Two bullets tradutor Turco
362 parallel translation
It's a pity I didn't put two bullets into him and finish the job.
Keşke iki kurşun sıkıp işini bitirseymişim.
These two bullets are so completely identical that they could only have been fired from the same gun.
Bu iki mermi çekirdeği aynı namludan çıkmış gibi birbirine benziyor.
- No. Bullets. Two bullets in his heart.
Kalbinde iki kurşun var.
- Jiminy! One or two bullets. I was so busy shooting him.
Bir ya da iki kurşun, onu vurmakla meşgul olduğum için hatırlamıyorum.
I won't pretend that I can discuss lands and grooves... with the authority of an expert... but to the untutored eye, even to the eye of an expert... these two bullets would seem identical.
Bir uzmanın otoritesiyle yuvaları ve setleri tartışabilirmiş gibi davranmayacağım ancak eğitimsiz bir göze, hatta bir uzman gözüne bile bu iki mermi aynı görünürdü.
They all agreed that the two bullets were remarkably similar... but I have here their sworn statements... that the two bullets could not have been fired from the same gun.
Hepsi de iki merminin birbirine çok benzediğine karar verdiler ancak iki merminin aynı silahtan atılamayacağına dair burada yeminli ifadeleri var.
If Mr. Johnston, the police expert... still insists that these two bullets were fired from the same gun... the odds are five-to-one against him that they were not.
Polis uzmanı Bay Johnston bu iki merminin hala aynı silahtan atıldığında ısrar ediyorsa ona karşı oran beşe bir.
There are two bullets left.
İki mermi var.
- Two bullets.
- İki kurşun.
You'll find two bullets in him.
Vücudunda iki kurşun var.
Because he has two bullets in his body.
Çünkü gövdesine saplı iki mermi var.
With two bullets in the body, he is sure to be elected.
Gövdesinde iki mermiyle kesin olarak seçilecektir.
The same for the two bullets taken from the body of Parmenter.
Parmenter'ın cesedinden çıkan 2 mermi de öyle.
There's only two bullets left in it.
İçinde sadece iki kurşun kalmış.
Have Ballistics check the pistol against the two bullets they've got, then call me, understand?
Çabuk. Ellerindeki iki mermiyi Balistiğe inecelettirin ve beni arayın, anladınız mı?
Also a.3 2-caliber, and also proven by Ballistics... to have been fired by the same weapon... that fired the first two bullets.
Bu da 32 kalibre, Balistikçe onun da ilk iki merminin atıldığı silahtan ateşlendiği kanıtlandı.
All this proves is that these two bullets came from barrels with a similar twist and width of rifling.
Tüm bunlar iki kurşunun da... benzer namlu çapı olan silahlardan | geldiğini kanıtlıyor.
He was killed by two bullets in the neck.
Ensesinden iki kurşunla öldürmüşler. Götürün.
Two bullets in the face...
Suratına iki mermi...
One gun and I only have two bullets left.
Bir tabanca ama sadece iki mermisi kaldı.
He removes one of the spent cartridges, which he disposes of, and inserts a fresh one, thus indicating, should the gun be found, that only two bullets had been fired from it.
Boş kovanı çıkardı ve yerine yenisini taktı. Silahın bulunması halinde sadece iki el ateş edildiği düşünülecekti.
He had two bullets in the gut.
- Karnında iki kurşun vardı!
( Music ) I was out two bullets, had only one ( Music )
( Music ) İki mermi aradım, bir tane vardı ( Music )
Two bullets have been fired.
Karşılıklı olarak iki mermi atılmıştı Bay Holmes,
So, two bullets fired, two wounds inflicted, as you said.
- Öyleyse, iki mermi ateşlendi, dediğiniz gibi iki yaralı olmalı
Ladies, I've still got a dead body with two bullets in his chest.
Bayanlar, hâlâ göğsüne iki kurşun almış bir ceset var.
One, that those two bullets were not fired from Maggie's gun, and second, that the body has not been in the water for anywhere close to three days.
... birincisi, bu iki merminin Maggie'nin silahından ateş edilmediği, ve ikincisi, bu ceset üç güne yakın bir süreyle suyun içinde kalmadığı.
Two bullets...
İki kurşunla.
That's two bullets.
İki kurşun.
There I was, holdin'them off with just two bullets in a Winchester and all of the sudden, I take an arrow right through the leg, right there.
Çok cesur bir adamdı. Hiçbir şeyden korkmazdı. Adamın işini hemen orada bitirdim.
And the chances of there being two bullets with my name on them are very small indeed.
Üzerinde aynı isim yazılı iki ayrı mermi olma olasılığı hayli küçük gerçekten.
Th-Th-They told me that you were killed by a-a-a... - a firing squad. - They shot two bullets into me.
Bana dediler ki, seni orada... idam mangası vurmuş.
I put two bullets in my gun.
Silaha iki kurşun koydum.
However, there are Three candles left And only two bullets.
Ne var ki, üç mum için sadece iki kurşunun kaldı.
Mama, he has two bullets in him.
Vücudunda iki mermi var.
You should have two bullets in your head.
Kafanda iki kurşun olmalı.
I've got two more bullets.
İki kurşunum daha var.
It's hard for me to talk about this, since I know very well those bullets were meant for me and not those two.
O kurşunların gerçek hedefinin... şu iki kişi değil de, ben olduğunu bildiğimden... bu konuda konuşmak benim için çok zor.
Two years after Don Calogero had eloped with Bastiana, they found him dead with twelve bullets in his back.
Don Calogero, Bastiana ile kaçtıktan iki yıl sonra onu sırtında 12 kurşunla ölü olarak bulmuşlar.
Otherwise I have four bullets. Two for him, two for me.
Aksi halde dört kurşunum var İkisi ona, ikisi bana.
Two live bullets to set up the trick, and one blank to complete it.
Sizi anlayamıyorum kuru sıkı kullandığınızı söylemiştiniz.
Two things go straight to a man's heart : bullets and gold.
Erkeğin kalbine giden iki şey vardır ; Kurşun ve altın.
Two more bullets.
2 mermi daha var
He got two nine caliber bullets in the back!
Kıçından iki tane 36 kalibre kurşun yemiş.
Two bullets fired.
Dörtlü. İki el ateş edilmiş.
Two of them, three bullets.
Onlar iki kişi, 3 kurşul var.
Here we are, two guys in love with the same dame, in the tropics, bullets flying...
İki adam... İkisi de aynı kadını seviyorlar.
My boy must have sensed something and came out of the garage where he was repairing his bicycle and was caught by two hollow-tipped bullets in the stomach.
Oğlum bir şeyleri hissetmiş olmalı. Garajdan çıkmadan önce bisikletini tamir ediyordu ve yere serildi karnında iki kurşunla.
These two guns and bullets are identical
Bu iki silah ve mermiler aynı.
I've got two bullets and a gun one shot for him one for his woman before they make love in his car [John] Is this Johnny rotten?
Bu Johnny Rotten mı?
Three revolvers, two hundred bullets altogether.
Üç altıpatlar, iki yüz mermi ile birlikte.
bullets 96
two beers 79
two brothers 30
two boys 34
two by two 32
two birds with one stone 22
two bucks 19
two blocks 20
two birds 51
two babies 16
two beers 79
two brothers 30
two boys 34
two by two 32
two birds with one stone 22
two bucks 19
two blocks 20
two birds 51
two babies 16