Waterfall tradutor Turco
645 parallel translation
- By the waterfall
Şelalenin yanında
No 37, Waterfall Viewing.
37 numara, "Şelale".
Big waterfall.
Büyük şelale.
Don't wander far from the waterfall, and be on time.
Şelalenin çok uzağına gitme, tam vaktinde orada olacağım.
At the waterfall. Precisely.
Şelalenin orada görüşmek üzere.
The waterfall at the Bois de Boulogne - have you forgotten?
Bois de Boulogne Parkı'ndaki şelalede tanışmıştık.
Was that you at the waterfall?
O siz miydiniz?
"Even if you never come, I will wait for you every day at the waterfall."
"Hiç gelmeyecek olsan da, her gün şelalenin orada seni bekleyeceğim."
Blast the waterfall!
Hay şu şelalenin!
Maybe there's a cute little vine-covered cottage by a waterfall.
Belki bir şelalenin yanında küçük sevimli asmalı bir kulübe vardır.
I play The Waterfall.
Gel bakalım. Şelale'yi çalabiliyorum.
We took all their guns and hid them behind the waterfall.
Bütün silahlarını alıp şelâlenin ardına sakladık.
There's a cave behind this waterfall.
Bu şelâlenin ardında bir mağara var.
Oh, no, sir, just out by the waterfall.
Hayır, şelale tarafında. Özür dilerim.
Uh-huh. There's a little box canyon off to the left and a waterfall at the end of it.
Sol tarafta küçük bir vadi var, sonunda da şelale var.
They're a lovely maiden bathing at the foot of a waterfall.
Bunlar güzel genç bir kızın şelale eteğinde yaptığı banyo.
She's taking a bath in the waterfall.
Şelalenin orada banyo yapıyordu.
When I was little, there was a small waterfall.
Ben küçükken, burda küçük bir şelale vardı.
All year, here was a waterfall that fell.
Yıl boyunca, burada akan bir şelale vardı.
I'm sure it will reappear another beautiful waterfall.
Eminim ki başka güzel bir şelale ortaya çıkıcak.
There's a waterfall.
Bir şelale var.
A woodcutter pulled me out of the waterfall.
Bir oduncu şelaleden çekti çıkardı beni.
I set the sluice up there at the waterfall, aim her down past the tree into the creek.
Şu yamacın üst tarafına, şelaleye ağaçların altından dereye kadar inen bir bir su yolu yapabiliriz.
Saliura, the princess, is in the cave of the waterfall.
Saliura, prenses, şelalenin oradaki mağaralarda!
There's a waterfall
Bir şelale var.
It was like riding a cork over a waterfall, sir.
Bir şelalenin üstünde yüzen mantar gibiydik, efendim.
The waterfall shines as silver.
Şelale gümüş gibi parlıyor.
- By the waterfall.
- Şelalenin orada.
On the card is only that : Make a U-turn to the waterfall.
Haritaya göre dönüp şelaleye gitmemiz gerekiyor.
Like a windmill or a waterfall or something.
Tıpkı windmill ( değirmen ) ya da waterfall ( şelale ) gibi.
I hope it's not under a waterfall.
Umarım şelalenin altında değildir.
Go ahead. The fräulein said that Miss Page... is camping by the waterfall at the east end of the lake.
Devam et.Frolayn dedi ki Bayan Page... gölün doğu ucundaki şelalede kamp yapıyor.
The sand came down like a waterfall.
Kum bir şelâle gibi geldi.
It's only a waterfall.
Sadece bir şelale.
Why force them to turn off the waterfall?
Neden şelaleyi kapattıralım ki?
Over a waterfall, sir.
Bir şelaleden efendim.
The waterfall will dictate to me, with no logical rapport between us.
Şelaleyi görmüyorum, O, aramızda herhangi bir mantıki ahenk olmaksızın kendini bana dikte ediyor
After that, I'll get myself a couple of young wives, a fishing pole, and make camp alongside the waterfall.
Ondan sonra, şelalenin oraya yerleşir, kendime balık avlamak için bir gölet yapar, bir kaç tane de genç kadın alırım.
Look at my waterfall.
Şelaleye bakın.
No other factory in the world mixes chocolate by waterfall.
Dünyada çikolatayı şelale ile çalkalayan başka bir fabrika yok.
Through wind and snow Beyond the enchanted waterfall Through the elfin glades
Rüzgârda ve karda, sihirli şelalenin ötesinden cinli ormanlardan, ta ki hedefine ulaşana dek.
My mind is a raging torrent flooded with rivulets of thought cascading into a waterfall of creative alternatives.
Kafamdakiler, düşünce nehirlerinden... azgın dalgalarla taşıp... yaratıcı alternatif şelaleler şeklinde dökülen kudurmuş bir sel gibi.
It's real nice. It's called The Waterfall Design or something.
Adı çağlayan tasarımı falan.
There's a waterfall ahead!
Jack, bir şelale var!
- Over by the waterfall.
- Şelalenin oralarda.
The waterfall?
Şelale mi?
Blood flowed like a waterfall.
Kanı bir çağlayan gibi aktı.
I think there's a waterfall we can go to after.
Bir şelâle var. Sonra oraya gidebiliriz.
At the river, a waterfall hanging ahead 3,000 feet the flying water pouring down
Nehirden sarkan bir şelaleden... Sular ahenkle uçup dökülür
Ruler of a beautiful kingdom by a waterfall.
Şelale yanında güzel bir krallığın hükümdarıydım.
It squirted out just like a waterfall.
Şelale gibi fışkırdı resmen.
waterfalls 20
water 1797
waterloo 19
waters 51
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52
water 1797
waterloo 19
waters 51
watermelon 24
waterford 37
waterboy 18
water under the bridge 69
water bottle 23
water running 52