Under the tradutor Turco
34,914 parallel translation
And by the time I got back I was done high school, so I just worked jobs under the table, and, you know, I was just trying to stay ahead of the taxman.
Buraya dönene kadar liseyi bitirmiştim ve hep el altı işlerde çalıştım. Ve bilirsin, vergi memurlarından elimden geldikçe uzak durmaya çalıştım.
I'm gonna forgive this one time, because I can remember what it was like to be under the spell of some Grade A pussy.
Bu seferlik seni affedeceğim çünkü birinci sınıf bir orospunun büyüsüne kapılmanın nasıl olduğunu bilirim.
You don't want to throw your dead friend under the bus.
Ölü arkadaşını otobüsün altına atmak istemiyorsun.
It was 4 a.m. I went and stood under the shower.
Saat dört idi. Gidip duşun altında durdum.
I-I'm sure he has a real name, but I honestly can't remember it under the circumstances.
E-eminim gerçek bir adı vardır, ama inanın ki bu şartlar altında hatırlayamıyorum.
According to a federal ruling, you will be on conditional release, working off the remainder of your sentence under the employ of the Phoenix Foundation.
Federal mahkemenin kararına göre, cezanızın kalan süresi boyunca Phoenix Vakfı'nda çalışmak üzere şartlı olarak tahliye edilmişsiniz.
There's no skin under the fingernails.
- Kendini savunmuş olabilir. Tırnaklarının altında deri yok.
Whatever was under the ice is inside Dr. Jones.
Buzun içindeki her neyse şu an Dr. Jones'un içinde.
Mrs. Rance, but under the hold, I don't require your permission.
- Üzgünüm Bayan Rance ama müşahede boyunca onayınıza ihtiyacım yok.
Or am I the figure under the hood?
Yada kapşonlu kişinin ben olduğumu?
They're thousands of leagues under the sea.
Denizin binlerce fersah altındalar
You know, I'm under the same kind pressure, but, Frank, it's been two years of
Biliyor musun, bende aynı baskı altındayım, ama, Frank, iki yıldır duyduğum,
It's just under the skin, but you gotta take it out.
Derinin hemen altında, ama çıkartman gerekiyor.
You're no many fathoms under the sea.
Denizin çok fazla derinliklerinde değilsin.
Yes, apparently, they tried to hide it under the rubric of budgetary windows.
Evet, görünüşe göre bütçe penceresinde gizlemeye çalıştıkları şey buymuş.
I think that one of your parents was bipolar and the other one was completely under their sway.
Bence anne babandan biri bipolar depresifti ve diğeri de onun kontrolü altındaydı.
Thanks for not throwing me under the bus with Agent Christopher.
Ajan Christopher'in yanında beni açık etmediğin için teşekkür ederim.
Look, I am sorry that I threw you under the bus, but you have to understand what my life is now.
Bak, seni otobüsün altına ittiğim için üzgünüm. Ama şu anda benim hayatımın nasıl olduğunu anlamalısın.
So you put those qualities alongside my contacts and my reputation, and the fact that we're no longer under the thumb of the Yakuza, think of the profit we could make.
Yani bu yetenekleri benim bağlantılarımın ve itibarımın yanına koyduğunuzda, artık Yakuza'nın baskısı... altında da değiliz, kendimiz kazanç sağlamayı düşünebiliriz.
I'm innocent! I don't know how that bottle got under the bed!
O şişenin yatağımın altına nasıl girdiğini bilmiyorum!
Under the chapel via a softball-sized hole through three feet of stone.
Kilisenin altında taşın bir metre altında... beyzbol topu büyüklüğünde bir delik var.
I'm dying to sing "Under The Sea" right now, but I'm not, so there.
Şu anda "Under The Sea" yı söylemek için çıldırıyorum ama yapmam, gördün mü?
If history's any indication, your country will throw you under the bus in a heartbeat to save face.
Tarih bir şey ifade ediyorsa, ülkeniz kendini kurtarmak için sizi anında satar.
Avenjet on autopilot while we fly in under the radar.
Biz radardan alçakta uçarken Avenjet'de otomatik pilotta.
It'd all be blood under the bridge to me.
Ama o köprünün altından çok sular aktı.
You need to grab the kid from behind, under the shoulders for even weight distribution.
- Eşit ağırlık dağılımı için çocuğu sırtından... -... omuzlarının altından tut.
William Douglas, I'm detaining you under Section 14 of the Criminal Procedure Act on suspicion of conspiracy to murder Adam and Grace Elliot...
William Douglas, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 14. bölümüne göre Adam ve Grace Elliot'un cinayetini planlamaktan tutuklusun.
Lucky Morad, you're under arrest. for the murder of Casta Mitchell.
Lucky Morad, Casta Mitchell'in cinayetinden tutuklusun.
