To write tradutor Turco
13,501 parallel translation
Then, one day, Alex needed to write a report about a family member, and she picked me.
Sonra bir gün, Alex'in aile üyelerinden biriyle ilgili yazı yazması gerekiyordu ve o beni seçti.
- Where did you learn to write so well?
- Bu kadar iyi yazmayı nerde öğrenmiştin?
Yes, I write. I mean, I'd like to write.
Evet, yazarım Yani, yazmayı severim demek istedim
I use old newspapers to write as I have no paper left.
Hiç kağıdım kalmadığından, yazmak için eski gazetelere kullanıyorum.
I have in mind to write a play based on this sorry affair.
Bu kederli ilişki üzerine bir oyun yazsam mı diyorum.
And now I have to write how I feel.
Şimdi ne hissetiğimi yazmak zorundayım.
I'm just a man who likes to write about movies on the Internet.
Ben sadece internette film yorumları yazmayı seven biriyim.
It's not easy to write when you're wearing a cast.
Elin alçıdayken imza atmak kolay değildir.
I want to write a letter to Linda begging her to come back to me, and...
Linda'ya benimle tekrar beraber olması için yalvaracağım.
You want me to write code while playing chess?
Satranç oynarken kod mu yazayım?
Annika Melander, if you need to write it down or something.
Yazmanız gerekiyorsa adı Annika Melander.
- It's too early to write him off. - Especially now.
Onu şüpheli listesinden çıkarmak için çok erken.
He was in prison, and she began to write to him.
Torbjörn hapisteydi ve Annika ona mektup yazmaya başladı.
Now I drop these samples at the lab, head home, try to write up a lesson plan.
Şimdi bu örnekleri laboratuvara bırakacağım. Eve gidip ders planı çıkarmaya çalışacağım.
I really want to write down who got you what.
Sana hediye olarak kimin ne aldığını yazmak istiyorum.
~ When am I going to write another Sherlock Holmes story?
- Diğer Sherlock Holmes hikayesini ne zaman yazarım?
What I need right now is to write.
Şu anda yapmam gereken şey, yazmak.
You need to write... and I need to... get out of your office.
Senin yazman gerekiyor... Benim de... Ofisinden çıkmam gerekiyor.
I'm not going to write about it. Accordingly, it will not be published either.
Hikâyeyi yazmayacağım ya da yayınlamayacağım.
If only time permits... I want to write a beautiful poem.
Eğer zamanım olursa güzel bir şiir yazmak istiyorum.
I wondered if maybe they'd been too ready To write this off as one of those.
Onlardan biri olarak bunu bir kalemde silmeye belki de çok hazır olup olmadıklarını merak ediyorum.
Not if we give them something else to write about.
Ya onlara yazacakları birşey verirsek?
I'd started to write this essay about my Aunt Kathie's disappearance as a way to heal.
Bu denemyi yazmaya başladım, Bir iyileştirme yolu olarak Yengem Kathi'nin kaybolması.
I wanted to write about the lecture.
Ders ile ilgili bir şeyler yazmak istedim.
Not ask him questions, not listen, not ask him to write on the blackboard...
Soru sormaz, dediğini dinlemez, tahtaya kaldırmaz...
I remember when she taught me how to write my name in cursive.
Adımı el yazısı ile yazmayı öğrettiğini hatırlıyorum.
He was furious that I backed out of our deal for him to write my story.
Hayat öykümü yazmak için yaptığımız anlaşmayı bozmama çok öfkelenmiş.
- What? If you need to write something, do it on paper.
Bir şey yazmanız gerekirse, kağıda yazın.
Well, what if she's asked to write on the cake "Congratulations, Roger and Carl"?
Ya pastanın üzerine "Roger ve Carl, Tebrikler!" yazması istenirse?
So if a Christian walks into the cake shop and orders a cake that says "God sends gays to hell," does the baker have to write that on the wedding cake even if she doesn't approve of it?
- O halde, eğer bir Hristiyan bir pastaneye girip üzerinde "Tanrı geyleri cehenneme yollar" yazan bir pasta sipariş ederse, pastacı bunu düğün pastasına yazmak zorunda mı?
I want to write the whole story of my life.
Bütün istediğim hayatımın hikayesini yazmak.
When it's time for payback, he wants to be the one to write the check.
Ödeşme zamanı geldiğinde hesabı kapatanlardan biri olmak istedi.
Are you asking me to write a check so that you can pay for KD?
KD'ye para vermek için çek yazmamı mı istiyorsun?
Gonna need you to write a little letter.
Küçük bir mektup yazman gerekiyor.
You want me to write something up, sir?
- David, neler oluyor?
I have begun to wonder why modern magicians are unable to work the magic that they write about.
Çağdaş büyücülerin, hakkında yazılar yazdıkları büyüleri neden tatbik edemediklerini merak etmeye başladım.
They write that this is a unique case in history when managed keep conflict to a normal level.
Krizi en alt seviyede tutarak tarihte ender bir şeyi başardığımızı söylediler.
Yeah, when I was in prison, I used to help some of the young lads learn to read and write and stuff.
Evet, hapishanedeyken, bir kaç gence okuma-yazma öğretmede yardımcı olmuştum.
I mean, living room's a cool place to just sort of chill, kick back, write some code or... you can power up on nutrition or... So... Caffeine, got energy drinks.
Yani salon rahatlayıp, ayaklarını uzatıp kod yazabileceğin, beslenebileceğin kafein ya da enerji içeceği tüketebileceğin bir yer.
.. just like..... in the few weeks when I'd been straight... .. that he'd carry on helping teach me to read and write.
Çünkü ummuştum ki sanki düzeldiğim birkaç hafta içinde okuma yazma öğrenmeme yardım ederek benimle olacaktı.
Do you still write to each other?
Hâlâ yazışıyor musunuz?
To teach him to read and write.
- Ona okuma yazma öğretmemi istedi.
You're not going to perhaps write a novel on multiple personality disorders, are you?
Bir ihtimal, Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ile alakalı bir roman yazmıyorsun, değil mi?
I was planning to write a mystery story about conglomerate families, and I used the Seungjin Group's family as a motif.
Motifim Seung Jin Grup ailesiydi.
Write it all down, everything that you accomplish in your lives, every crush, when you fall in love, when you start a family, every time you fantasize about wanting to kill Damon.
Hayatınız da başardığınız her şeyi kağıda dökün. Aşık olduğunuzda ya da bir aile kurduğunuzda hissettiklerinizi... Damon'u öldürme hayallerinizi.
Well, I can't, at the moment. But, uh, perhaps you and I could write to one another, be pen pals?
Şu an katılamam ancak, belki daha sonra birbirimize yazabiliriz.
I write to you today filled with sadness.
Kederle dolu olarak bu mektubu yazıyorum.
I write the music you rehearse to.
Çaldığınız şarkıları ben yazıyorum.
I'm searching for a way to figure out how you didn't write the cadaver note,'cause it's so similar.
Kadavra notunu nasıl senin yazmadığını çözmeye çalışıyorum... Neden bu kadar benziyor...
If we can write changes to the human DNA, then we can repair these damaged cells at their foundation.
- Daha çok safkan at. - Yumuşacık bir safkan at mı?
I've had 800 years of adventure, enough to fill a library if you write it down.
Yazmaya kalksan bir kütüphaneyi dolduracak kadar 800 yıllık macera yaşadım.
write 250
writer 94
writers 50
write to me 23
write it down 195
write it up 26
write it 55
write that down 91
write this down 82
write down 27
writer 94
writers 50
write to me 23
write it down 195
write it up 26
write it 55
write that down 91
write this down 82
write down 27