Trust your instincts tradutor Turco
170 parallel translation
Siringo, my instinct warns me not to have faith in a man like you, but the Professor here says don't trust your instincts, he says.
Siringo, içgüdülerim senin gibi bir adama asla güvenmemem gerektiğini söylüyordu,... ama Profesör, içgüdülerime güvenmemem gerektiğini söylemişti.
Trust your instincts.
Unutmayın ki basit çözümler en iyisidir.
- Learn to trust your instincts more.
- İçgüdülerine güvenmeyi öğrenmelisin Rog,
- Trust your instincts.
.İçgüdülerine güven.
Well, lesson number two, you gotta trust your instincts.
Kolay. İki numaralı ders. İçgüdülerine güveneceksin.
I long ago learned to trust your instincts.
Ben içgüdülerime öğrenmeyi çok uzun zaman önce öğrendim.
I should know by now to trust your instincts.
Şimdi senin iç güdülerine güvenmem gerektiğini biliyorum. Neden?
You've got to trust your instincts.
İçgüdülerinize güvenmek zorundasınız.
- Trust your instincts, right or wrong.
İçgüdülerinin doğru ya da yanlış olup olmadığına güvenmek zorunda mısın?
Trust your instincts.
İçgüdülerine güven.
- You've gotta trust your instincts.
- İçgüdülerine güvenmelisin.
Always trust your instincts.
Her zaman içgüdülerine güven.
I'm gonna have to trust your instincts.
içgüdülerine güvenmem gerekecek.
You just have to trust your instincts, that's all.
Sadece içgüdülerine güvenmen gerekiyor, hepsi bu.
Most women wouldn't invite a guy over on the first date, but... I think you should trust your instincts.
Birçok kadın ilk buluşmada bir erkeği evine çağırmaz, ancak bence içgüdülerine güvenmelisin.
You just- - just trust your instincts, ok?
Varsa var. Yapma, kes şunu.
Don't just trust your instincts
Sadece içgüdülerine güvenme.
You must trust your instincts.
İçgüdülerine güvenmelisin.
Trust your instincts.
Hislerine güven.
Remember your training and trust your instincts.
Eğitimine ve içgüdülerine güven.
Then you should trust your instincts and pledge your heart to him... because a man like that is as rare as a diamond in the rough.
O zaman içgüdülerine güvenmelisin ve kalbini ona emanet etmelisin... çünkü böyle bir adam, engebeli arazideki ender elmas gibidir.
You should trust your instincts.
İç güdülerine güvenmelisin.
I trust your instincts.
İç güdülerine güveniyorum.
- You've got to trust your instincts.
- İçgüdülerine güvenmelisin.
Always trust your instincts.
Her zaman iç güdülerinize güvenin.
I expect you to take the money, trust your instincts and breed the horse.
- Parayı almanı bekliyorum ve içgüdülerine güvenip, atı doğurtmanı.
- Just trust your instincts.
- Sadece iç güdülerine güven.
Trust your instincts.
Sezgilerinize güvenin.
Now all you have to do is just trust your instincts and let me watch for the ball.
Yapman gereken tek şey, içgüdülerine güvenmek. Topu izleme işini bana bırak sen.
Trust your instincts, fat one.
Sezgilerine güven, şişko.
Trust your instincts.
Sezgilerine güven.
Trust your instincts.
Önsezilerine güven.
Justjump in and trust your instincts.
Atla ve içgüdülerini dinle.
That's why you have to learn to always trust your instincts.
Bu yüzden içgüdülerinize güvenmeniz gerektiğini öğrenmek zorundasınızdır.
You trust your instincts, don't you?
Önsezilerine çok güveniyorsun değil mi
- Trust your instincts, Daniel.
- İçgüdülerine güven, Daniel.
So, I guess the lesson is to always trust your instincts, you know?
Yani bundan alınacak ders, her zaman içgüdülerine güvenmektir.
I trust your instincts.
İçgüdülerine güveniyorum.
You need to trust your instincts.
İçgüdülerine güvenmelisin.
You just gotta trust your instincts.
İçgüdülerine güvenmelisin sadece.
Trust your instincts.
İç güdülerine güven.
Trust your instincts, Stevens.
İçgüdülerine güven Stevens.
Trust your instincts, Tim.
İçgüdülerine güven Tim.
I've decided to trust your journalistic instincts.
Gazeteci içgüdülerine güvenmeye karar verdim.
Ray. You should trust your own instincts.
Kendi içgüdülerine güvenmelisin.
Trust your instincts, right?
İçgüdülerine güven.
Maybe, but I always took the moral to be trust your gut, follow your instincts.
Olabilir, ama bana kalırsa hikayenin ana fikri, senin sezgilerine güvenmen ve onların dediğini yapmandı.
Well, there is no mystery to running this business, if you follow your instincts and surround yourself with people that you know and trust...
Bu işin yürümesinde hiç bir engel yok. Eğer içgüdülerini dinler ve çevrende bildiğin, güvendiğin kişileri bulundurursan -
You're in uncharted waters now, Clark, and your dad's not here to help us out, so... please, you have to trust my instincts and rest.
Clark, şuan bilinmeyen sulardasın ve baban bize yardım etmek burada değil, bu yüzden... lütfen, içgüdülerime güven ve dinlen.
Then trust your instincts.
Hayır.
Stop worrying and roll with it. Trust your instincts.
- Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.
trust yourself 35
instincts 17
trust me 7875
trust 267
trust no one 56
trust me on this one 41
trust me on this 103
trust us 78
trust him 43
trust me on that 30
instincts 17
trust me 7875
trust 267
trust no one 56
trust me on this one 41
trust me on this 103
trust us 78
trust him 43
trust me on that 30