Write to me tradutor Turco
1,986 parallel translation
Write to me.
Bana yaz.
"Please write to me."
Lütfen mektup yaz.
- Write to me.
- Bana mektup yaz.
You promised me you would write to me once a week.
Bana her hafta yazacağına söz vermiştin.
Men write to me from prison, sometimes in their own blood.
Erkekler bana hapisten mektup yazar, bazen kendi kanlarıyla.
Write to me kid.
Bana yaz, çocuk.
Well, I want to hear what Allister McGrath is gonna to write to the Bishop of Carlisle, not to me.
Allister McGrath'ın, Carlisle piskoposuna ne yazacağını bilmek isterdim bana ne yazacağını değil. Şöyle diyecek mi ;
Dad wants me to write a heartfelt eulogy for Ellers memorial.
Babam, Ellen'ın cenazesinde duygu dolu bir konuşma yapmamı istiyor.
Sergeant, do you want to write this down Or do you want me to?
Çavuş, bunları sen mi yazacaksın, yoksa ben mi?
I autographed it, But if you want me to write something personal, Just let me know.
İmzaladım çoktan ama sana özel bir şeyler yazayım istersen haber edersin.
If anybody feels the need to write me up for excessive force you better do it in the next 10 days.
Aşırı güç kullandığımı rapor edecek birileri varsa 10 gün içinde yapsa iyi olur.
- You want me to write that down for you?
Yazmamı ister misin?
To write of my disgrace, to burden you with my trials here, knowing of all of those you had to face at home alone... it sorrows me more than I can say to think that I may have added to them.
Sana burada düştüğüm utancı yazmak,... Senin yalnız başına, evde uğraşmak zorunda olduklarını bilerek sana buradaki dertlerimi yüklemek... Dertlerine dert katmış olabileceğimi düşünmem beni ifade edebileceğimden çok daha fazla üzüyor.
You're constantly asking me to take your calls, write down your messages
Sürekli benden telefonlarına bakmamı, mesajlarını yazmamı istiyorsun.
I'm sorry it took me so long to write your recommendation.
Tavsiye mektubunu yazmam çok uzun sürdüğü için özür dilerim. MEADE YAYINCILIK
It was then my former cellmate, Van Wurst-the Eye, advised me not to write any letters, love letters especially, because they were looking for a chance to pick up a fight with me and kill me.
Bu olaydan sonra eski hücre arkadaşım Van Wurst, nam-ı diğer "Göz" başta aşk mektubu olmak üzere hiçbir şekilde mektup yazmamamı önerdi. Çünkü benimle kavga çıkarıp öldürmek için fırsat kolluyorlardı.
I need someone to read my work and write a letter and I was hoping you could help me.
Pazartesiden önce çalışmamı okuyacak ve bana tavsiye mektubu yazacak birine ihtiyacım var. Ve senin bu konuda yardım edeceğini umuyordum.
"so even though it pains me to write this, " I have no choice bot to leave everything I have to you.
Bu yüzden bunu yazmak her ne kadar acı verse de her şeyimi sana bırakmaktan başka bir seçeneğim yok.
I was thinking that I could write a letter, register with the adoption agency, and someday, if he wants to find me, or us, he can.
Düşünüyorum da, başvuru için evlat edinme kurumuna bir mektup yazabilirim ve eğer bir gün beni aramak isterse, yada bizi, yapabilir.
They want me to write what happened.
Neler olduğunu yazmamı istediler.
Wants me to write his biography.
Biyografisini yazmamı istiyor.
You want me to write a book.
Kitap yazmamı sen istiyorsun.
Give me that chalk. I will write a message to your daddy.
Güzel, şu tebeşiri ver de, babana bir mektup yazayım.
" Believe me, when I write, I have no idea what happened to Alison.
İnan bana Alison'a ne olduğunu bilmiyorum.
She teaches me to write, read...
Bana yazmayı, okumayı öğretti.
Can you write that down for me for later in case I need to use it?
Bunu bir kâğıda yazabilir misin? İhtiyacım olursa kullanırım.
If you trust me, then offer to write that speech!
Eğer bana güveniyorsan konuşmasını yazmamızı öner.
Oh, yes, reminds me - I must write to Mr Clennam.
Oh, eve, bu bana bir şey hatırlattı - Bay Clennam'a yazmalıyım.
Would you like me to write and ask him for some more money?
Benden ona yazıp para istememi arzu eder miydiniz?
It's all getting way too intense : the chats, what those sickos write back to me.
İş çok ciddiye biniyor. Sohbetler, o manyakların bana yazdıkları, sanki hastalık gibi bulaşıyor.
Get me paper. Something to write with.
Bana kağıt ve kalem getirin.
He used to write me love letters every week.
Bana her hafta aşk mektupları yazardı.
You sure you want me to write it like that?
Böyle yazmamı istediğinden emin misin?
She told me to write a letter and bring it.
Bana bir mektup yazıp getirmemi istedi.
The battlefield never allowed me to learn, how to read or write.
Savaş alanları, benim okuma - yazma öğrenmeme hiç izin vermedi.
You want me to write an article?
Benden bir yazı yazmamı mı istiyorsunuz?
Mr. Martin, in the end it turns out you did me a favor when you asked me to write this for The Post.
Mr. Martin, benden bu yazıyı gazete için yazmamı istediğinizde bana bir iyilik yaptığınızı anladım.
And if He won't come to me, I'll go to Him, and you'll write my eulogy.
Eğer o bana gelmiyorsa, ben ona giderim ve sen de benim kasidemi yazacaksın.
What, you saw me writing Wolfie's eulogy, now you want to write mine?
Ne oldu, Wolfie'nin kasidesini yazarken gördün, şimdi de kendiminkini mi yazmamı istiyorsun?
All you'll be able to do is write tampon jingles, you hear me, fuckface?
Yapabileceğin tek iş reklam jingle'ı yazmak. Beni duydun mu?
Give me something to write with.
Bana yazabileceğim bir şey verin.
It came to me in, through my veins, and back out through my eyes, my ears, my brains, to write for television.
Yeri geldiğinde onun için gözlerimi verebilecek durumdaydım.
So now they want me to start over and write some hack Mozart crap so the customers can smarten up and answer their own tech support questions while they're on hold.
Şimdi de benden baştan başlayıp müşterileri beklemedeyken kafalarını çalıştırıp kendi teknik sorunlarını kendi başlarına çözmeleri için aptal bir Mozart parçası yazmamı istiyorlar.
Can't you just write something brilliant and give it to me?
Hiç uğraşmasak da güzel bir şeyler yazıp bana versen olmaz mı?
We hit it off, and he wanted me to write him a poem for his 50th birthday.
Kafalarımız uyuştu ve benden 50. yaş günü için bir şiir yazmamı istedi.
They said I should write my blood type on anything that'd be attached to me.
Üstümdeki herşeye, kan grubumu yazmam gerektiğini söylediler.
That's the style they want from me but to tell you the truth, I prefer to write it dry.
Benden bu şekilde istiyorlar ama doğruyu söylemek gerekirse kuru yazmayı tercih ederim.
How do you expect me to write with your fucking fingers in my eyes?
O amına koduğumun parmaklarını gözüme sokmuşken yazmamı nasıl beklersin?
If you can't work with that, just write me the fuck up, and ship my ass to a trial board.
İşine gelmiyorsa, git beni rapor et yönetim kuruluna şikayet et.
He told me to write a letter to Osama Bin Laden.
Bana Osama Bin Laden'e mektup yazmamı söyledi.
'They told me at the hospital to write down my pain in a letter.
'Hastanede acımı mektuba yazmamı söylediler.