Aklım karıştı tradutor Inglês
713 parallel translation
Aklım karıştı.
I'm confused.
Ama aklım karıştı.
But this troubles me.
Aklım karıştı, utandım.
I was mixed-up, ashamed.
Jack, aklım karıştı.
Look, Jack, I'm lost.
Aklım karıştı.
You're confusing me.
Şimdi iyice aklım karıştı.
And now I'm utterly confused.
Aklım karıştı ve korkuyorum.
I'm confused and frightened.
O nedenle aklım karıştı
That's why in my mind
Birden aklım karıştı, Madam la Markiz.
I'm quite confused, Madam Marquis.
- Affedin, aklım karıştı.
- Forgive me, I'm confused.
- Aklım karıştı.
I am troubled.
- Aklım karıştı.
I am puzzled.
Aklım karıştı.
My mind is confused.
Benim de aklım karıştı.
I confused myself.
Aklım karıştı.
Now, now, wait. Now I'm getting confused.
Tuhaf, çünkü benim aklımda şey diye kalmış sana bir kere gerçekten ihtiyacım oldu hani karım öldürüldüğünde kokain çektin ve çalıştığımız restoranı kül ettin.
That's funny, uh,'cause the way I remember it, the one time I really needed you, you know, when my wife was killed, you got coked up and burned down the restaurant we worked at.
Belki çalışmalarım biraz karışıktı... ve onun aklı karıştı.
Perhaps my instructions were a little complicated... and he may have become confused.
Aklım çok karıştı. Nereden başlayacağımı bilmiyorum.
I'm so confused, I don't know where to begin.
Aklımı karıştırıyorsunuz!
You're driving me crazy!
Hikayen aklımı karıştırmıştı, belki de içkidendi.
Your story had me confused, or maybe it was the bourbon.
Sana şunu diyeyim, Larry Kinkaid'i her kim öldürdüyse, 6 ay boyunca aklımızı o kanun oyunlarınla karıştırman ve sonra da onu Davies ya da sızlanan başka biri, kötü bir kalbi yok dedi diye serbest bırakman için buraya gelmeyecek.
Me. I tell you now, whoever shot Larry Kinkaid ain't coming back here for you to... fuddle with your lawyers'tricks for six months and then be let off because Davies or some other whining old woman claim he ain't bad at heart.
Hayır. Aklım çok karışmıştı, korkmuştum, hiçbir şey yapamayacak durumdaydım.
I was too confused, too horrified, incapable of doing anything.
- Aklım karışmıştı...
- I was confused.
Sizinle konuşuyorum ama aklımdan : " Karımın St.Louis'te ne işi var?
I'm talking to you, but what I'm thinking is : " What's my wife doing in St. Louis?
İç çamaşırlarımı karıştırırken aklıma bir fikir geldi.
While searching through my underwear A thought occurred to me
Aklımı karıştıran, bir fotoğraftan nasıl böyle ince ayrıntı yakalabiliyorsun?
What puzzles me is how you can get such detail from a photo.
Aklım çok karışmıştı.
My mind was warped.
Ama aklım karıştı.
But I'm confused.
Önce adamın aklını karıştırdın sonra da yardım edeceğini söyledin.
First you tear him apart, and then you say you'll help him.
Aklımı karıştırıyorsun.
You are mixing me up.
Aklın karışmamıştır umarım.
I hope you don't mind.
- Aklım çok karıştı.
This is most confusing.
- Aklımı karıştırıyorsun. - Nasıl?
- You're getting me all mixed up.
Bu büyük W aklımı karıştırdı.
What bothers me is this big W.
Aklımı karıştırdın yine.
You and your slippery answers.
Gizli üslerimizin bu kadar değişik türde olması, Sovyetler'den çok bizim aklımızı karıştırıyor.
The multiplicity of our secret bases confuses ourselves more than the Soviets.
Aklın mı karıştı?
Confused?
Belki de yüzümden dolayı aklım karışmıştır.
Maybe it was messing around with my face, you know?
Aklımı karıştırmadı değil.
It had crossed my mind.
Aklımı karıştırmalarına izin vermemem gerekirdi. Beni korkutmalarına.
I shouldn't have let them confuse me, rattle me.
Benim de aklım, senin gibi karıştı, bütün bu olanlar, kimi olsa korkutur.
I'm as confused as you are, all of these things would scare anyone.
Benim aklımı karıştırmağa çalışıyorsunuz. Benim bununla bir ilgim yok.
You're trying to confuse me I have nothing to do with this
- Geçen gün evinizde, merdivenden inip çıkarken konuştuklarımızdan bir şey aklıma takıldı uyumaya çalıştıkça kafamı karıştırıp beni uyutmayan bir şey.
- Thank you. When I was over at your house there the other day, and I was climbing up and down that ladder, I tell you, I had a thought. Something else occurred to me, uh, that's been keeping me awake at night.
Bu benim aklımı karıştırıyor Usta.
It puzzles me, master.
Aklım tümden karıştı.
My mind is all confused.
- İşte o. Aklım karışmıştı.
That's it.
Aklımı karıştıran Marie-Ange olmalı.
It must have been Marie-Ange who troubled me.
Aklımı karıştırdın.
You made me lose my head
Aklımı karıştıran tüm duyguları ifade edemedim... Ama bu gece eve gidince hepsini yazacağım.
I couldn't express all the sensations that gathered in my mind, but I'll write them all down tonight at home.
- Aklımız karıştı desek daha doğru olur.
Confused would be more like it.
Biliyor musun, aklımı karıştırıyorsun.
You're confusing me, you know.