Your mum tradutor Turco
2,660 parallel translation
Who is your mum?
Annen kim senin?
I know you care for your mum.
Annenize düşkün olduğunuzu biliyorum.
So what sort of a business did your mum have then, Noel?
Annen ne tür bir iş yapıyordu Noel?
Camilla said that, um, you lost your mum too.
Camilla'nın dediğine göre... Sen de anneni kaybetmişsin.
So, in a week say, how much would your mum make?
Yani, diyelim ki, bir haftada annen ne kadar kazanırdı?
When do I get to meet your mum?
Annenle ne zaman tanışacağım?
How's your mum?
Annen nasıl?
Your mum is on holiday in Wollongong, and she's having a wonderful time.
Anneniz tatil için Wollongong'a gitti ve harika vakit geçiriyor.
Oh, you sound just like your mum when you say that.
Tıpkı annen gibi konuştun.
We love your mum.
Anneni severiz.
Your Mum is here.
Annen geldi.
But why did he wait for your mum to arrive?
Ama neden annenin gelmesini bekledi?
Gail, it's your mum!
Gail, annen arıyor!
Your mum would be so proud of ya.
Annen seninle gurur duyardı.
Your Mum is Purveyor to the Queen.
Annen Kraliçe'nin tedarikçisi.
On your birthday, your Mum and Dad will be back together.
Doğum gününde, annen ve baban tekrar birlikte olacaklar.
Your mum's right.
Annen haklı.
No, you've got more chance in raising your mum.
Hayır sen harikasın ama..
Your mum gave me his number.
Doğum günüm olduğunu nereden bildin?
Put it back before your mum sees it.
Annen görmeden topla onları.
I know it bugs the hell out of you that your mum won't get the washing machine fixed.
Annen çamaşır makinasını tamir ettiremediği için çok kötü hissettiğini biliyorum.
I think your mum is really stupid chucking you out of the nest like that.
Annen seni böyle yuvadan attığına göre çok aptal biri olmalı.
Where is your mum?
Annen nerede?
I know about your mum.
Annene olanları biliyorum.
Take a bit for your mum.
Biraz da annen için al.
Other than that, go suck your mum.
Onun haricinde, ananı emmeye git sen.
Tell your mum and dad to transfer the money to my account.
Annene ve babana söyle parayı benim hesabıma transfer etsinler.
Your mum had a result on the pools.
Anan lotoyu tutturmuştu.
There is no one I love more than you and your mum.
Sen ve annenden daha fazla sevdiğim biri yok.
So, what's the story with you and your mum?
Annenle senin hikayen nedir?
When you were a baby, me and your mum used to lie awake at night watching you breathe.
Sen bebekken, annen ve ben uzanıp senin nefes almanı izlerdik.
- How is your mum doing?
- Annen nasıl?
Okay. Squeeze your mum's hand once for yes, twice for no.
Annenin elini evet için bir hayır için iki kez sık.
Talking about letters, have you heard anything from your mum yet?
Mektup demişken, annenden bir haber aldın mı?
- It wasn't your mum I were worried about.
- Benim endişelendiğim annen değildi.
Has your mum got in touch yet? No.
Annen hala seninle iletişime geçmedi mi?
You're worried about your mum, don't think she'll be able to look after herself.
Annen için endişeleniyorsun. Kendi kendini idare edebilir mi diye korkuyorsun.
Maybe we should call your mum, eh?
Belki anneni arasak...
Is your mum married?
Annen evlendi mi?
I went to a bloody autopsy and then I cleaned the gutters at Mariagatan and then your mum rang me.
Bir otopsiye girdim ve Mariagatan'da olukları temizledim...
She wasn't a perfect woman, but she was always your mum.
Kusursuz bir kadın sayılmazdı, ama hep senin annendi.
You look like your mum!
Annene benzedin.
You didn't tell me your mum was an artist.
Bana annenin sanatçı olduğunu söylememiştin.
I've always been jealous of you of your sweet, caring nature and the fact that Mum loved you more than she loved me. - Oh!
Ben senin tatlılığını ve anaçlığını ve annemin seni benden çok sevmesini hep kıskandım.
Simply by twisting the mantles, I can cut through your flesh like wax... ( BREATHING HEAVILY )
Basit bir döndürme hareketi ile derini yırtıp bir mum gibi etini kesebilirim.
Mum, you should live your own life.
Anne, kendi hayatını yaşamalısın.
Maybe turn on some candles. Photographing something that really inspires you. Then let your mind flow and trust to take you wherever.
Mum yak.. ilham veren bişey al ve ona bakıp bırak kendini
You need forgiveness and you keep lighting candles for your Christ.
Bağışlanmaya ihtiyacın var ve İsa'na mum yakıp duruyorsun.
Mum, get yourself round here, and hold your daughter's hand.
Annesi, bu tarafa gel ve kızının elini tut.
Maybe get yourself some batteries and candles, and keep an eye on for your elders
Belki kendinize biraz güç kaynağı ve mum edinebilirsiniz ve yaşlılara göz kulak olun.
Well, no one's looking in your sanctum, Mum.
Kimse senin mabedine bakmıyor, anne.
mummy 1280
mumbai 21
mumble 23
mumbling 119
mumbles 133
mum's the word 67
mumps 26
mum and dad 28
mummy's here 22
mummyji 20
mumbai 21
mumble 23
mumbling 119
mumbles 133
mum's the word 67
mumps 26
mum and dad 28
mummy's here 22
mummyji 20
mummies 16
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your sister 409
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your wedding 23
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your wedding 23