Tomorrow's sunday tradutor Turco
79 parallel translation
Tomorrow's Sunday.
" Yarın Pazar.
But tomorrow's Sunday.
Ama yarın Pazar.
Tomorrow Sunday, will be first mass at St. Mary's since Father Coleman died.
Yarın pazar, Peder Coleman öldüğünden beri Azize Mary'deki ilk ayin olacak.
I'm glad tomorrow's Sunday.
Yarın pazar olduğu için çok sevinçliyim.
And tomorrow is not an ordinary Sunday.
Ama yarın sıradan bir Pazar değil.
Tomorrow's Friday, then Saturday, then Sunday.
Yarın, Cuma, sonra Cumartesi, sonra Pazar.
Tomorrow's Friday, then Saturday, then Sunday.
Yarın Cuma, sonra Cumartesi, sonra Pazar.
- But tomorrow's Sunday.
- Ama yarın Pazar.
Tomorrow's Sunday.
Yarın Pazar.
- Tomorrow's Sunday.
- Yarın Pazar.
But tomorrow's Sunday.
Ama yarın pazar.
Tomorrow's sunday.
Yarın Pazar.
It's Sunday tomorrow.
Yarın Pazar.
Tomorrow's Sunday. Pray we don't meet again until this is done.
Kiliseye gidip, işler bittiğinde bana rastlamanız için dua edin.
They advertise next-day service, but tomorrow's Sunday.
Ertesi gün. Fakat yarın Pazar.
Today's Saturday, tomorrow Sunday.
Amma uzattın ha!
Never mind, tomorrow's Sunday.
Aldırmayın, yarın pazar.
Tomorrow's Sunday, and, unless you intend to out pray me, you just lost, Doc.
- Yarın Pazar..... ve, bana dua etmek dışında bir şeye yeltenirsen, kaybedersin, Doc.
Maybe stop by a little café for a cup of espresso, pick up the Sunday edition of the New York Times, and some fresh, hot bagels for breakfast tomorrow.
Belki bir fincan espresso için bir kafeye uğrardınız, New York Times'ın pazar baskısını ve, kahvaltı için taze ve sıcak bagel alırdınız.
Tomorrow's Sunday!
Yarın Pazar!
Tomorrow's Sunday, day off.
Yarın Pazar, tatil.
Cousin jethro's a-comin'tomorrow night for Sunday supper, Pa.
Pazar günü yemeğe Kuzen Jethro gelecek babacığım.
It's Sunday tomorrow.
Yarın günlerden pazar.
George, tomorrow's Sunday.
George, yarın pazar.
It's Sunday tomorrow.
Yarın pazar.
Tomorrow's Sunday.
Yarın pazar.
Tomorrow's Sunday.
Yarın günlerden Pazar.
No, sorry, tomorrow's Sunday "
Hayır, üzgünüm, yarın pazar "
It's Whit Sunday tomorrow.
- Yarın Pazar günü.
Tomorrow's Sunday.
Yarın günlerden pazar.
Tomorrow's a Sunday, right?
Yarın Pazar, değil mi?
Tomorrow I have a test in my catechism class and I have to score at least an 85 so I can take my vows on Sunday.
Yarın ilmihal dersinden sınavım var en az 85 almam lazım Pazar günkü yemin için.
I know it's Sunday, Jeff, but I'm evaluating a shipping company... for this client from Barcelona, and he's flying in tomorrow.
Ne olur sanki birkaç saat ara versen? Biliyorum, bugün pazar Jeff ama Barcelona'dan gelen müşterim için bir nakliye şirketini değerlendiriyorum.
It's Sunday tomorrow?
Yarın Pazar mı?
It's Sunday tomorrow
Hadi, ahbap. Her neyse yarın pazar.
I secured us the classroom to work tomorrow and Sunday... so that by Monday, we'll be ready.
Çalışmak için yarın ve pazar günü, sınıfı bize ayırdım. Pazartesiye kadar hazır olacağız.
- Oh. Pastor Dave, tomorrow's Sunday.
- Papaz Dave, yarın Pazar.
Tomorrow it's Sunday we've decided to go to Sitges.
Yarın Pazar, Sitges'e gitmeye karar verdik.
Look, sir, there's times to be eccentric and there's times when one must put their mind to the matters at hand. Archie, tomorrow is sunday and we're boxed up here.
Evdeki orkidelerine, koltuğuna ve bitirmediği kitabına ulaşmanın tek yolu olduğunu biliyordu.
- Tomorrow's Sunday.
- Yarın pazar. - Evet öyle.
Now what's going to happen is this... tomorrow... or Sunday, you'll have a pain down below.
Şöyle olacak..... yarın ya da pazar günü, alt tarafında biraz acı hissedeceksin.
It's Sunday tomorrow and no school.
Fakat yarın Pazar, okul yok...
Look, come over tomorrow for, uh, Sunday brunch, and, uh, we'll talk a little further about our investigative plan, huh?
Baksana, yarın bir uğra şey, Pazar kahvaltısı için, Soruşturma planımız hakkında biraz daha konuşalım ne dersin?
Tomorrow's Sunday. You two stay here,
Yarın Pazar, siz ikiniz burada kalın,
For tomorrow night's meal, Sunday,
Yarın geceki yemek için... Pazar günü için...
Tomorrow it's sunday.
Yarın günlerden pazar.
I'd like to remind you that today is Saturday, tomorrow is Sunday and Lucy's coming home.
Bugün cumartesi. Yarın da pazar ve... Lucy eve dönüyor.
There's Sunday service tomorrow.
Yarın pazar ayini var.
Kid, it's Sunday tomorrow. Your school would be closed. Right?
Hey, yarın pazar okulunuz kapalı, değil mi?
Tomorrow's Sunday, we sleep late.
Yarın Pazar, geç kalkarız.
Granny, it's only 4 : 00, and it's Sunday tomorrow.
Büyükanne, saat daha 16 : 00 ve yarın pazar.