Whatever you do tradutor Turco
8,965 parallel translation
Whatever you do behind closed doors is your own business.
Kapalı kapılar ardında yaptıklarınız sizi ilgilendirir.
Whatever you do, you'll be my hero.
Ne yaparsan yap benim kahramanım olacaksın.
And I said, " Whatever you do, interview this woman.
"Ne olursa olsun bu kadınla görüşün." dedim.
And whatever you do, don't...
Ve ne yaparsan yap sakın...
I will do whatever you say.
Ne söylersen onu yapacağım.
You get this little baby to the doctor's lounge safely, and I will do whatever you like.
Bu ufaklığı güvenle doktor odasına ulaştırırsan istediğini yaparım.
So I don't know what you need to do to get your shit together, but whatever it is, I need you to do it now.
Kendini toplamak için neye ihtiyacın olduğunu bilmiyorum,... ama o her neyse şimdi yapman gerekiyor.
I will do whatever you want so that no one else gets hurt.
Başka kimse zarar görmesin diye ne dersen yaparım.
Whatever's happening here has nothing to do with you.
Olanların seninle hiçbir alakası yok.
Just wanted to tell you I'll do whatever I can to make this ride as smooth as possible.
Yolculuğunuzun rahat geçmesi için elimden geleni yapacağımı bilmenizi isterim.
You do whatever you need to do to soldier on, because, you tell yourself, time is on your side.
Devam etmek için ne gerekiyorsa yaparsın çünkü kendine, zamanın kendinden yana olduğunu söylersin.
But whatever he made you do, whatever you think you did... he's responsible.
Ama sana her ne yaptırdıysa ne yaptığını düşünüyorsan bundan o sorumlu.
I'll do whatever you say.
Ne dersen yapacağım.
And do whatever you have to do.
Ve yapman gerekeni yap.
I'll do whatever you want, ok?
- Ne isterseniz yapacağım, tamam mı?
I would tend to cooperate with you with whatever it was you're going to do.
Her ne yapacaksan yap. Seninle iş birliği içinde olmak niyetindeyim.
Meet up with Dawn, uh, set up some microphones, pick up whatever she's gonna do with the amethysts, send the signal back to you guys.
Dawn'la buluşacağım, mikrofonları yerleştireceğim ametistlerle ne yaptığına bakacağım ve sinyali tekrar size göndereceğim.
Whatever you're gonna do with the amethysts, the microphones are picking up the sound.
Ametistlere yapacağını yap, mikrofonlar sesi alıyor.
Whatever happened to you is nothing compared to what I'm gonna do to the other guy.
Senin başına gelenler o adama yapacaklarımla kıyaslanamaz bile.
I had nothing to do with what happened to her, except very, um, obliquely or whatever you would... It was a bad marriage and that was at least half, probably a lot more, my fault.
Ona olanlarla benim hiçbir ilgim yok... sadece dolaylı olarak ya da nasıl derseniz... kötü bir evlilik yaşamış olmamız ve bunun yarısının... benim hatam olması dışında.
"Do whatever you want."
"Ne istiyorsan yap." demişimdir.
So obviously that is brilliant that you have a bit of background, so whatever you feel you can do with them,
Yani tecrübe sahibi olman açıkçası çok iyi, onlarla dilediğini yapabilirsin.
Look, after he gives you your Grace back, you can do whatever you want with him.
Sana özünü verdikten sonra ona ne istiyorsan yapabilirsin.
I'll do whatever you need.
Ne istersen onu yapacağım.
I reckon you're gonna do whatever you want to do.
Ne yapmak istiyorsan yapacaksın diye düşünüyorum.
So It Will end like you Whatever you do, Simon.
Ne yaparsan yap.
So hopefully, you don't have to do re-shoots or whatever.
Umarım, yeniden çekim falan yapmak zorunda kalmazsın.
Secretary Oh, whether you go to Vice President's place or do whatever's on your personal schedule, do what's comfortable.
Başkan Yardımcısı'nın evine gidebilirsiniz ya da kendi işlerinizi halledebilirsiniz.
Do whatever you need to do, and catch him.
Ne yapman gerekiyorsa yap ve yakala onu.
Do whatever you want.
Ne istersen onu yap.
You said so yourself. Whatever it is, you want to overcome it with me. ♫ it hurts. ♫
Fakat Cha Do Hyun her ne zorluk olursa olsun, benimle birlikte baş etmek istediğini kötü anıları bizim iyi anılarımızla değiştirmek istediğini kendin söyledin.
