We come in peace tradutor Turco
152 parallel translation
Tell them we are friends. Tell them we come in peace.
Arkadaş olduğumuzu, barıştan yana olduğumuzu söyle.
We come in peace.
Barış için geldik.
We come in peace.
Barış yanlısıyız.
Since you already know who we are, you must also know that we come in peace.
Kim olduğumuzu bildiğinize göre, barış yanlısı olduğumuzu da biliyorsunuzdur.
We come in peace!
Barış için geldik!
- Tell him we come in peace.
- Barış yanlısı olduğumuzu söyle ona.
We are not pirates, we come in peace.
Korsan değiliz, barış yanlısıyız.
But we come in peace.
Fakat biz barış yanlısı olarak geldik.
[In Spanish accent] We come in peace.
Huzursuzluk çıkarmaya gelmedik.
We come in peace.
Dostluk içinde geldik.
- We come in peace.
- Barış içinde geldik.
We come in peace.
Biz dostuz.
We come in peace.
Barış niyetiyle geldik.
- We come in peace.
Barış içinde geldik. - Biliyoruz.
We come in peace, and you blatantly defile that peace.
Barışçıl amaçlarla geliyoruz, sen barışı fırlatıp atıyorsun.
We come in peace and with honour.
Barış ve onur getirdik.
People of the Earth. We come in peace.
Dünya insanları, barış içinde geleceğiz.
We come in peace.
Niyetimiz barışçıldır.
We come in peace.
barış için geldik.
We come in peace.
Barış içinde geldik.
He did say that "We come in peace."
Dedi ki... "Barış içinde geldik."
Earthlings, we come in peace.
Dünyalılar, barış için geldik.
We come in peace on behalf of President Jefferson.
Başkan Jefferson adına barış içinde geldik.
We come in peace. Please do not rearrange our furniture.
Barış adına geldik, lütfen mobilyalarımızın yerlerlini değiştirmeyin.
We come in peace!
Barış içinde geldik.
Would you believe... we come in peace?
Barış için... geldiğimize inanır mısınız?
Hey, Rigar, you know that "we come in peace" business?
Rigar, "barış için geldik" muhabbetini hatırlıyor musun?
We come in peace.
- Barış için geldik.
- I said, "We come in peace."
- Buraya barış için geldiğimizi.
- We come in peace.
- Biz dostuz.
Tell them, " we come in peace.
" Barış için geldik.
It means "Friends well met." He's saying we come in peace.
Anlamı "arkadaşlar hoş geldi" Barış içinde geldiğimizi söylüyor.
Wait! We come in peace!
Barış içinde geliyoruz.
We come in peace.
Barış için geliyoruz.
We come in peace.
Gelmemizde kötü bir niyet yok.
It's alright folks, we come in peace.
Barış için buradayız.
- Tell them we come in peace.
- Dost olduğumuzu söyle.
- We come in peace!
- Biz dostuz!
We come in peace.
Barış getirdik.
We come in peace.
Ateşkes için geldik.
We come in peace.
Barışçıl niyetlerle buradayız.
Ensuring the peace in our world is the Guardians'sacred mission, even if we should come up against bizarre monsters.
Dünyamızda barışın sürmesini sağlamak Kutsalların kutsal görevidir. Karşımıza tuhaf canavarlar çıksa bile.
We have come to visit you in peace, and with goodwill.
Barış ve iyi niyet için buradayız.
Come soon to the Bastille, where we may speak in peace.
Bir gün Bastille Sarayı'na gelin. Rahatça konuşuruz. Ayağa kalkın!
We come in peace.
Biz barış için geldik.
and for a new land which has opened its gates to us, and we have come here to live and prosper in peace.
Ve bize kapılarını açan yeni vatanımız için, buraya gelmemizi sağladığın için.
I guess I'm a little paranoid. Well, look. If I come and sit beside you everybody will think we're together and you'll be able to watch in peace.
Eğer yanınıza gelirsem herkes birlikte olduğumuzu düşünür ve siz de rahat rahat filmi izlersiniz.
In that case, being the peace-loving Narns we've all come to know and love except for a few planets out on the fringe who say you've invaded them they shouldn't mind being scanned, should they?
Bu durumda, dış yörüngelerde, kendilerini işgal ettiğinizi iddia eden gezegenler hariç herkesin tanıdığı ve sevdiği Narnların gemilerinin silaha karşı taranmasına itiraz etmeleri için bir sebep yok.
These are your sons, your daughters whose loyalties have never wavered, whose beliefs in this alliance has forced us to take extraordinary means for justice for peace, for the future we have come home.
Bizler hâlâ Dünya'nın çocuklarıyız. Sadakatimiz hiç sarsılmadı, ancak Dünya Birliği'ne olan inancımız adalet için, barış için, geleceğimiz için olağan üstü şartlar altında eve dönmemizi gerektirdi.
We have come to visit you in peace, and with goodwill.
Biz barış içinde ve iyi niyetle geldik.
We hope you have come in peace.
Sizinle barış yapmak istiyoruz.
we come 16
in peace 38
we could be friends 20
we could talk 32
we couldn't 74
we cool 83
we could go together 21
we could 507
we could go 26
we could use your help 27
in peace 38
we could be friends 20
we could talk 32
we couldn't 74
we cool 83
we could go together 21
we could 507
we could go 26
we could use your help 27