Akıllı tradutor Inglês
25,481 parallel translation
Akıllıca.
Smart thinking.
Dünyanın en akıllı karısına sahibim, değil mi?
Haven't I the cleverest of all wives?
Biliyorum ama akıllıca davranmalıyız.
I know, but we have to be smart about this.
- Ve o kendi organizasyonu için kullandığı tünellere... bütün polisleri çekmek istemeyecek kadar akıllı.
- And she's too smart to draw all of BPD into the part of the tunnels that she's using for her organization.
Birisinin seni halat tırmanmada yenmesine... hala üzülüyor olmak için fazla akıllısın.
You seem too smart to be still upset about somebody who beat you in a rope climb.
Kulağa akıllıca geliyor.
Yeah, sounds smart.
Bu 65 çubuk usps akıllı posta barkodunu temsil ediyor.
These 65 bars represent USPS Intelligent Mail barcode.
- Akıllıca bir plan.
- Well, it's a smart plan.
Açıkçası yaptığın akıllıca bir şey değildi.
Actually, it's not very smart that you did that.
Bunu çözene kadar, seni yasadışı silah bulundurmaktan tutacağız. - Akıllı ol...
Well, we're gonna hold you on an illegal firearms charge while we check that out.
Banyan'nın ortaklarına bakıp, bunu yapacak kadar akıllı biri var mı bulmalıyız.
No way in. We need to look at all of Banyan's associates, figure out who's smart enough to pull this off.
Evet, ama anneler akıllıdır.
Yeah, well, moms are smart.
Ben de aileme yardım etmek istiyorum ama akıllıca davranmalıyız.
I want to help my family, too, but we have to be smart about this.
- Sonunda akıllısını bulmuşsun.
Finally picked the smart one.
Tamam, akıllı olalım, kafamız serin olsun, tamam mı?
Okay, well, let's just be smart, keep a calm head, all right?
- Akıllıca.
- Smart.
- Akıllıca.
- Genius. - Yeah.
Akıllıca bir hareket.
Smart.
Çok akıllısın. Ben senin iyiliğini düşündüm.
- Well, it was for your benefit.
Güzel, akıllıca.
Good. Smart.
Gelgit akıllı!
Muttonchops!
Akıllısın, muhtemelen öylesindir.
You're smart, probably.
Eğer Dr. Nachmann bundan korktuğunu söylüyorsa akıllılık etmiştir.
If that's what Dr. Nachmann said he was afraid of, he's smart.
Akıllı annem, planın bu muydu?
Wise mother, was this your plan?
Gerçekten akıllı ve komik.
He's really smart and funny.
Daha akıllı, daha cesur daha zarif biri olduğumu.
Somebody smarter... braver, sharper.
Akıllıca.
Clever.
Elindeki o kadın düşmanı, erkek merkezli pis şeyin aksine bu kadınlar son derece akıllı, başarılı ve bildiğimiz kadarıyla el değmemiş oldukları için seksiler.
But unlike the misogynistic, male-centric trash you read, these women are sexy because they're highly intelligent, accomplished, and... as far as we know... unmolested.
Bundan daha akıllısın.
You're smarter than this.
Ve bana şu eklenebilen RS-232 kablolardan isteyip istemediğimi sordu. Ben de her birinizin şu akıllı sözlerinize uyarak cevapladım.
I got on the phone with the fella from Fulfillment and he asked if I wanted those additional RS-232 cables to which I, per your wise instruction, reply,
- Daha ucuz mu demek istiyorsun? - Hayır, daha akıllıcası.
- You mean cheaper?
O halde kaybeden benim, çünkü sen akıllı kadınsın ticaret fikri gayet iyi bir fikir.
Okay, then I'm at a loss because you're a smart woman and Exchange is a great idea.
Evet akıllıyım ve bu güzel bir fikir.
I am smart and it is a great idea.
Küçük ve akıllıca yatırımlar.
Small, intelligent investment portfolio.
Siz de adam akıllı iş yapacağınızı söylemiştiniz.
And you promised me competency.
Çok akıllıca.
Oh. Very smart.
Yine çok akıllı ve zekiydin.
You're, um, very smart and wise, as usual.
Hâlâ ikimizden de akıllı mı?
How's my nephew? Is he still smarter than both of us?
Akıllıyımdır.
I'm smart that way.
Ve ben de yeni sevgilinin eskisinden daha akıllı olduğunu düşünmeye başlamıştım.
And here I thought your new boyfriend was actually smarter than your last one.
Akıllılarmış... ıssız bir milli araziye park etmişler.. ... takip edilemesinler diye bu telefon hattına girmişler tezgahı ne bir şasi numarası ne de kaydı olan bir karavana kurmuşlar.
They were smart- - they parked on deserted state land, spliced into this phone line so they couldn't be traced, set up shop in a camper with no VIN or registration.
Herkes için en akıllıca hareket aşılanmaktır.
The smart move for everybody is to get vaccinated.
Akıllı davranmalısın.
So you got to be smart. And you got to- -
Sadece ona akıllı olmasını söyledim.
I don't know, man. I just- - I just told him to be smart.
İşe yaramayanları çıkarırsan ve benim yaşadığım katı kiralarsan pozitif para akışı başlar.
But assuming you toss the deadbeat out of five and rent the unit that I've been living in, then you'll have positive cash flow from the start.
- Muhtemelen akıllıca.
- Probably smart.
Aynı zamanda, sen de avukatınla konuşmalısın. Bizimle akıl oyunları oynayarak psikolojimizi bozmaya çalışmasın.
Conversely, um, you'll have your lawyer, you know, kind of cool it with the mind games designed to psych us out.
Enerji akışını takip edebileceğim.
I'll be able to track the energy flow.
Eğer işleri ağırdan alıp akıllı olsaydım, buradaki olmazdı. Akıllı ol.
Be smart.
Elenir elenmez partilere akıyorum.
As soon as I'm knocked out, I'll be partying.
Akılları başlarına gelir.
They'll come to their senses.