Uh yeah tradutor Turco
14,367 parallel translation
Uh yeah no- - I just had a little confrontation With the um black claw guys stationed outside my house.
Az önce evimin dışında duran Kara Pençe'nin adamları ile yüzleştim.
- Uh-huh. - Yeah?
Evet mi?
Hey, uh, yeah.
Selam, evet.
Yeah, uh, sorry, it's, uh a lottery alert.
Evet, pardon. Piyango mesajı. 200 milyon dolar.
Uh, yeah. It's her DNA.
Evet, DNA testi.
Uh, yeah, I used to hide in my closet.
Ben de dolabıma saklanırdım.
Yeah, uh, one last class, but I'm testing out.
Bir dersim var ama bitiriyorum.
- Uh, yeah.
Evet.
Uh, yeah, this is he.
Evet. Benim.
For now, yeah this is, uh, this is it.
Şimdilik.. .. evet, bu kadar.
Yeah, uh..
Evet..
Uh, yeah.
Nasıl? Olur, ben ona bakayım.
Uh, yeah. I'm going to stay with my sister a few weeks.
Evet birkaç hafta kız kardeşimde kalacağım.
I, uh... yeah.
Ben.. Evet.
- Yeah, I need a favor. - Uh, yeah, sure.
- Bir iyilik yapmanı isteyeceğim.
You coming to bed soon? Uh, yeah, I...
- Selam, yatağa gelmiyor musun?
I'll be there, uh, soon. Yeah. - Okay.
- Birazdan geliyorum.
So, with that in mind, yeah, I mean... you know, would it be so wrong if... we were, you know, I mean, uh, all... together?
Yani, bunu aklınızdan çıkarmayın... Asıl ne yanlış olurdu biliyor musunuz? Birlikte nasıl desem hep beraber yapsak.
Yeah, where's this, uh, Hand of God you were talking about?
Şu söylediğin Tanrı'nın Eli nerede?
Uh, yeah, that was sort of the point.
Kısaca öyle de denebilir.
- Are you doing that? - Uh, yeah.
- Yapıyor musun bunu?
- Uh, yeah.
- Tabi.
Uh, yeah.
Evet.
Yeah, yeah, no, we had, um, Mr., uh...
- Hayır, sorun değil. Öğretmenimiz şeydi, Bay...
Yeah, I'm, uh, CSI.
Adli tıpçı oldum.
Uh, yeah, no, he mentioned something yesterday, actually, about running another canvass on that Jefferson case. Oh! Okay.
Dün bir şeyden bahsetmişti Jefferson davasını bir daha gözden geçirecekti galiba.
- Uh, sorry, yeah, that, um...
- Üzgünüm, evet.
Yeah, ran the, uh, tail number that what's-his-face gave us.
Evet bize verdiği takip numarasını araştırdım.
Yeah, I'm just calling, you know, to, uh, check on the patient.
Evet sadece hastanın durumunu öğrenmek için aramıştım.
We met a lot... Yeah. Sometimes in the day, sometimes... in the, uh, nighttime.
Bazen gündüz, bazen... gece.
Uh, yeah, I have questions about where to park and stuff, but you know, I'll just, uh, I'll text you!
Evet, park yeri vesaire sorularım var, neyse mesaj atarım!
Uh... yeah... uh... hmm.
Uh... evet... uh... hmm.
Oh. Yeah. Uh, yeah.
Evet, evet.
Uh... yeah. I mean, I guess I agree.
Evet, sanırım kabul edebilirim.
Yeah, maybe it's time we, uh, let this one go.
Evet bunlarla idare edeceğiz artık.
Uh, yeah.
Aa, evet.
He's, uh, yeah... A second-story man with a history of priors.
Kendisi, aa, evet... önceden sabıkası olan ve yüksek yerlere girebilen bir hırsız.
Oh, yeah, the, uh... the pot comedy guy.
- Doğru, şu ot meraklısı komedyen.
Wow, uh, yeah.
Vay be, olur tabii.
Yeah, truth is, uh, that could happen again, you know?
Evet, işin doğrusu yine olabilir.
Uh, yeah, I mean...
Şey, yani...
Oh, uh, hell yeah, I do.
Tabii ki hoşlanırım.
- You know me? - Uh, yeah.
- Beni tanıyor musun?
But, uh, you know, somewhere in between, uh, making love and-and boning, yeah?
Yatmakla çakmak arası bir şeydi değil mi?
Uh, yeah, no, Th...
Evet, bu doğru.
Yeah, well, you know, uh, you're right.
Evet, haklısın.
Yeah, but I, uh - - I brought it to you.
Evet, ama ben, uh... Senin için getirdim.
Uh... yeah.
Olur.
Uh, yeah.
- Evet.
- Uh-huh, uh-huh! Yeah, yeah!
Aynen, aynen!
Yeah, this, uh... I think, yeah, looks sound.
Evet, bence de öyle.
yeah 540201
yeah sure 70
yeah me too 16
yeah i know 47
yeah okay 21
yeah right 147
yeah well 237
yeah it is 24
yeah but 29
yeah yeah yeah 68
yeah sure 70
yeah me too 16
yeah i know 47
yeah okay 21
yeah right 147
yeah well 237
yeah it is 24
yeah but 29
yeah yeah yeah 68