Anlatsana tradutor Inglês
2,152 parallel translation
Ona ipi nasıl yaptığını anlatsana.
Tell her how you made the rope.
Anlatsana onlara.
Honey, why don't you tell them? Go ahead.
- Nasıl yaptığını anlatsana bana.
- You gotta show me how you did that.
- Anlatsana.
Tell me.
Nasıl olacak bu iş, tekrar anlatsana?
How's this work, again?
Anlatsana.
Tell us.
- Hadi ama, anlatsana.
- Go on. Tell us.
Anlatsana ukala şey.
OK, genius. Tell us.
- Anlatsana, nedir şu bıçak mevzusu?
What's this about a knife?
Hadi oğlum, anlatsana.
Level with me, man. Come on.
Bana oğullarını anlatsana.
Tell me about your boys.
Kendinle ilgili bir şeyler anlatsana.
Tell me something about you, though.
Bi kere de öfkeni göster neler olup, bittiğini anlatsana
Why can't you Just show some spine for once Instead of being the world's biggest doormat
Anlatsana.
And the romance?
Rebecca, sen de hikâyeni anlatsana.
Rebecca, why don't you share your story.
Robinson... senin o İncilin var ya onun hikayesini anlatsana.
Robinson? This Bible of yours, tell me the story.
- Anlatsana.
Tell me about it.
Büyük iş görüşmesini anlatsana.
Tell them about the big interview.
Ne icat edeceğini anlatsana bize, Steve.
So tell us what you're going to invent, Steve.
Ne olduğunu anlatsana.
So tell me what happened.
Hazır konu açılmışken, onlara katıldığın tarikatı anlatsana.
While you're at it, tell them about that sect you joined.
[TELSİZ] Anlatsana Üsteğmenim.
Speak, lieutenant.
Hey! Biraz daha anlatsana!
Hey, tell us more!
Fiamma, hikâyeyi yine anlatsana.
Fiamma, tell me the story again.
Ayrıntılı olarak anlatsana.
Tell me how to do it. In detail.
Şimdi geçen yaz ne yaptığını sen anlatsana George.
Now, George, why don't you tell us about your summer?
Pekala, bana şu uçuş mili meselesini bir anlatsana.
Okay, you got to fill me in on the miles thing.
O zaman gelip bunu anlatsana, Charlie.
Well, why don't you come to say that then, Charlie?
Chris, anlatsana neler yapıyorsun?
Chris, tell us what you're doing.
Anlatsana, acını dindirebileceğimden emin olmalıyım.
Tell me. I'll make sure it doesn't hurt.
Bu olayın nasıl da Dollhouse'a bağlı olduğunu bir anlatsana.
Why don't you give us the inside view on how this all leads to the Dollhouse?
Ee, günün nasıl geçti anlatsana.
So, why don't you tell me about today?
Yeni bayan arkadaşını anlatsana.
So tell me about your new lady friend.
Konudan sapmasak olur mu? - Ona neler olduğunu anlatsana.
Can we stick to the matter?
Yine anlatsana.
Tell me again.
Old Trafford'da Fergie ne yapıyordu anlatsana.
Tell us about Fergie at Old Trafford.
Bunlar nasıl çalışıyor bana anlatsana.
How do these works, can you tell me?
Bize onun hakkında ilginç hikâyeler anlatsana.
Tell us some embarrassing stories about him.
Anlatsana.
Do tell.
Anlatsana.
Go ahead.
Neyden bahsettiğini anlatsana.
TELL US WHAT YOU'RE TALKING ABOUT.
Böbreğinin başka bir adama nasıl geçtiğini de anlatsana.
Yeah, well, I can't wait to hear the magical tale of how your kidney landed in another man's body.
Neler olduğunu anlatsana Ken.
Why don't you tell me what happened, Ken.
Anlatsana.
Tell me.
Mini Mario'da pirana üssünü nasıl yıktığını onlara anlatsana.
Oh, tell'em how you defeated the piranha plant as mini mario.
Yani bana şu tek bir taneyi nasıl alacağını anlatsana.
Explain to me how you would remove just that one.
- Hadi anlatsana.
- Tell us!
Bize bu sabah nerede olduğunu anlatsana, Alain.
Tell me where you were this morning, Alain.
Anlatsana.
- Found? !
Detayları anlatsana.
Just give me the details of how that happened.
Ona ; bunun gibi insanlardan ne kadar nefret ettiğimi anlatsana.
Okay?
anlat 464
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatamam 71
anlatacağım 106
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatma 25
anlatırım 31
anlat bana 351
anlat hadi 43
anlat bakalım 207