You've changed so much tradutor Turco
56 parallel translation
I didn't know it was you because you've changed so much, Han Na.
Çok değiştiğinden seni tanıyamadım Han Na.
You've changed so much
Çok değiştin.
You've changed, so have I - too much.
Sen değiştin, ben de tabi.
You've changed so much.
Çok değişmişsin.
You've changed so much, Joe, you know that.
Çok değiştin, Joe, farkındasındır sanırım.
You've changed so much, Guido my friend.
Çok değiştin, Guido sevgili dostum.
You've changed so much.
Değişmişsin.
You've changed so much lately.
Son zamanlarda çok değiştin.
You've changed so much, Maria.
Sen çok değiştin Maria.
So that's how you've changed her so much.
Onu demek böyle değiştirdiniz.
You've changed so much since last June.
Geçen hazirandan beri çok değişmişsin.
You've changed so much.
Ne kadar da degismissin.
You've changed so much, and I've missed it.
Çok değişmişsin.
You've changed so much.
Çok değiştin.
You've changed so much!
Büyüdüğünü görmek inanılmaz!
You've changed so much, Odo.
Sen çok değişmişsin Odo
You haven't changed so much as a pair of socks since I've known you.
Çoraplarını değiştirmekten başka bir değişim geçirmiyorsun.
But you've changed so much.
Ama öyle çok değişmişsin ki.
Apparently, you've changed so much- -
Anlaşılan epey değişmişsin ve...
In the short time I've known you, you've changed so much.
Seni tanıdığım şu kısa sürede oldukça değiştin.
Priya! You've changed so much in the past one year You are the one who has changed?
Priya bu sene çok değiştin sen asıl sen değiştin gerçekten mi?
You've changed so much, Su-yeon
Çok değişmişsin, Su-yeon.
So much has changed since you've been gone.
Sydney, yokluğunda çok şey değişti.
And he has changed so much, you know? My God, and Benny.
Ve çok değişdi, biliyormusun?
No wonder you've changed so much.
Bu kadar değişmene şaşmamalı.
You've changed so much, Yara.
Sen çok değiştin, Yara.
You've changed so much, I hardly recognized you.
O kadar degismissin ki, neredeyse seni taniyamayacaktim.
God, you've changed so much!
Tanrım, ne kadar değişmişsin.
- You've changed so much.
- Çok değiştin.
You've changed so much.
- Ne kadar da değişmişsin.
So, please consider this call an expression of how much I care for you. And, also an acknowledgement of how time has changed us.
Bu yüzden, lütfen bu mesajı seni ne kadar önemsediğimin bir ifadesi olarak ve zamanın bizi ne kadar değiştirdiğinin bir kanıtı olarak kabul et.
Actually it's Barbie, but when she was four she hated it so much she changed it to Birdy and it just sort of stuck. I thought you said your dad was uptight.
Aslında Barbie, fakat 4 yaşına geldiğinde adından nefret etti öyle ki, adını Birdy olarak değiştirdi ve bir çeşit tutku... babanın gergin olduğunu söylediğini haırladım.
You've changed so much.
O kadar değişmişsin ki.
You've changed so much while you were away.
Son zamanlarda çok değiştin.
Sinan, you've changed so much.
Ya Sinancığım sen görmeyeli ne kadar değişmişsin ya.
"Darling, you've changed so much."
Aşkım, sen o kadar değiştin ki.
"Darling, you've changed so much."
Sevgilim sen o kadar çok değiştin ki.
You've changed so much.
- Çok değişmişsin.
How come you've changed so much?
Nasıl bu kadar değişebildin?
Meet, I don't believe it. yöu've changed so much.
Meet, buna inanamıyorum, sen çok değişmişsin!
You're supposed to be driving me to a tennis class I said I wanted, then I changed my mind and I hate it so much I'm faking stomachaches to get out of it.
Beni istediğimi söylediğim tenis kursuna götürmen gerekiyordu, ama sonra fikrimi değiştirdim ve hepten nefret ettim gitmemek içinde karnım ağrıyor numarası yaptım.
You've changed so much since you first arrived On air temple island.
Hava Tapınağı Adası'na geldiğin ilk günden beri, o kadar çok değiştin ki.
The business has changed so much since you were young... and so has the family.
İşler, senin çocukluğundan beri çok değişti ve aile de öyle.
I mean, even though we've changed so much Since we first came up here when we were kids, I know that i can always count on you.
Çocukken buraya geldiğimiz zamandan beri çok değişmiş olsak bile sana her zaman güvenebileceğimi biliyorum.
But you have. You've changed so much.
Ama sen baya değişmişsin.
I know you wanted this marriage to grow into something more than a business transaction but I never believed it possible, but you've changed so much, Charles.
Biliyorum, hep evliliğimizin işten daha öte bir şey olmasını istedin ama buna hiçbir zaman inanamadım. Ama artık değiştin hem de çok değiştin, Charles.
you've changed 247
you've changed your tune 24
so much fun 46
so much 519
so much has happened 21
so much the better 74
so much for 27
so much more 31
so much money 21
so much pain 26
you've changed your tune 24
so much fun 46
so much 519
so much has happened 21
so much the better 74
so much for 27
so much more 31
so much money 21
so much pain 26
so much better 45
so much so 40
so much for that 32
so much blood 34
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
so much so 40
so much for that 32
so much blood 34
you've 257
you've got this 65
you've got a point 16
you've seen them 46
you've got mail 34
you've got a friend in me 28
you've been served 82
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a choice 16
you've got a lot of nerve 17
you've earned it 130
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done well 111
you've got a deal 21
you've been there before 25
you've been 70
you've got a choice 16
you've got a lot of nerve 17