Ayrılın tradutor Inglês
7,584 parallel translation
Ayrılın!
My break!
- Ayrılın!
Break!
Ayrılın!
Tie him up! Break!
Conlan karnına sert bir yumruk attı, sağıyla çok sert bir yumruk daha ve Creed'i iplere yapıştırdı. - Ayrılın!
Conlan fires a hard body punch, hits him hard with a right cross and backs Creed into the ropes.
İletişimden ayrılın.
Get off the Comms.
Yardımcı olmayacaksanız, frekanstan ayrılın lütfen.
Unless... unless you can help, please leave the frequency free.
Üç takıma ayrılın,
Spread into three teams,
Gidip öğren... majesteleri, ekselansları hemen buradan ayrılın.
Go and find out now! Your majesty, your highness, you should shelter yourselves.
Hemen bölgeden ayrılın.
Leave the area immediately.
Ayrılın.
Break it up!
Ayrılın.
Separate.
Ayrılın bakalım beyler.
Break it up, lads.
Ayrılın, ayrılın.
Break out, break out. Break out.
Evrenin her insan için ayrı bir planı olduğunu bilsek de bir aile olarak böylesine güzide bir dostun aniden aramızdan ayrılışını kabullenmek oldukça zor bir durum.
And as family, even knowing that the universe has a plan for each human life... it's hard to accept the sudden loss of such a good and decent person.
Ve generalimiz, Earl Van Dorn bir yılanın nasıl ayrık dili olduğu ve bizim de yılanın ayrık dili olduğumuz hakkında büyük, tutkulu bir konuşma yapıyor.
And our general, Earl Van Dorn... gives a big, passioned speech about how... how a viper has a split tongue, and we are the split tongue of the snake.
Ayrıca onlar bana ulaşabilirken siz nasıl ulaşamazsınız?
And how come they are getting though now and you can't?
Beklenmedik buluşlar sistemli üretilmektedir. Şeytan farkın var olduğu ayrıntıda gizlidir. Ayrıca istediğiniz internet protokolü Mavi Okyanus Stratejisi olarak adlandırılıyor.
Eureka Moment they are systematically produced and the Devil is in the detail what difference does it mane plus the Blue Ocean Strategy is call it what you want IP driven and favors the backward integration process
Şu pizzacıdan ayrılıyordun, hatırladın mı?
You were leaving that pizza place, remember?
Ayrılın.
Get up!
Demokratlar, ırk ayrımcılığını destekliyor.
Democrats voting for segregation.
Yani tango sınıfının önünde benden ayrılıyorsun ve bunun sebebi hasta Hildy halan ki onunla çok yakınsın ve bana hiç ondan bahsetmedin.
So, you're breaking up with me... in front of a tango class because of your sick aunt Hildy, who you're really close to but you've never mentioned before.
Bu Naomi-Ely ayrılığının resmi sigortası.
It is the official insurance against Naomi and Ely breakup.
Kıyılan her keçi için size bir ödeme yapacağız. Ayrıca, geçen üç yıl içindeki ürün ortalamanıza göre "ürün kaybı tazminatı" denilen bir ödeme alacaksınız.
We pay for every sheep that's slaughtered, and you're also paid so-called "product loss compensation", according to average production for the past three years.
Carole King'in ayrılık albümü Tapestry'yi bu haftanın konusu olarak kullanmaya ne dersin?
Hey. Why don't we use Carole King's seminal break-up album Tapestry as this week's lesson?
Ama ayrıntılı dan tartışmalar arkadaşlarınızla ve ailenizle ve kamu bilgisi Ross'un yörünge Fizik gelen ve Mühendislik majör Küçük çalışan ev bükülmüş kitap satan şirket, bunu anlamak zordu nasıl o belki olabilir tek beyni olmuştur İpek Yolu'nun, geniş ve karmaşık internet hizmeti ile bir milyondan fazla Dünya çapında kullanıcıların.
But from the exhaustive discussions with friends and family and the public knowledge of Ross's trajectory from Physics and Engineering major to running a small home-spun book-selling company, it was difficult to understand how he could possibly have been the sole mastermind of the Silk Road,
O duyduklarınız işlerinin gereği. Bizi yükümüzden kılıç zoruyla değil de gönüllü olarak ayrılmaya sevk etmek için bizzat uydurdukları şeyler bunlar.
Those stories you've heard... tools of the trade, self-applied by the pirates themselves, intended to separate us from our cargo by surrender rather than sword.
