Ayrılalım tradutor Inglês
1,047 parallel translation
Arise! Şimdi ayrılalım.
They'll have to give in to our demands.
Okichi, birlikte ayrılalım buralardan.
Okichi, leave this place with me!
Gel, bu harabelerden ayrılalım ve dağlara gidelim.
Come, let us leave these ruins... and go from here into the mountains.
Ayrılalım.
Separately.
Ayrılalım, hadi!
Let's split, hurry up.
Ayrılalım diyorsan ona da eyvallah.
You wanna split, that's okay, too.
Hadi ayrılalım.
Let's separate.
# Gel hatrımız için Uzatmayalım daha fazla # # Ayrılalım gitsin arkadaşça #
Let's not drag it out for both our sakes Let's make it a friendly break
Sonra dostça ayrılalım, ja?
Then we all go away friends, ja?
Hadi buradan ayrılalım.
Let's get out of here.
Ayrılalım.
We separate.
Ayrılalım çocuklar!
Let's separate, men!
Guangwu, ayrılalım
Guangwu, let's spread out
- Biz burada ayrılalım. - Tamam. - Hoşçakalın.
We'll say goodbye.
Peki, yarın 5 ayrı takıma ayrılalım!
Alright, tomorrow we'll go separate ways in 5 teams
Ayrılalım.
We'll split up.
Ayrılalım ve burayı arayalım.
Let's search this place.
Hadi, ayrılalım. - Wildfire hakkında bilgi verildi mi?
Let's get up there.
Ersha, ayrılalım ben biraz yemek, sende şarap almaya git
Ersha, let's split up here I'll get the food and you get the wine
En iyisi, ayrılalım.
Hmm. we'd best separate.
Ayrılalım, Marzia.
Let's get separated, Marzia.
Ayrılalım.
Let's separate.
Ayrılalım, tamam mı?
Split up, okay?
Ayrılalım ve Berkeley Müzesi'nde hareket var mı bakalım.
Why don't we split and see if there's any action at the Berkeley Museum?
Burada ayrılalım.
Let's part here
Ayrılalım.
Let's split up
ama nerden geleceğini bilmiyoruz o zaman ayrılalım
But we don't know which way he's coming from Let's cover different grounds
Ama madem ayrılalım diyorsan, sen bilirsin.
But if you think we should break up, that's up to you.
Uzatmadan ayrılalım.
Let's leave soon.
Sen eve varmadan hemen önce ayrılalım.
Let's separate just before you reach home.
Burada ayrılalım.
I'll leave you here.
Doktor Schneider, istediğimiz adamla röportaj yapamayacaksak Delos'tan hemen şimdi ayrılalım o zaman.
And Dr. Schneider, if we're not allowed to interview anybody we want, then I think that we just better leave Delos right now.
- Ayrılalım!
~ Let's split up!
Ayrılalım!
Split up!
- Bırak şehirden ayrılalım!
- Let us leave the city!
İki gruba ayrılalım.
We'll separate into two camps.
Ayrılalım, dostum!
Get up, man!
- Birlikte ayrılalım.
- Let us leave together.
Ayrılalım.
Let's go see. Let's split up.
anlaşarak mutlu bir şekilde ayrılalım.
Let's call this compromise happiness.
"Seni bırakmam gerekirse o zaman birlikte ayrılalım."
"If leave you must, then let us depart together!"
Ayrılalım buradan hadi.
Make a left here.
- Ayrılalım.
- Let's just split up.
- İkiye ayrılalım.
- Split city.
- En iyisi ayrılalım.
- We better split up.
Benim güvenliğim için, en iyisi ikiye ayrılalım.
For my own safety, we better split up.
Dışarı çıkmak istedim çünkü, ben de herkes kadar yalnızım, ama ayrılalı daha bir kaç hafta oldu.
I intend to go out. I get as lonely as the next fella, but I've only been separated a couple of weeks.
Ayrılalım!
Then you bring it... Try it by yourself.
Jose... Jose'm... Bizden ayrılalı üç yıl oldu... ve ben seni hâlâ kalbimde taşıyorum.
Jose... my Jose... it's been three years since you left and I still carry you in my heart
Peki, bir haftalığına ayrılalım.
All right.
Ayrılıp tüm yönlere dağılalım sonra birlikte hareket edeceğiz.
So we'll split up and circle the area. Then we will move in together.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54