Olduğunu biliyorum tradutor Inglês
34,548 parallel translation
Faturalı olduğunu biliyorum.
I know. He's on a contract.
Nerede olduğunu biliyorum.
I know where he is.
Neyin tehlikede olduğunu biliyorum ve üzerinde çalışıyoruz.
I know what's at stake and we're working on it.
İçinde hâlâ iyilik olduğunu biliyorum.
I know you're still good inside.
Senin farklı olduğunu biliyorum ama içinde bir şeyin seni zehirlediğini değiştirmez bu.
I mean, I know that you're different... but that doesn't change the fact that something inside you is poisoning you.
Ne olduğunu biliyorum.
I know what it is.
Çünkü tüm iyi şeylerin nerede olduğunu biliyorum.
Because I know where all the good stuff is.
Havuzda olduğunu biliyorum!
I know she's in the pool!
Dr. Knight'un nerede olduğunu biliyorum.
I know where Dr. knight is.
Dediğim gibi, iyi şeylerin nerede olduğunu biliyorum.
Like I said, I know where all the good stuff is.
Onun kim olduğunu biliyorum.
I know who she is.
Ve nerede ve ne zaman olduğunu biliyorum.
And I know where and when.
Bu dansın senin için önemli olduğunu biliyorum, tamam mı?
I know this dance is a big deal for you, okay?
Ve inan bana, bunun nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
And believe me, I know what that's like.
Lilly'nin annesi olduğunu biliyorum ve buna saygım var.
I mean, I know she's Lily's mother and of course I respect that.
Ne olduğunu biliyorum.
I know what happened.
Bizimle 5 yıldır birlikte olmana rağmen bunun senin için de çok önemli olduğunu biliyorum.
And although you've only been with us for 5 years, I know this is just as important to you as it is to me.
Ve sahip olduğumuz şeyin harika olduğunu biliyorum.
And I know what we have is amazing, it is.
Sanırım neler olduğunu biliyorum.
I think I know what is happening.
Mağazada olduğunu biliyorum, Jamie.
I know you're in the store, Jamie.
- Oğlunuza ne olduğunu biliyorum.
- I know what happened to your son.
O olduğunu biliyorum.
I know it's him.
Aç kapıyı, içeride olduğunu biliyorum.
Tony! Open up. I know you're in there.
- Üzgün olduğunu biliyorum.
I know you are.
Ne olduğunu biliyorum.
I know! It was a joke.
Çirkin olduğunu biliyorum ama biraz yardımla halledilemeyecek bir şey değil.
I know she ain't pretty to look at, but it's nothing a couple of extra hands can't fix.
Senin için çok ani olduğunu biliyorum.
I know this is all so sudden for you.
Adapte olmak için zamana ihtiyacın olduğunu biliyorum.
Look, I know you need time to adjust.
Bırakmamın zor olduğunu biliyorum, anlıyorum.
I know it's tough to let go, I get it.
Salata çekmecesinde bir çift olduğunu biliyorum.
I happen to know there's a pair in the salad drawer.
Kızılsakal'a ne olduğunu biliyorum.
I know what happened to Redbeard.
Zor olduğunu biliyorum ve sana işkence ettiğini biliyorum ama kendini toplamalısın.
I know this is difficult, and I know you're being tortured, but you have got to keep it together.
Sevgili Patron Bebek... çok sık yazı yazmam... ama artık bildirilerin ne kadar önemli şeyler olduğunu biliyorum.
Dear Boss Baby... I don't usually write very much... but now I know that memos are very important things.
O konuda hassas olduğunu biliyorum.
I know you're sensitive about that.
Kim olduğunu biliyorum.
I know who you are.
Kim olduğunu biliyorum evlat.
I know who you are, boy.
Acı verici olduğunu biliyorum.
I know it's painful.
Sanırım burada ne olduğunu biliyorum.
Okay, guys, I think I know what's happening here.
- Cüzdan olduğunu biliyorum dangalak.
- I know it's a wallet, asshole.
Neyin kayıp olduğunu biliyorum!
I know what's missing!
Tavşan Jack'in Sarayı'nın nerede olduğunu biliyorum.
I know exactly where Jack Rabbit's Palace is.
- Tuhaf olduğunu biliyorum...
but...
Faturalı olduğunu kesin olarak biliyorum.
Yeah, I know for a fact he's definitely on a contract.
Kim olduğunu hep biliyorum, sadece bazen seni tanımıyorum.
I always know who you are. It's just sometimes I don't recognize you.
Zulaladığın daha fazla paran olduğunu da biliyorum.
And I know you got more money squirreled away.
Nerede olduğunu çok iyi biliyorum.
I know exactly where she is.
- Ne olduğunu tam olarak biliyorum, Sam.
- I know exactly what it is, Sam.
Nasıl bir duygu olduğunu çok iyi biliyorum!
I know exactly what that feels like!
İhtiyacın olmayan bataryaları çaldığını biliyorum ve sana katlanmaya razı olan herkesi uzaklaştırıyorsun. Çünkü en ufak bir sevgi sana içindeki o boşluğun ne kadar büyük olduğunu hatırlatıyor.
I know you steal batteries you don't need... and you push away anyone who's willing to put up with you... because just a little bit of love... reminds you how big and empty that hole inside you actually is.
Biliyorum, ev sahibi eşyaların tam olduğunu söylemişti.
I know, the landlord said it was fully furnished.
Hasta olduğunu ve acı çektiğini biliyorum, farkındayım.
I know you're sick and suffering. I know it.