled the burial till tomorrow afternoon.
Defin işlemini yarın öğleden sonraya erteledim.
Something to think of till tomorrow.
Yarına kadar düşünecek bir şey.
The last I heard from Mrs Weston, you were not due till tomorrow.
En son Bayan Weston bana sizin yarın beklendiğinizi söylemişti.
I ll only be off till tomorrow morning, is that all right?
Yarın sabaha kadar kesinti olacak. Sakıncası var mı?
Lucky for you, he won't be home till tomorrow.
- Evet. Yarına kadar evde olmayacağı için şanslısın.
- Can it wait till tomorrow?
- Yarın ödesem olur mu?
Court is adjourned till tomorrow morning, 9 o'clock.
Duruşmaya yarın sabah dokuza kadar ara verilmiştir.
Think not on him till tomorrow.
Yarına kadar onu düşünmeyin.
Oh, dad's not in till tomorrow at the Sherry.
Babam yarına kadar burada olmayacak.
We can't anything till the day after tomorrow
İki güne kadar elimizden bir şey gelmez.
How long till you're reminded of all the 22-year-olds you could be screwing tomorrow or the next day?
Yarın veya öbür gün yatağa atabileceğin genç kızlar olduğunu düşünene kadar mı?
Someone should grab Lewis Scott, tie him up and hold him till after we finish that game tomorrow.
Birsi Lewis Scott'ı yakalamalı, onu bağlamalı ve yarınki maç bitine kadar onu tutmalı.
You've got 40 hours, till noon day after tomorrow to arrange transfer of the money.
Parayı göndermek için 40 saatiniz var. yarından sonraki gün öğlene kadar.
Tomorrow at 5 : 00 we'll meet at the fish plant we'll get our money, go home Monday and you can feed your fishies till their belly bursts.
Yarın saat 5 : 00'te balıkhanede buluşup paramızı alacak ve Pazartesi döneceğiz. O zaman balıklarını patlayana kadar beslersin.
I am technically still on vacation till ten a.m. tomorrow.
Yarın sabah 1 0'a kadar izinliyim.
He just needs to stay here till tomorrow. We're goin'down to Itchy Scratchy Studios to pick up his check.
Sadece yarına kadar burada kalması gerekiyor.
tomorrow 4164
tomorrow's my birthday 16
tomorrow is another day 31
tomorrow morning 588
tomorrow at 119
tomorrow's sunday 22
tomorrow night 482
tomorrow's another day 26
tomorrow then 23
tomorrow afternoon 75
tomorrow's my birthday 16
tomorrow is another day 31
tomorrow morning 588
tomorrow at 119
tomorrow's sunday 22
tomorrow night 482
tomorrow's another day 26
tomorrow then 23
tomorrow afternoon 75