No, no, I just want to do whatever you want to do.
- Hayır, sen ne yaparsan onu yapmak isterim.
You know, we're divorced, and you have the right to do whatever you want.
Biz boşandık. İstediğini yapma hakkın var.
Well, all it takes is a firm slap and an authoritative tone, you can make a cow do whatever you want.
Sıkı bir şaplak ve otoriter bir sesle bir ineğe istediğinizi yaptırabilirsiniz.
From now on, you'll be allowed to do your job in whatever capacity that may require.
Şu andan itibaren işini bitirmen için ne gerekiyorsa yapmakta serbestsin.
You said we must do God's work, whatever the cost.
Ne pahasına olursa olsun Tanrı'nın işini yapmamız gerektiğini söyledin.
I do not like you, I do not trust you, and I will do whatever it takes to cut you out of Victoria's life before your reckless behavior puts her in danger.
Sana güvenmiyorum. Düşüncesiz davranışın Victoria'yı tehlikeye atmadan onun hayatından çıkıp gitmen için ne gerekirse yapacağım.
Take whatever you want and test it or whatever you guys do.
İstediğinizi alın, test mi yaparsınız, ne yaparsınız yapın.
Whatever it is you want to do.
- Ne yapmak istiyorsan onu yap.
You do whatever you need to to rationalize that.
Gidişine bahane bulmak için elinden geleni ardına koymuyorsun.
If you want to talk or whatever, I can do that, too.
Konuşmak falan istersen konuşabilirim.
Isn't this better than whatever you were gonna do?
Bu, yapacağın şeyden iyi değil mi?
You have to be willing to do whatever it takes.
Gerekeni yapmayı istemelisin.
I know that I can do this, all right? - And you're willing to do whatever it takes? - I just need to do it alone.
Başarabileceğimi biliyorum ama yalnız olmam lazım.
Hell, you even have to do whatever I tell you.
Hatta ben ne söylersem onu da yapmak zorundasın.
So whatever you did, or whoever you did we'll go out and we'll do something worse and it won't seem so bad.
Ne yaptıysan, yada kimle yaptıysan dışarı çıkacağız, daha kötüsünü yapacağız ve o kötü görünmeyecek.
You do whatever you like, or you delay again, but you never, ever say no, because anything could happen.
İstediğini yaparsın ya da tekrar ertelersin. Ama asla ve asla hayır deme. Çünkü her şey olabilir.
Whatever you're gonna do, no.
Hayır. Hayır! Her ne yapacaksan olmaz!
It's just like Gandhi always said, eat as much as you want and do whatever, and don't be afraid to hit each other.
Gandhi'nin her zaman söylediği gibi : Canınız istediğiniz kadar yiyin ve canınızın istediğinizi yapın. Ve birbirinizle çekişmekten korkmayın.
Whatever you're gonna do in there, Finch, do it now.
- Ne yapman gerekiyorsa yap hadi Finch.
I do not want to celebrate my birthday without you, whatever happens.
Ne olursa olsun sen olmadan doğum günümü kutlamak istemiyorum.
whatever you say 750
whatever you need 442
whatever you think is best 17
whatever you want 745
whatever you are 68
whatever you think 49
whatever you like 108
whatever you want to do 42
whatever you're doing 92
whatever your name is 57
whatever you need 442
whatever you think is best 17
whatever you want 745
whatever you are 68
whatever you think 49
whatever you like 108
whatever you want to do 42
whatever you're doing 92
whatever your name is 57
whatever you want to call it 63
whatever you decide 78
whatever you did 54
whatever you're selling 24
whatever you're having 17
whatever you're thinking 33
whatever you've done 20
whatever you wish 18
whatever you got 26
whatever you call it 32
whatever you decide 78
whatever you did 54
whatever you're selling 24
whatever you're having 17
whatever you're thinking 33
whatever you've done 20
whatever you wish 18
whatever you got 26
whatever you call it 32
whatever you're planning 19
whatever you're gonna do 20
whatever you're going through 19
whatever you're thinking of doing 16
whatever you need to do 21
whatever you have to do 28
you don't want to talk to me 24
you don 159
you don't 4631
you do 5232
whatever you're gonna do 20
whatever you're going through 19
whatever you're thinking of doing 16
whatever you need to do 21
whatever you have to do 28
you don't want to talk to me 24
you don 159
you don't 4631
you do 5232
you don't understand me 29
you don't have to 1176
you don't understand 2732
you don't have to worry 197
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't have to 1176
you don't understand 2732
you don't have to worry 197
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235