English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ W ] / Were you drinking

Were you drinking tradutor Turco

462 parallel translation
What were you drinking last night?
Dün gece ne içtin sen?
What were you drinking?
Ne içtiniz?
How long ago were you drinking with the Third Reich?
Ne kadar öncesine kadar Üçüncü Reich'a içiyordun?
- Were you drinking again?
- Gene mi içiyordun?
Hey, listen, what were you drinking?
Hey, pekala, ne içiyordunuz?
Were you drinking?
İçki içtin mi?
Were you drinking that night?
O gece içkili miydin?
Were you drinking in the car?
Arabada içiyor muydunuz?
It's not that you were hesitating whether or not you want a drink. You hesitated because you wondered if it's okay for you to be drinking, right?
Hayaletler gitti mi gitmedi mi diye kontrol ediyormuş gibi hissetmiyor musun?
You wouldn't know what you were drinking.
- Ne içtiğini bilmiyorsun.
You were busy eating and drinking, but I saw through it all.
Sen yiyip içerken, ben bütün olan bitenin farkındaydım.
I was watching you when you were drinking.
İçkileri yudumlarken seni izliyordum.
I didn't know you were a drinking man.
İçki içtiğini bilmiyordum.
While you were drinking, your wife... went through a lot!
Sen içki içmekle meşgulken, karın çok büyük bir zorluk yaşadı!
I was drinking beer before you were born.
Ben daha sen doğmadan önce içiyordum.
- Thought you were a drinking man.
- İçtiğini sanıyordum.
Whatever you were drinking, it wasn't soda.
Ne içti iseniz, soda değildi.
Were you still drinking water you'd end up with the old timers.
Su içmeye devam edersen Fransa'da yaşayan ressamlar gibi bir sonun olur.
I thought you two were drinking together.
Beraber içtiğinizi düşündüm.
You were drinking again.
Yine içmişsin.
You made better sense when you were drinking.
İçtiğin zaman çok daha mantıklıydın.
You were drinking...
Demek içerdin...
If I told anybody like that, I mean, they'd say you were drinking again.
Birisine böyle deseydim yine içtin mi derlerdi.
You were drinking from a spring that came from the long nose of an animal.
Bir hayvann uzun burnundan bir sey içiyordun.
There we were, waiting and drinking away at the old knifey moloko and you had not turned up.
Sütbarda haplı sütümüzü içtik, bekledik ama sen gelmedin.
And you just said that you were drinking last night.
Sen ise az önce dün gece içki içtiğini söyledin.
You were drinking at the bar, I'm pleased to inform you.
Barda içki içiyordun, Seni bilgilendirdiğim için memnunum.
They just said you were drinking.
İçtiğini söylediler o kadar.
Could I ask... what it is that you were drinking?
Sorabilir miyim, İçiyor olduğun şey ne idi?
But you were never drinking man!
Sen asla içki içen biri değildin!
If you were so well known - good income, good reputation - why did you start drinking?
Madem çok tanınmıştın... Gelirin iyiydi, bir şöhretin vardı... Neden içmeye başladın?
You're still drinking as you were.
Hala eskisi gibi içiyor musun?
You said you were thirsty, why aren't you drinking?
Susamadın mı! İçsene hadi!
You were waiting for a nervous officer by himself, instead you see a group of bums drinking and singing.
Sen kendince sinirli bir memur bekliyordun, ama bunun yerine içen ve şarkı söyleyen serseriler gördün.
Sammy, first of all, that was back when you were drinking like a fish.
Sammy, ilk olarak, o zamanlar sünger misali içiyordun.
You guys were drinking.
İçiyorsunuz.
You mentioned divorce a couple of times... but you were drinking.
Bir kaç kere boşanmaktan bahsetmiştin... fakat içiyorduk.
You were out all night drinking.
Bütün gece kafayı çekmişsin.
AND BETTER THAN WHAT YOU WERE DRINKING BEFORE.
Yumuşakça öforik, ama çay.
Laddie, I was drinking Scotch 100 years before you were born.
Delikanlı, sen doğmadan 100 yıl önce ben Scotch içiyordum.
You were so forthright about your drinking problem.
İçki problemin konusunda çok açık sözlü konuşmuşsun.
You know, there were rumours of anti-Castro pigeons seen drinking in bars...
Fidel Castro karşıtı güvercinlerin barlarda içerken görüldüğüne dair söylentiler vardı.
You were drinking.
İçmiştiniz.
Now, you mean to tell me that the day I came over to Mrs. Ackerman's, the day you claim you recognized my voice, you were not drinking?
Demek istiyorsun ki Bayan Ackerman a geldiğim gün... yani sesimi tanıdığın gün... içki içmiyordun?
Oh, sorry. Were you drinking Slice or Yoo-hoo?
Pardon. "Slice" mı "Yoo-Hoo" mu içiyordun?
You were drinking at 89th and Central, illegal club called John's.
Central'la 89'un köşesindeki yasak kulüp, John's'daydın.
I suppose you were drinking.
Sanırım içtiniz.
You'd been drinking, and you thought you were making love to me.
İçip durdun ve benimle seviştiğini sanıyordun.
You were drinking and got sacked?
İçiyordun ve işten mi çıkarıldın?
I thought you were off smoking and drinking.
Sigara ve içki içmediğini düşünmüştüm.
You were with a woman tonight and have been drinking.
Dün gece bir kadınla birlikteydin ve içmişsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]