There was this guy under my command during the Oil Wars.
Petrol Savaşları sırasında komutam altında olan birisi vardı.
Congressman MacLeish is under doctor's care at the...
Kongre Üyesi MacLeish şu anda doktor kontrolünde...
The track star's own locker room was under renovation, so she used one of the men's empty ones, where she's assaulted by a member of the men's track and field team, who now has the nerve to call it... wait for it...
Koşucu yıldızın kendi soyunma odasında tamirat yapılıyordu bu yüzden de erkeklerin soyunma odasındaki boş bir odayı kullandı. O da takımdaki başka bir oyuncu tarafından saldırıya uğrandı. Bunu yapan kişi de bu duruma karşı olarak şu yorumu yaptı :
This is exactly why I don't like to get too close to the people that work under me.
Tam bu yüzden benim altımda çalışan insanların birbiriyle bu kadar bağ kurmasını istemiyorum.
The place has been under renovation for two years.
Orası iki yıldır tamiratta.
The chair we found under a bridge, and the fish tank...
Sandalyeyi bir köprünün altında bulduk ve akvaryumu da...
The authorities in Perugia were under an intense amount of pressure.
Perugia'daki yetkililer çok büyük baski altindaydi.
The bra clasp was found under a small rug 46 days after the murder.
Sütyen kancasi, cinayetten 46 gün sonra bir kilimin altinda bulundu.
The refrigerant in your air conditioner can kill you in under five minutes.
Klimanızdaki soğutucu ünite sizi beş dakika içinde öldürebilir.
James Royce, I am placing you under arrest for treason against the United States of America.
James Royce, sizi Amerika Birleşik Devletleri'ne ihanet suçundan dolayı tutukluyorum.
What the hell survives 5,000 years under ice?
Nasıl bir şey 5000 yıl buz altında hayatta kalır?
The government put the whole place under quarantine until the DEO could investigate.
NOB araştırmaya gidene kadar hükümet tüm alanı karantinaya aldı.
You're under arrest for the abduction of Maya Gowen.
Maya Gowen'in kaçırılması suçundan tutuklusun.
Anything on the under-surface of the frontal lobes, any irritation on the temporal lobes?
Ön loblarda herhangi bir şey ya da temporal loblarda tahriş var mı?
I understand that we're under contract, and I don't know what the consequences of violating that are, but, uh... we're not gonna be able to deliver in the time we promised.
Sözleşme imzaladığımızın farkındayım ve bozmanın sonuçları ne bilmiyorum ama söz verdiğimiz vakitte teslim edemeyeceğiz.
It's under control now, but... the move was tough on him.
Artık kontrol altına alındı ama taşınma olayı biraz zor geldi.
That is enough! W-w-we know you put the bottle under Dwight's bed.
O şişeyi Dwight'ın yatağının altına senin koyduğunu biliyoruz.
Michigan's Lieutenant Governor has taken over, and we're confident the situation's under control.
Michigan Vali Yardımcısı görevi devraldı. Durum kontrol altında bundan eminiz.
Uh, okay, the floor they're on is under construction, so the elevators won't go there.
Bulundukları kat tadilatta o yüzden asansörler oraya gitmez.
And since married people under 40 have children at a 66 % clip, the question is not "are you ready to meet the parents?"
Ve yaşı 40'ın altında evli insanların % 66'sı çocuk sahibi oluyorlar yani soru "onun ailesiyle tanışmaya hazır mısın?" değil.
Now, the real question is why are the Chinese trying to create an under-vote without swaying the election either way?
Şimdi asıl soru Çinliler neden bir şekilde seçim sonuçlarıyla oynamadan baraj altında bırakma yaratmaya çalışıyorlar?
You fall in, the grain shifts and you get sucked under.
İçine düşersen, tahıllar kayar ve sen aşağı doğru çekilirsin.
So sometimes it's like- - Sometimes I got attacked by a shark, other times, like, I was on the back of a Harley and was pulled out from under.
Bazen köpek baligi saldirdi diyorum. Bazen Harley'nin arkasindayken düsüp altinda kaldim diyorum.
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
therese 78
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
theodore 193
then 34485
there 14012
theatre 45
theo 635
the better 784
theresa 292
theme 39
there you go 7508
theodore 193
these 760
they 3238
theater 45
the simpsons 168
therefore 1419
there you are 4720
them 588
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
they 3238
theater 45
the simpsons 168
therefore 1419
there you are 4720
them 588
the world is yours 18
the big bang theory 136
theft 135
theory 66
their 132
themselves 24
therapist 58
therapy 98
thee 27
there's always hope 39
the times 79
the doors 46
there we go 2292
their 132
themselves 24
therapist 58
therapy 98
thee 27
there's always hope 39
the times 79
the doors 46
there we go 2292