Winter tradutor Turco
8,606 parallel translation
Because in my experience, everyone of those Winter Hill pricks is a double-crossing cocksucker.
Çünkü tecrübelerime göre, Winter Hill'deki bütün serseriler döneğin önde gideniler.
- Would you say Winter Hill was thriving?
- Winter Hilli büyüyor der miydiniz?
Gentlemen, this is Intel, from our source in Winter Hill.
Beyler, bu, Winter Hill'deki kaynağımdan aldığım bilgi.
We could always count on him for bake sales, Spring Sing, costumes for Winter Pageant.
Biz her zaman ona güvenebileceğimifırında satış, Bahar Sing, Kış Pageant için kostümler.
What happened last winter?
Geçen kış ne oldu ki?
They're flying south for the winter.
Kış için güneye göç ediyorlar.
So based on his calculation, it will pass Earth in the winter of 1981.
Bu yüzden hesaplamalarına göre 1981 yılının kışında Dünya'dan geçecekti. - Geçti mi?
It'll be winter before we get there.
Biz varana kadar kış gelir.
Got to get up the damn mountain, but winter keeps chasing us down.
O dağı aşmak lazım ama kış şartları buna pek fırsat vermiyor.
You know, the last time I came up here was with my dad, in the dead of Winter.
Biliyorsun, son kez buraya gelip Kışın ölü, babamla oldu.
There's a chapter in "Winter" where... This man carries a boy on his shoulders.
"Kış" adlı bölümde adam çocuğu omuzlarında taşıyor.
After the winter, when the water level is very high, and the shepherds swim their flocks down here for the summer pasture.
Kış geçtikten sonra burada su seviyesi yükseldiğinde çobanlar koyun sürülerini yazın otlaması için yüzerek buradan geçirirler.
Winter is coming, bitches.
Kış yaklaşıyor, kaltaklar!
Six more weeks of winter!
Çetin kışa altı hafta daha!
But one winter, it got so cold, all the animals died.
Ama bir kış mevsimi, havalar çok soğuktu ve tüm hayvanlar öldü.
It was a very cold winter that year.
O yıl çok soğuk bir kış oldu.
If this keeps up, we won't have enough food to survive the winter.
Böyle devam ederse kışı atlatmak için yeterli yiyeceğimiz olmayacak.
If we don't get this harvest in before the first snow, we won't have enough food for winter.
İlk kar yağmadan önce hasadı toplamazsak kış için yeterli yiyeceğimiz olmayacak.
She's got tour dates this winter, doesn't she?
Bu kış turneye çıkıyor değil mi?
Well... it was winter.
Güzel... Kışta.
- I've told you — - I know, your highness, but during the winter, the access to the Pole will be impossible, and we won't be able to find the Davaï.
- Biliyorum ekselansları ama kış boyunca kutba ulaşmak imkânsız olacağından Davai'yi bulmamız da mümkün olmayacaktır.
Winter is coming, we'll be leaving tomorrow.
Kış yaklaşıyor. Yarın gideceğiz.
Staying here or going south, it doesn't matter, we wouldn't make it through winter.
Burada kalsak da güneye gitsek de fark etmez. Kış şartlarının üstesinden gelemeyebiliriz.
Two years ago, the winter lasted a long time.
Oloukine'nin notlarına göz gezdirdim. İki sene önce kış uzun sürmüş.
The winter ended up killing my authority.
Kış büyük yetkimi sona erdirdi.
Some winter sun.
Birazcık kış güneşi.
This is winter sports.
Kış sporu.
So, that's a good thing about being a hunter, Andy, is that even when the gatherers are up a creek because they realize they haven't put away enough nuts and seeds to lat a winter, a hunter,
İşte. Avcı olmanın iyi yanı budur Andy. Toplayıcılar kışa..
Hannah, you smell like a desert in Hawaii, and long winter's...
Hannah, hawai çölleri.. .. ve uzun kışlar gibi kokuyorsun.
They say it's hotter there in the summer, and colder in the winter.
Orada yazın daha sıcak, kışın daha soğuk olduğunu söylüyorlar.
You survived your first New York winter.
İlk New York kışınızı atlatmışsınız.
Over here, that's how we judge the winter. On how cold it is.
Burada kışı ne kadar soğuk geçtiğiyle değerlendiririz.
You're not the miserable young girl who wanted to go home last winter.
Artık geçen kış eve dönmek isteyen o perişan kız değilsin.
# On a winter day in the rain
# On a winter day in the rain. ( Şarkı )
Winter, we'd literally almost never go out.
Kışın neredeyse hiç dışarı çıkmazdık.
She kept them that way all winter, too.
Tüm kış boyunca kapalı tuttu.
He used to say, " Sailing in the winter...
Hep şöyle derdi, " Kışın yelken yapmak...
In the middle of winter?
Bugün mü? - Kış ortasında mı?
Now that the Kite-Eating Tree is sleeping for the winter... we have nothing to fear.
Uçurtma Yiyen Ağaç da kış uykusuna yattığına göre korkacak bir şey kalmadı.
What kind of a person tries to fly a kite in the middle of winter?
Kış ortasında uçurtma uçurmak olacak iş mi?
It's going to be a long winter.
Uzun bir kış olacağı kesin.
The Winter Dance is in a few weeks... and I'm saving a dance for you.
Okul Balosu'na birkaç hafta kaldı ve söz, seninle de dans edeceğim.
Besides, why would I even want to go to the Winter Dance?
Ayrıca, baloya gidip de ne yapacağım?
Winter, 1983.
1983 kışı.
We started at the end of this winter... And have been practicing for some time now.
Kış sonu itibariyle derslerimize başladık ve bir süredir devam ediyoruz.
Each winter, the fleet lies at anchor.
Her kış, donanma demirde yatar.
If I were admiral, I'd train the crew in winter.
Amiral olsam, kışın tayfayı eğitirdim.
My sister and I depart for England just in time for the winter.
Kış yaklaşırken ablamla İngiltere'ye doğru yola çıkacağız.
We're closed for the winter.
- Kış olduğundan kapalıyız.
Winter, same deal.
Kış da öyle.
Just winter crying uncle.
Sadece kış ağlıyor.