Akşam oldu tradutor Inglês
673 parallel translation
Harika bir akşam oldu.
It's a marvellous evening.
Keyifli bir akşam oldu gibi.
Seems to be an evening of coincidences.
- Ne de olsa, oldukça heyecan dolu bir akşam oldu.
- After all, it's been such an exciting evening.
Epey güzel bir akşam oldu.
It's been a most interesting evening.
Oldukça ilginç bir akşam oldu.
It's been a very interesting evening.
- Akşam oldu, Absalom.
- Evening, Absalom.
Aslında bütün olaylar bu akşam oldu.
As a matter of fact, things have been happening around here this evening.
Akşam oldu, sabah oldu ; birinci gün oluştu.
And the evening and the morning were the first day.
Akşam oldu, sabah oldu ; ikinci gün oluştu.
And the evening and the morning were the second day.
Bu akşam oldu, öyleyse.
Until this evening, then.
"Akşam oldu hala seni bekliyorum!"
I've been waiting all afternoon! "
Genç hanım, artık akşam oldu.
Okay, young lady. Today's all over with.
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; birinci gün.
And the evening and the morning were the first day.
Akşam oldu ve sabah oldu ; ikinci gün.
And the evening and the morning were the second day.
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; üçüncü gün.
And the evening and the morning were the third day.
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; dördüncü gün.
And the evening and the morning were the fourth day.
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; beşinci gün.
And the evening and the morning were the fifth day.
Ve akşam oldu ve sabah oldu ; altıncı gün.
And the evening and the morning were the sixth day.
Bu akşam, yani artık dün akşam oldu, mahalledeki bir tiyatroya yalnız gitmiş.
She went to the local theatre alone this evening, well, yesterday evening now.
Bayan, akşam oldu!
Miss, it's getting dark
Dün akşam ikizi oldu.
Last night Mrs Moskowitz had twins.
- Yeni akşam oldu.
The evening is young.
Bu akşam uğrayan oldu mu?
Did anyone call this evening?
- Not et. O akşam Bayan Collins, neler oldu?
That night, Ms. Collins, what happened?
Bu akşam hastane disiplinine ne oldu bilmiyorum.
Don't know what's happened to hospital discipline this evening.
Tüm ailemle beraber akşam yemeği yemeyeli uzun zaman oldu.
Well... seems a long time since I sat down to supper with my entire family.
Nasıl oldu da Porter bu akşam bu kadar gecikti?
How come Porter's so late tonight?
- Sanırım dün akşam şampanyanın dozunu bir hayli kaçırdığımdan oldu.
I guess maybe I had too much champagne last night. Yeah.
Dün akşam ne oldu?
What happened last night?
Sence bu akşam hangisi daha etkili oldu, duaların mı yoksa benim müdahalem mi?
Which do you think helped most this evening, your prayers or my treatment?
- Bu akşam ne oldu dostum?
Say, pal, just what did happen here tonight?
- Dün akşam ne oldu?
- What went on last night?
Dün akşam fena oldu.
Last night he got worse.
Birlikte yediğimizi o leziz akşam yemeğinden sonra, oldu mu yani?
Now isn't that a shame, after that delightful dinner we had together last night?
- Sadece değişen şeyleri demiyorum. Saat 17'de çay içme, saat 20 oldu mu akşam yemeği, salı günleri berbere gitmek.
- Not just floating about - tea at 5 : 00, dinner at 8 : 00, Tuesdays at the hairdresser's.
- Bu akşam neler oldu?
- What happened this afternoon?
Akşam üzeri asansörü hiç terkettiğiniz oldu mu?
Did you leave the lift any time during the evening?
Çok şey oldu. Dün akşam Charlie LeGrand'ı bıraktım.
A lot's happened. I Walked out on Charlie LeGrand last night...
Akşam yemeği kül oldu.
Dinner will be burnt to a crisp.
Akşam ilerledikçe maalesef daha beter oldu.
And I'm afraid he became even worse as the evening wore on.
Onu o akşam tekrar gördüğünü söylüyordun, nasıl oldu?
You said you saw him again that evening, what about it?
Akşam yemeğine ne oldu?
What happened to dinner?
Önce dün çay saatiydi, sonra akşam yemeği oldu.
First, it was teatime yesterday, then dinner.
Akşam yemeği ne oldu?
What about that dinner?
Aslına bakarsak dün akşam çıkıp gitmeniz iyi oldu.
You know, it's a good thing you both left last night.
Hiç olmazsa akşam yemekleri için bir sohbet konuları oldu.
At least it'll give them something to talk about at dinner.
Fakat sadece birkaç saat sonra yüksek ateşin ardından gelen bir felce mağlup oldu ve iki çok başarılı doktorun bütün çabalarına rağmen bir akşam acısız ve huzur içinde son nefesini verdi.
Only a few hours later he was overcome by an apoplexy, followed by a high fever, in which, despite all possible efforts by two most skilled doctors, one evening he expired, mildly and blessedly.
- Akşam mı oldu?
- Is it good e'en, I pray?
Dün akşam muhteşem bir soygun oldu.
We'll give you the low-down.
Bu akşam iyice sarhoş oldu.
He was really loaded tonight.
Mümkün olsaydı bu akşam burdan ayrılacaktım, ama vakit geç oldu.
I would leave this evening, if I could, but it's too late.
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
oldu bile 25