You hear tradutor Turco
84,496 parallel translation
Did you hear that noise?
Bu gürültüyü duydunuz mu?
You hear me?
Beni anlıyor musun?
Miss Miriam, did you hear about Leonard and Melton?
Miriam, Leonard ve Melton'ı duydun mu?
You hear this bullshit?
Duyuyor musun bu saçmalığı?
I want the truth. You hear me? !
Gerçeği istiyorum, duydun mu?
You hear me?
Anladın mı?
You hear me?
Anlıyor musun?
You hear me?
Anladın mı beni?
Didn't you hear in the last campaign?
Son kampanyada duymadın mı?
Katie, you hear me?
Katie beni duyuyor musun?
A new man, you hear me?
Yeni bir adam, anlıyor musun?
Do you hear that beeping too? Yeah.
- Sesi sen de duyuyor musun?
Do you hear me?
Beni duyuyor musun?
You hear that?
Duydunuz mu?
Can you hear me'? !
Beni duyabiliyor musun?
Because it's important you hear me.
Çünkü beni duyduğun önemli.
Can you hear me, sir?
Beni duyabiliyor musunuz?
Can you hear me?
Beni duyabiliyor musunuz?
- Do you hear something?
Bir şey duydun mu?
Can you hear me?
Beni duyuyor musun?
I'm tired of getting calls, you hear me?
Telefon edilmesinden bıktım, duyuyor musun beni?
You hear me, Dan?
Duydun mu, Dan?
- Didn't you hear me?
- Beni duymadın mı -
We've gotta go, but call us as soon as you hear back.
Gitmeliyiz, ama geri döndüğünüzde bizi arayın.
Monroe, you hear anything back?
Monroe, bir şey duydun mu?
Can you hear me, Hensh?
Beni duyabiliyor musun, Hensh?
Did you hear about the goings in St Ann's?
St Ann'daki gezileri duydun mu?
Yes, Ross, as oft I bid you and see how well you hear me!
Evet, Ross, sana teklif ediyorum ve beni ne kadar iyi dinlediğini görüyorum!
Did you ever hear him discuss the case with colleagues or on the phone?
Davayı hiç iş arkadaşlarıyla veya telefonda konuştuğunu duydun mu?
You'll hear from us.
Bizden haber bekleyin.
You remember what I told you now, ya hear?
Dediklerimi unutma sakın.
And whatever you do, do not let him go to the carnival unless I tell you it's safe. Hear me?
Ben sorun olmadığını söyleyinceye kadar ne yaparsan yap onu karnavala gönderme.
- Now you take care of yourself, hear?
- Dikkat et kendine.
I hear you.
Sizi anlıyorum.
Make sure that they hear you.
Sesini duyur.
I do hear what you're saying, T.
Ne dediğini duydum, T.
You didn't hear?
Duymadın mı?
Um, I-I just thought you might be interested to hear about the visit I had today from one Mr. Nolan Burgess.
Bugün bay Nolan Burgess'ın bana yaptığı ziyaret ile ilgileneceğinizi düşündüm.
You hear that?
Buradan gitmeliyiz İyi misin? Duydunuz mu?
I hear you have a piece of alien technology.
Duyduğuma göre bir parça yabancı teknoloji var.
You don't hear her as much inside.
İçeriden onu pek duymazsın.
♪ I like to hear you talk ♪
♪ Konuştuğunu duymak isterdim ♪ ♪
Doc, you ready to hear a story?
Doktor, bir hikaye duymaya hazır mısın?
You don't know how happy that makes me to hear you say that.
Bunu senden duymak beni ne kadar mutlu etti bilemezsin.
Thought I might hear from you.
Sanırım senden duyabilirim.
Listen, you probably don't want to hear this right now, but your wife is not crazy.
Bak, şu an bunu duymak istemeyebilirsin ama, karın deli değil.
And the only way you're gonna be able to hear us is with this earbud, but don't put it in until you're in the room.
Ve bizi duymanın tek yolu da bu kulaklık, ama odaya girmeden bunu kullanma.
Fine, you wanna hear?
Güzel, duymak ister misin?
My dear, you will be pleased to hear we are rid of him!
Sevgilim, ondan kurtulduğumuzu duyduğuna sevineceksin.
I would not let your Uncle George hear you say that.
George Amcan böyle söylediğini duymasın.
Did I hear you've been to Hendrawna Beach?
Hendrawna Sahili'nde mi dolaştınız?
you heard me 949
you heard it 84
you heard wrong 40
you heard the man 286
you heard right 51
you heard me right 19
you heard her 244
you heard 289
you heard him 499
you heard of him 22
you heard it 84
you heard wrong 40
you heard the man 286
you heard right 51
you heard me right 19
you heard her 244
you heard 289
you heard him 499
you heard of him 22