We found something tradutor Turco
607 parallel translation
Anyhow, we found something.
Neyse, bir şey bulduk.
We came to get a movie, and we found something worth more than all the movies in the world.
Buraya bir film çekmek için geldik, ve dünyadaki bütün filmlerden daha değerli bir şey bulduk.
We found something in his room that connects you with him.
Odasında seninle ilgili bir şeyler bulduk.
Hey, colonel, we found something.
Hey, albay, bir şey bulduk.
We found something.
- Bir şey bulduk.
We found something I've been searching for all my life.
Yaşamım boyunca aradığım herşeyi biz birlikte bulduk.
- We found something else.
- Bir şey daha bulduk.
We found something pretty important.
Oldukça önemli bir şey bulduk.
That's what you said the l-l-last time we found something.
Geçen sefer bir şey bulduğumuzda da böyle demiştin.
- I think we found something :
- Sanırım bir şey bulduk.
We found something that we think belongs to you.
Sana ait olduğunu sandığımız birşey bulduk.
We found something wonderful for the bedroom.
- Senin için en güzel odayı seçtik.
We found something!
Bir şeyler bulduk.
- We... we found something!
Demek bir şey buldunuz.
Yeah, we found something a little strange.
Evet, garip bir şey bulduk.
We found something in the river.
Nehirde bir şey bulduk
- Sorry, Doctor, but we found something.
Doktor, birşeyler bulduk.
- We found something in the apartment of the deceased Mr. Scotto.
- Bir şey bulduk. Ölen Bay Scotto'nun dairesinde.
Kyle, we found something.
Bir şey bulduk Kyle.
Sir, we found something.
Efendim, bir şeyler bulduk.
We found something to agree on.
Demek bir konuda anlaşıyoruz.
Almost every place he's taken us, we've found something.
Neredeyse bizi götürdüğü her yerde bir şey bulduk.
Now that we've found each other again, I hope I shall see something of you.
Artık birbirimizi bulduğumuza göre, umarım bunu burada bırakmazsınız.
Come back, we've found something!
Buraya gel, bir şey bulduk!
We've found something!
Bir şey bulduk.
I found out something about myself that night that we met.
Kendim hakkında bir şeyle bulduğum o gece ona rastladım.
I wouldn't give much for our chances... wandering around in the middle of the night trying to find something... that if we found it, it might kill us.
Fazla şansımız olduğunu düşünmüyorum... Yani, gecenin bir yarısı ortalıkta dolaşıp, bulduğumuzda bizi öldürebilecek bir şeyi aramak...
Would you believe me if I told you there was something inside of that rock we found, something that could wipe out this whole town?
Size, o taşın içinde bulduğumuz şeyin tüm kasabayı silip süpürecek bir şey olduğunu söylesem bana inanır mısınız?
And I'm quite sure, due to modesty, ladies and gentlemen, Miss Welenmelon hesitates to tell us something we kind of found out in our own sneaky little way :
Bayan Welenmelon'ın alçakgönüllülüğü yüzünden bizim gizlice bulduğumuz bir şeyi bize anlatmaktan çekindiğinden eminim.
We just found out something in time, that's all.
Zamanında öğrendik.
They must have found something that makes them immune while we must remain in these protective machines and cannot go out of our city.
Biz bu koruyucu makinelerin içinde kalıp şehrimizin dışına çıkamazken onlar kendilerine bağışıklık kazandıran bir şey bulmuş olmalılar.
Boss... we've found something.
Patron, bir şey bulduk.
And if we found the alteration were in respect of something else, why, I would feel bound to find that money myself.
Eğer, değişikliğin başka bir şey için yapıldığını anlarsak o parayı bulmak zorunda hissedeceğim kendimi.
I think we may have found something that's going to interest him.
Belki ilgisini çekecek bir şeyler bulabilirim. Bu akşam mı?
I think we may have found something that's going to interest him.
Sanırım onun ilgisini çekebilecek bir şeyler bulabiliriz.
We've finally found something you do well!
Sonunda iyi yapabildiğin bir şey bulduk!
We've found something interesting.
İlginç bir şey bulduk.
Despite having only a few hours to explore Data's home planet, we discovered something which may explain Data's beginnings, if we can properly assemble and communicate with what we've found.
Data'nın ana gezegenini araştıracak birkaç saatimiz olmasına rağmen... orada Data'nın kökenlerine ışık tutabilecek bir şey keşfettik, tabii onu doğru şekilde birleştirebilir ve sonrasında onunla iletişim kurabilirsek.
Captain, we may have found something.
Kaptan, bir şey bulmuş olabiliriz.
And we've found something else, a novel by Todd Matthews,
Bir şey daha bulduk. Todd Matthews tarafından yazılan bir kitap,
We're caught in the middle of something sinister here. My guess is Dad found out more than he was looking for.
Uğursuzluklar yaşıyoruz ve babam ne olduğunu buldu.
It looks like we've found something.
Bir şeyler buluyor gibiyiz.
Hurry, Mr McDuck. We've found something.
Çabuk gelin Bay Varyemez.
We have found something worthwhile to upstage those fucking baby boomers.
Sonunda bizi adam yerine koymayanların yüzünü kızartacak bir şey bulduk.
We're trying for something That's already found us
Bizi çoktan bulmuş bir şey için mücadele veriyoruz.
Hey, I think we've found something here.
Bence burada bir şey bulduk.
We've found something.
Birşey bulduk.
We've found something.
Bir şey bulduk.
But we have found something else.
Ama başka bir şey bulduk.
- We have found something beautiful!
- Çok güzel bir şey bulduk!
If you can spare a few seconds we'd like to talk about something else we found out.
Eğer birkaç saniye ayırabilirseniz bulduğumuz bir şey hakkında konuşmak istiyoruz.
we found 55
we found nothing 22
we found the car 17
we found it 143
we found her 54
we found you 28
we found him 147
we found them 52
we found this 61
found something 80
we found nothing 22
we found the car 17
we found it 143
we found her 54
we found you 28
we found him 147
we found them 52
we found this 61
found something 80
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something 1990
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something like that 1529
something's not right 271
something on your mind 83
something special 67
something bad happens 16
something's wrong here 34
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's coming 64
something bad 90
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something new 87