English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You're doing good

You're doing good tradutor Turco

1,155 parallel translation
You're doing good.
İyi gidiyorsun.
Tough part is... not knowing if you're doing any good.
Zor yanı... bir şeyin doğrusunu yaptığını bilememek.
- It's a very good sign that you're doing so well
- bu iyi bir işaret çok iyi yapmaktasın
You're just doing a damn good job of fighting it.
Kendine saklamak istemediğin sırrın varsa.
You're doing very good.
Bu gerekli değil. - Çok iyi gidiyordun.
Not until you return my First Officer and give me a damn good explanation for what you're doing in our galaxy.
Birinci Subayımı bana iade edene kadar ve galaksimizde ne aradığınıza dair, iyi bir açıklamada bulunana kadar, bir yere gitmiyorum.
Well, you're not doing a very good job.
İyi bir iş çıkartamıyorsunuz.
You're doing a really good imitation of having a life.
Yaşiyor gibi yapmayi iyi beceriyorsun.
You're doing pretty good for a man with no right foot.
Dans etmeyi bilmeyen bir adama göre çok iyisin.
I think you're doing pretty good with the scales.
Bence notaları çok iyi öğrendin.
You're doing really good Look at me Look at me, Molly
Hadi. Yüzüme bak, Molly.
You're doing good, Tommy.
İyi yapıyorsun, Tommy.
You're doing good.
Tamam. İyi gidiyorsun. İyi gidiyorsun.
So, Heffernan, so far you're doing a good job.
Evet, Heffernan... şu ana dek iyi iş çıkardın.
You're doing good, you're doing good.
Çok iyi gidiyor. Aferin sana.
You're doing good. OK, let's go.
Çok iyi gidiyor.
You're not doing any good.
Zaten bir işe yaramıyorsun.
You're doing good.
Fena değil.
You got a good job? You're doing real well?
İyi kazanıyor musun?
- You're doing good work.
- İyi iş. - Hayır, değil.
I know things didn't work out too well this time... but it's really good to know, wherever I am... whatever stupid shit I'm doing that you're back at my home, rooting for me
Biliyorum bu sefer herşey yolunda gitmedi... ama nerde olursam olayım... hangi aptalca işin içinde olursam olayım senin arkamda olduğunu bilmek, güzel.
You're doing good.
Çok iyi gidiyorsun.
You're doing real good.
Çok iyisin. Evet!
You're doing good.
İyi iş çıkarıyorsun.
You're doing good by leading him.
- Güzel, onu ele geçirmeye başladın.
Because while you're doing it, you feel like you're as good... if not better than every other man.
Çünkü bunu yaparken, diğer erkeklerden daha iyi değilsen bile... kendini öyle hissediyorsun.
It's okay, you're doing good.
Tamam, iyi gidiyorsun.
You're doing good.
Harikasın.
You're doing stories that sometimes aren't so good.
Bazen kötü senaryolarda rol alırsınız.
You're a prick, you're doing a good job.
Sen de hıyarsın, ve işinde başarılısın.
You're doing a good job with her.
Onu iyi yetiştiriyorsun.
- You're doing good, Raymond. - Yeah. You're doing good.
İyi yapıyorsun Raymond.
Okay, Joey. You're doing really good.
Tamam, Joey, gayet iyi gidiyorsun.
And from what I hear, you're doing a very good job.
Duyduğum kadarıyla iyi iş çıkarıyormuşsun.
You're doing a good job.
Sen iyi bir iş yapıyorsun.
Just know this, you're doing a good job.
Gayet iyi iş çıkartıyorsun.
You're doing a good thing.
İyi bir şey yapıyorsun.
Keep going man, you're doing a good job.
Devam et dostum, çok iyi gidiyorsun.
Good, you're doing fine.
Güzel, iyi gidiyorsun.
- You're doing pretty good.
- Oldukça iyisin.
YOU WERE DOING OKAY.YOU'RE PRETTY GOOD, ACTUALLY.
Doğru yapıyordun.
I hear you're doing pretty good these days.
Bu aralar iyi idare ettiğini duydum.
You're doing good.
Çok iyisin.
Go, you're doing good.
Başarıyorsun! Haydi! Evet!
What I was trying to tell you... is you're doing a good job.
Söylemek istediğim, harika bir iş çıkarıyorsunuz.
We're doing this for you own good.
İyiliğin için yapıyoruz.
Don't kid yourself into thinking you're doing this for some greater good.
Bunu başkalarına iyilik olsun diye yaptığını düşünerek kendini kandırma.
You're... you're doing... you're doing good.
İyisin ya.
- You're doing well in Shakespeare class? - Not bad. - Good.
- Shakespeare dersinde iyisin anlaşılan
You're doing a good thing.
Sen iyi bir şey yapıyorsun.
I'm good. How're you doing?
İyiyim, sen nasılsın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]