English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Waste of time

Waste of time tradutor Turco

2,822 parallel translation
I came out thinking you might have something, But this is waste of time.
Buraya belki bir şey bulmuşsunuzdur diyerek geldim ama bu sadece zaman kaybı.
Yeah, I used to think that anything that took me away from the lab was a waste of time.
Eskiden, beni laboratuvardan uzak tutan her şeyi bir vakit kaybı olarak görürdüm.
It's a waste of time working out for these people.
Bu insanlar için vücut çalışmak zaman kaybı.
So either it's a new symptom that will help us save her life or it's a complete waste of time.
Yani ya bu yeni semptomla hayatını kurtarabiliriz ya da hiçbir şey çıkmaz.
Asking her is a waste of time.
Ona sormak vakit kaybı olur.
They're a waste of time.
- Zaman kaybı.
It's a waste of time unless you cheat.
Sen de hile yapmazsan, oynamanın hiçbir zevki olmuyor.
"What if's" are a waste of time.
"Keşke" lerin bir yararı yok.
You're a waste of time, really, um, a moron.
Zaman kaybısın. Moronsun.
This is beginning to look like a huge waste of time.
Koca bir zaman kaybı gibi görünmeye başlıyor.
Well, let's just say AA was "A" waste of time.
Adsız Alkolikler vakit kaybıydı diyelim.
This is a complete waste of time, we were all in our rooms, OK?
Bu tam bir zaman kaybı. Hepimiz odalarımızdaydık, tamam mı?
Kind of a waste of time, isn't it?
Biraz zaman kaybı, değil mi?
This is a complete waste of time.
Bu, tam anlamıyla zaman israfı.
Waste of time!
Zaman kaybı!
It will be a waste of time.
boşa zaman kaybı olur.
I know people say therapy's a waste of time, but you did wonders with my trust issues.
İnsanların terapinin vakit kaybı olduğunu söylediklerini biliyorum ama güven sorunlarım konusunda harika bir iş çıkardın.
Get in on this waste of time.
Bunda zaman kaybediyorum.
This is a waste of time.
Zamanımızı boşa harcıyoruz.
Well, it's a waste of time that could be used doing things of value.
Zaman kaybediyorsun. Zamanını çok daha değerli işler için kullanabilirsin.
What a complete waste of time!
Ne vakit kaybı ama!
The teachers at this school are already overworked and unfortunately a lot of them agree with Sue that the arts are a waste of time.
Bu okuldaki öğretmenlerin işleri başlarından aşkın ve ve maalesef ki birçoğu Sue gibi sanatın vakit kaybı olduğunu düşünüyor.
That's a waste of time and resources.
Hem vakit hem de kaynak israfı.
That was a waste of time.
zaman kaybıydı.
This is a waste of time!
Bu zaman kaybı!
That was a waste of time.
Zaman kaybıydı resmen.
Waste of time.
Zaman kaybı.
I realized that making things out of napkins Was a waste of time.
Peçeteden bir şeyler yapmanın vakit kaybı olduğunu anladım.
This was a waste of time.
Bu tamamen zaman kaybı.
Hey, I got your message, and I don't want to be rude, but I think any more talk of this guillotine of yours is a huge waste of time.
Mesajını aldım ve kaba olmak istemiyorum ama düşünüyorum da sahip olduğun şu giyotin hakkında daha fazla konuşmak zaman kaybından başka bir şey değil.
Men are a waste of time.
Elinden geleni yapsan ne olur ki?
This forum, like all public forums, is a waste of time.
Bu münazara, diğer münazaralar gibi tamamen zaman kaybı.
Equally huge waste of time!
Eşit derecede zaman kaybı.
What? That "psychology's a waste of time and money " and research proves that talking about your feelings doesn't make you feel any better "?
Şu "Psikoloji para ve zaman kaybıdır ve araştırmaların, kişinin kendi duyguları hakkında konuşmasının daha iyi hissetmesini sağlamadığını ispatladığı." mevzuu mu?
He wasn't drunk, but the chief arrested him anyway, I mean, which is a waste of time,'cause once it goes to court, the judge is just gonna throw it out.
Sarhoş değilmiş, ama Şef onu yine de tutuklamış yani vakit kaybından başka bir şey değil çünkü mahkemeye çıkar çıkmaz hakim dosyayı fırlatıp atar.
Go man, don't waste time, grab the saz get all the villagers together, run to the light of love, run.
Len yürü git, zaman kaybetme, al sazı eline topla köylüyü, koş aşkın ışığına koş, hadi...
Seeking revenge is a waste of your precious time.
İntikam arayışı değerli zamanını boşa harcamaktır.
Waste of my time.
Zaman kaybı.
So that pretty young thing was a waste of your time and this is worthwhile?
Yani şu genç, güzel çıtır senin için zaman kaybıydı ve bu uğraşmaya değer, öyle mi?
Your honor, this is a waste of your time.
Sayın Yargıç, bu tamamen zaman kaybı.
Waste of time- - he's here now.
Zamanını harcama adam geldi artık.
Erin, when you recount your day, never say you woke up, it's a waste of your time.
Erin, gününün muhasebesini yaparken sakın uyandım diyerek başlama, zaman kaybı olur.
Performing is a waste of his time. What?
Sanatla vaktini çarçur ediyor.
I just hope you didn't waste too much of your time.
Umarım çok fazla vaktini harcamamışsındır.
It's never going to be a waste of my time.
Asla vaktimi harcamak değil.
But we try too hard, and it's a waste of my time.
* Ama çok fazla çaba harcadık, vaktimi harcadım boşuna *
So I don't need to waste my time Partying with a bunch of toddlers.
Burada bir avuç yeni yetmeyle eğlenerek vakit harcayacak değilim.
But that's just a waste of our time.
Ama bu sadece zaman kaybı olur.
Ask me, this is a waste of your time.
Bana sorarsan bu zaman kaybı.
Raising you all these years has been a waste of my time!
Seni yetiştirmek için harcadığım zamana yazık!
Let's go back and train. Waste of time.
Trene dönelim artık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]