Trust me tradutor Turco
26,732 parallel translation
- Trust me, this was.
- İnan bana, öyleydi.
Trust me.
Güven bana.
But trust me, man, the bitches on the inside, they're gonna wet their panties when they see a slum dog like you.
İnana bana oğlum, öbür taraftaki orospular senin gibi bir varoş itini görür görmez külotlarını ıslatırlar.
Trust me, he's at a different grave every day, he can't get enough of it.
İnanmazsın, adam her gün başka bir mezarın başında.
Do you trust me?
- Bana güveniyor musun?
- Trust me.
- Güven bana.
Trust me, there will be a book one day.
İnanın bana, günün birinde kitap hâline gelecek.
Trust me, we've looked.
Güven bana, aradık.
Mm. You can trust me with your life, Agent May.
Emin ellerdesiniz Ajan May.
They are... trust me.
Doğru, güven bana.
- I'm sorry. Just trust me, please.
- Özür dilerim anneciğim ama güven bana.
You can trust me.
Güvenebilirsin.
You'll feel better, trust me.
Daha iyi hissedeceksin, güven bana.
Trust me, you will walk.
Güven bana, çıkartacağım seni.
Trust me, there's gonna be checkmate, alright.
Güven bana, şah mat olacak. Tamam mı?
Trust me, there's nothing out there.
Güven bana, orada hiç bir şey yok.
You have to trust me.
Bana güvenmelisin.
Trust me, you'll regret it for the rest of your life.
Bana inan ; hayatının sonuna kadar bu karardan pişman olursun.
All right. Well, you may not trust your fastball. You need to trust me.
Hızlı toplarına güvenmiyor olabilirsin ama bana güvenmelisin.
Mandalorian, you of all should trust me.
Mandalorian, içlerinden en çok sen bana güvenmelisin.
KANAN : Trust me.
Güven bana.
Trust me.
İnan bana.
You don't trust me.
Bana güvenmelisin.
Trust me.
Bana güven.
Trust me, I'm not going to.
Bana güven, izin vermeyeceğim.
- Trust me, son, chicks love Corn Nuts.
- Güven bana, oğul piliçe aşkına kuruyemişten girebilirsin.
I can't tell you why, but trust me.
Nedenini anlatamam ama bana güven.
I know... all about this way of connecting with a client, and... trust me, it does not work out.
Biliyorum.. Müşteriye bağlanmanın yolu hep böyledir ve güven bana, bu şekilde işe yaramaz.
I mean, after what he did, you're gonna want to fix that, trust me.
Yani, yaptıklarından sonra,... bunu düzeltmek isteyeceksin, inan bana.
Trust me, Uncle Sam don't have a clue where I am.
Emin ol, Sam Amca'nın elinde nerede olduğum hakkında hiçbir ipucu yok.
I just need you to trust me.
Sadece bana güvenmene ihtiyacım var.
You said you'd trust me to fix this, and I did.
Bu sorunu düzeltmek için bana güveneceğinizi söylediniz ve düzelttim de.
I already have something in the works. Just trust me, okay?
Bana güven, tamam mı?
- Are you sure? - Quit whining and trust me, okay?
Sızlanmayı bırak da bana güven, olur mu?
Trust me. Let's see him drain this.
Bakalım bunu da sömürecek mi?
Look. You have to trust me, okay?
Bana güvenmen gerek, tamam mı?
Trust me, I know that sounds crazy, but everything I had, everything I lost when history changed, I remember.
Güven bana, çılgınca geldiğini biliyorum ama sahip olduğum her şeyi geçmiş değiştiğinde kaybettiğim her şeyi hatırlıyorum.
Who, trust me, are not your friends, so if you keep running, you're gonna die.
Bu yüzden, kaçmaya devam edersen öleceksin.
Yeah, trust me, it's not her choice.
Evet, güven bana, bu onun seçimi değil.
Trust me, no one is more worried than I am that I am not a real soldier.
İnan bana, gerçek bir asker olmadığım konusunda, kimse benim kadar endişeli değil.
Lucy and Wyatt trust me, and I am not spying on them.
Lucy ve Wyatt bana güveniyor, ve onlar hakkında casusluk yapmayacağım.
Colonel, I have an idea, but you're gonna have to trust me.
- Albay, bir fikrim var.
Trust me.
Güven Bana.
Trust me, Henry. This captain is one fellow you don't want to meet.
İnan bana, Henry bu kaptan, tanışmak isteyeceğin türden biri değil.
And I'm asking you to trust me.
Ama bana güvenmeni istiyorum.
She had so much trust in me.
Bana çok güvenmişti.
I don't trust the new Director, and if Simmons doesn't call me back soon, I swear, I'm gonna...
Yeni Direktöre güvenmiyorum ve Simmons yakında aramazsa yemin ediyorum var ya...
Trust me.
inan bana.
Keep it shut, and don't you have the gall to lecture me about trust any more.
Çenen kapalı kalacak ve bana güvenle ilgili ahkâm kesmeyeceksin.
So you can't blame me if my trust is wearing thin.
Eğer güvenim biraz zedelendiyse umarım beni suçlamazsın.
For me to trust him... to care for him.
Ona güvenmemi, onu düşünmemi istiyor.
trust me on this one 41
trust me on this 103
trust me on that 30
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
trust me on this 103
trust me on that 30
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235