Ayrılığın üstesinden gelmem 3 sene sürdü.
It took me 3 years to get over the break-up.
Unut bunu.Herkes kendi sığınağını yapsın. Sabah da ayrılırız.
Forget it, we'll make our own shelters and go our seperate ways in the morning.
Karakterlerimizden en son ayrılışımızın üstünden yaklaşık on beş dakika geçti.
about fifteen minutes has passed, since we last left our characters.
Karlar eridiğinde de buradan ayrılıp çetenle buluşacak ve Meksika'nın yolunu tutacaksın? Anlaşma böyle, değil mi?
Then the snow melts, you leave here, meet up with your gang and high tail it to Mexico?
Amanda'yla ayrılığınızda yaşananları duydum.
I heard what happened with you and Amanda breaking up.
Majesteleri onun Mahkeme'den ayrılıp Weibo'yu korumasını komuta ediyordu.
His Majesty was commanding her to depart from his Court and to secure Weibo.
Bunların hepsi ayrılışını ertelemek için bir bahane, değil mi?
This is all just an excuse to delay your departure, isn't it?
Burada yazdığına göre 18'in de Pittsburgh Bale Grubu'nda stajyerliğe başladığın daha ilk yılında ayrıldığın yazıyor. O zamandan beri hiçbir şey yok.
Says here you were apprenticed at the Pittsburgh ballet at age 18 then took a leave of absence in that first year, and nothing since.
Burada, 18 yaşındayken Pittsburgh Bale Grubu'nda stajyerliğe başladığın daha ilk yılında ayrıldığın yazıyor. O zamandan beri hiçbir şey yok.
It says here you were apprenticed at the Pittsburgh Ballet at age 18, then took a leave of absence in that first year, and nothing since...
Ayrıca benim gibi nasıl davranacağını da bilmelisin.
You must also know how to behave like one.
Üçe ayrılın!
You'll split into three.
Şu anda bir koyun kamyonunun kasasındayız. Sınır kasabası Şemşamel'den ayrılıyoruz. Irak ordusunun cephe hattına yaklaşmak için iki saat yol gideceğiz.
Well, right now we're in the back of a sheep truck and we're leaving the border town of Chamchamal to drive two hours forward to approach the Iraqi front line.
Atların ve dinozorların milyonlarca yıl ayrı yaşadığını biliyor musun?
Did you know that horses and dinosaurs lived millions and millions of years apart?
Sen kızı benim elimden aldın. Ancak karşılığına savaş gemisi körfezden ayrıldı. Yüksek güvenlikli bir yerden ayrıldı.
You removed the girl from my possession, but in turn, the man-of-war moved on from the bay, moved on from a position of heightened security.
Yarın ayrılıyoruz. Belki bidaha seni görmeyeceğim.
When we leave tomorrow I may never see you again.
Nasıl ayrıldınız?
How do you just break up?
Karından bile ayrılır mısın?
Even leave your wife? - You motherfucker.
Evet, umarım bu şirketimizin heteroseksüllere karşı ayrımcılık yapmama yasasını etkilemez.
Yeah, I just hope it won't impact our company culture of fairness and that heterosexuals won't be discriminated against.
Ama yarın ayrılıyorum?
But I'm leaving tomorrow.
Sekiz yılın sonunda işten ayrılırım düşüncesi vardı ama belli bir düzene alışınca zor oluyor ayrılmak.
Well, I did tell myself at the eight year mark I was gonna quit, but it's hard, you know, you get accustomed to a certain lifestyle.
Zaten yarın ayrılıyorum canını sıkmana gerek yok.
I'm leaving tomorrow, don't even worry about it.
Sizin yerinize, daha uygun sese sahip olduğuna oy birliğiyle karar verdiğimiz genç bir hanımla anlaşmaya karar verdik. Ayrıca Harlem Renaissance'ın canlı, ışıl ışıl örneği ve yarışın çıtasını yükseltiyor.
We have chosen to record instead a young lady who we unanimously agree has a more compatible sound and is a bright, shining example of the Harlem Renaissance and an uplift to the race.
Ayrılışınız bana büyük bir acı veriyor efendim.
Your leaving is of great pain to me, sir.
Ayrıca, anime temalarını uygulamada çok başarılı.
And also, his powerful advantage is amazing to be able to cater the anime themes.
İkiye ayrılıp ip, kemer ne varsa kullanın.
Use ropes, belts, whatever you can find.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54