We found it tradutor Turco
3,378 parallel translation
We found it on the desk in the motel after Haas was killed.
Bunu Haas öldürüldükten sonra moteldeki masasının üstünde bulduk.
But we found it.
Ama sonunda bulduk.
We found it abandoned in the Reeveston area.
Reeveston bölgesinde terk edilmiş olarak bulduk.
Certainly, there's a limit, but I don't know that we found it.
Elbette ki bir sınırı var, ancak bunu tespit edebilmiş değiliz.
Oh, no, no, we found it.
Hayır, hayır, bulduk.
We found it too easily.
Çok kolay bulduk.
How come we're ruling out the theory that the yeti moved his food stash - because we found it?
Niçin Yeti'yi bulunca yiyecek zulasını boşalttığı hiç aklımıza gelmiyor?
We found it. - Oh, yeah?
- Kablo, biz bulduk.
We found it. Mr. President..
- Tamam, bulduk, Sayın Başkan.
That's weird, because we found it in your gun safe in your office in your nightclub.
Tuhaf, çünkü bu silahı gece kulübündeki ofisinin silahlığından aldık.
We found it.
Biz bulduk.
We found it in the pocket of our victim.
Kurbanın cebinde bulduk.
You don't think we can keep it a secret that we found it?
Bu bebeği bulduğumuzu sır olarak mı saklamalıyız yani?
- We found it!
- Biz başardık
We found it in the bathroom closet.
Bunu banyo dolabında bulduk.
I guess we found it.
Sanırım bulduk.
Our military mission will be over, and we can leave the city as we found it.
Şehri aynen bulduğumuz gibi bırakabileceğiz.
We found it in a stack.
Onu yığının içinde bulduk.
- We found a bomb. It's okay ; We know how to disarm it.
Bomba bulduk.. bişey yok onu imha ediecz
We just found it.
- Onu yeni bulduk.
And I can tell you, we searched and searched that old house in the woods... And it was never a witch to be found.
Ve diyorum sana bak, ormandaki o eski evi o kadar çok aradık ki ama bulunacak bir cadı falan yoktu orada.
We found this behind his bed, and the wife said he was always reading it at night.
Bunu yatağının arkasında bulduk. Karısı her gece buna bakardı dedi.
So then, at lunch, I found her... and we blew off the rest of the conference, just blew it off.
Bu yüzden öğle yemeğinde onu buldum... ve konferansın kalanında kaçtık, sadece bunu es geçtik.
Well, even if we found nothing, it's in effect a discovery.
Hiçbir şey bulamasak bile, yararlı bir keşif yapmış oluruz.
I'm sorry to inform you that we found the body of a man in the woods and we believe it might be that of your husband, Malcolm Spicer.
Size ormanda bir adamın cesedini bulduğumuzu söylediğim için üzgünüm fakat o kişinin kocanız Malcolm Spicer olabileceğini düşünüyoruz.
It looks like it's off Pollock's jacket, the one we found in his rucksack.
Pollock'un ceketinden koparılmış gibi, sırt çantasında bulduğumuz ceketinden.
We learned it was an anonymous tip that led investigators to an industrial complex where acclaimed Hollywood actress Emily Moore was found in a coffin.
Kimliği belirsiz birinin ihbarı... sayesinde polis eski bir fabrika binasında... ünlü Hollywood yıldızı Emily Moore'u bir tabutun içinde buldu.
We found the wallet, but we didn't see who dropped it.
Cüzdanı bulduk ama kimin bıraktığını görmedik.
We found a stamp on the pig, which not only tells us the slaughterhouse, but also the date on which it was...
Çünkü domuzda damga bulduk, kendisi sıradan bir kasaplık domuzmuş ayrıca damgada bir tarih de vardı.
Hmm? It's possible we found a coded note in Mr. Matthews'stomach.
Bay Matthews'ın midesinde bir şifre bulduğumuzu söyleyebiliriz.
Right, but when we found the orchid, it was whole, even though it had already released the disease in the 1500s, so there must be a way to reconstitute it.
Fakat biz orkideyi bulduğumuzda bütün haldeydi, .. oysaki 1500'lerde hastalığı serbest bıraktığında.. küle dönmüştü,
Look, we found that missing person's vehicle and we're processing it for evidence, but I am still hoping that I can make it to the party.
Bak, kayıp şahsın arabasını bulduk ve arabada kanıt arıyoruz. Ama hala partiye gelmeyi başarabileceğimi umut ediyorum.
Well, things hit a low point when we found ourselves in the Essaouira Museum of Leather Manufacturing discussing if we had a superpower, what would it be?
Essaouira Deri İmalatı Müzesi'nde hangi süper güce sahip olmayı tercih edeceğimizi tartışırken dibe vurduk.
This is what we found on it.
Üzerinde sadece bu vardı.
It's essential that we inform moscow of what we have found!
Moskova'ya bulgularımızı iletmemiz hayati önem taşıyor!
And then... we sort of found a groove, and by the time you showed up, it was so much fun.
Ve sonra bu işi çok iyi yapmaya başladık. İşin içinde sen olduğunda, daha da zevkli hale geliyordu.
Well, it looks like we found the party.
Görünüşe göre partiyi bulduk.
Me, your grandfather, and his father, we each found our destiny on it.
Ben, büyükbaban ve onun babası hepimiz kaderimizi onun üzerindeyken bulduk.
We seem to have found it.
Sanırım onu bulduk.
It appears some deviants - and by some I mean two, given the footprints we found - got down and dirty at the cemetery last night.
Anlaşılan birkaç sapkın, bulduğumuz ayak izlerine bakılırsa birkaçtan kastım iki oluyor, mezarlıkta toprağa bulanmışlar biraz.
The people who had survived it has not been found, So how can we make the antibodies
Hastalığı atlatan insanlar olmadığı için, antikor yapamıyoruz.
I'll be there when we present it. I found it, right?
Sunumunu yaparken ben de orada olacağım, ne de olsa ben buldum, değil mi?
The rune stone we found? It's a map.
Bulduğumuz rün taşı vardı ya, o bir harita.
That's funny,'cause we found one exactly like it in your apartment.
Çok komik, çünkü buna benzeyen bir tanesini senin dairende bulduk.
It would have been better if we actually found you, but...
Seni bulsaydı daha güzel olacaktı ama...
It looks like we found our distributor.
Anlaşılan dağıtıcımızı bulduk.
We thought we were saving civilisation, but then we found out the Germans didn't have nuclear capability and we kept on. It was a race. The science was... so exciting.
Bu bir yarıştı.Uygarlığı kurtaracağımızı sanıyorduk, ama sonra Almanların nükleer güçlerinin olmadığını öğrendik ve devam ettik.Bilim... çok heyecan vericiydi.
We came here looking for a Manhunter weakness and found a way to make them even stronger. Did you say it's some kind of root?
Buraya insan avcılarının zayıflıklarını bulmaya geldik fakat onları daha da güçlü yapacak şeyi bulduk.
We found tracks where he was searching for it.
Parkta ayakkabıyı aradığı yerde izlerini bulduk.
Looks like a wire. We found it in the limo.
- Kabloya benziyor.
But we did it. We found Danny.
Ama basardik, Danny'i bulduk.
we found 55
we found nothing 22
we found the car 17
we found something 53
we found her 54
we found you 28
we found him 147
we found them 52
we found this 61
found it 395
we found nothing 22
we found the car 17
we found something 53
we found her 54
we found you 28
we found him 147
we found them 52
we found this 61
found it 395
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it is good 116
it's cold 680
it's warm 139
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it is good 116
it's cold 680
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
italy 247
it's me 10254
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287