We're done talking tradutor Turco
169 parallel translation
Yes of course you did, and I wanted to talk to you about that. We're done talking, Clanton.
- Ben de o konuda konuşmak istiyordum.
Hey we're not done talking yet.
Hey henüz konu? mam? z bitmedi.
We're talking about 900,000 to a million people by the time it's done.
Bittiğinde 900.000 ile bir milyon insandan söz ediyoruz.
Bud, this is your father we're talking about. When has he ever done anything successful?
Bud, burada babandan bahsediyoruz ne zaman bir şeyde başarılı olabildi ki?
We're not done talking.
Konuşmamız bitmedi.
- Mark, excuse me. Whenever you're done talking in code about Dr. Lewis being Chief Resident and Dr. Weaver becoming Attending, can we call the time of death?
- Dr. Lewis'in başhekim ve Dr. Weaver'ın kadrolu doktor olması hakkında kodlu konuşmanız bitince ölüm saatini ilan edebilir miyiz?
We're done talking.
Konuşmamız bitti.
Joins a programme. - No, he does time or we're done talking.
Hayır, hapse girer, yoksa anlaşma yatar.
Don't walk away when I'm talking to you. - Okay. We're not done.
Seninle konuşurken yürüme!
We're done talking until you're cleared.
Sen izin alana kadar konuşmayacağız.
We'll get back to you as soon as we're done talking to our buddy Nibbles over here.
Şuradaki ufaklıkla konuşmamız biter bitmez sizinle ilgileneceğiz.
We're not done talking!
Daha bitirmedim.
And once we're done talking...
Bir kere konuşmaya başlayınca -
When we're done talking, get on the transmitter, contact Matheson. Cavalry rides in.
Konuşmamız bittiğinde telefonu al, Matheson'u ara süvariler gelsin.
We're done talking about it, all right? I mean done.
Ben bir şey görmedim.
We're done talking about pinching.
Çimdikleme hakkında yeterince konuştuk.
- We're done talking, bitch.
- Konuşmamız bitti sürtük.
We're not done talking yet.
Konuşmamız bitmedi.
Then we're done talking.
O zaman konuşmamız bitti.
We're done talking to this hump of garbage.
Bu pislikle daha fazla konuşmaya gerek yok.
We're done talking now.
Konuşma bitmiştir.
- We'll talk about your leaving tomorrow. - We're done talking.
- Yarın gideceksin, bu konuda konuşalım.
We're done talking, right?
Konuşmamızı bitirmiştik, öyle değil mi?
We're done talking about this for now.
Bu konu burada kapanmıştır.
We're done talking about this.
Bu konu burada kapanmıştır.
We're done talking.
Yeterince konuştuk.
I've gotta go, but we're not done talking about this.
Benim gitmem gerek. Ama bu konuda konuşmamız henüz bitmedi.
You can look at him just as soon as we're done talking to him.
Biz onunla konuşmayı bitirince, ilgilenirsiniz.
- We're done talking.
- Konuşmamız bitti
As much as I've enjoyed talking to you two, we're done.
Her ne kadar sizinle konuşmaktan hoşlandıysam da, işimiz bitti.
You can't leave until we're done talking.
Konuşmamız bitene kadar gidemezsin.
We're done talking. and I want it to stay that way.
En sonunda zaten Toshaka'yla savaşmak zorunda kalacağım, ama şimdi, ona güvenebilirim, ve bu şekilde kalmasını istiyorum.
We're done talking.
Konuşmamız burada biter.
Okay, we're done talking here.
Pekala, konuşma sona ermiştir.
Actually, they do most of the talking, but when we're done,
Aslında, konuşmanın çoğunu onlar yaparlar, ama işimiz bittiğinde,
My client's done talking. - No, no, we're not done here.
- Hayır, daha işimiz bitmedi.
Butters, we're done talking about girls balls right now!
Butters, kızların taşakları konusunu kapattık!
I'd say we're done talking.
Bence konuşmamız bitti.
Well, I think we're done talking now, huh?
İyi, bence görüşmemiz şimdi bitti.
We're done talking here.
Konuşmamız bitti.
We're done talking.
Bitti bu konuşma.
We're gonna have to finish this when I'm done talking.
Buna konuşmamız bitince devam etmek zorundayız.
we're done talking about this.
Bu konu kapandı.
I guess we're done talking about my science project, huh?
Fen projemden konuşuyorduk, değil mi?
And when we're done here, I'm going to go to the D.A., and we're going to start talking about bail.
Burada işimiz bittikten sonra, bölge savcısına gideceğim. Ve kefaleti konuşmaya başlayacağız.
We're done talking.
- Yeteri kadar konuştuk.
And when we're done talking, you go away and you leave my family alone.
Konuştuktan sonra, beni ve ailemi rahat bırakacaksın.
We're just talking, something we haven't done lately.
Uzun zamandır yapmadığımız bir şeyi yapıyoruz, yalnızca konuşuyoruz.
We're done talking...
Konuşma bitmiştir...
- We're done talking.
- Bu konuşma bitmiştir.
No. We're done talking.
Biz konuşmayı bitirdik.
we're done 1202
we're done here 458
we're done now 16
we're done for 37
we're done for the day 16
talking 358
talking to yourself 25
talking about me 21
talking about 61
talking about it 21
we're done here 458
we're done now 16
we're done for 37
we're done for the day 16
talking 358
talking to yourself 25
talking about me 21
talking about 61
talking about it 21
talking to you 40
talking to me 44
talking to him 21
talking of which 33
we're 1906
we're here 1469
we're good 1678
we're not friends anymore 25
we're just friends 257
we're in this together 190
talking to me 44
talking to him 21
talking of which 33
we're 1906
we're here 1469
we're good 1678
we're not friends anymore 25
we're just friends 257
we're in this together 190
we're late 319
we're back in business 45
we're going shopping 19
we're screwed 280
we're not gonna make it 79
we're sorry 376
we're going out tonight 29
we're good friends 31
we're going to be late 92
we're friends 656
we're back in business 45
we're going shopping 19
we're screwed 280
we're not gonna make it 79
we're sorry 376
we're going out tonight 29
we're good friends 31
we're going to be late 92
we're friends 656