Ben bir yazarım tradutor Inglês
426 parallel translation
Ben bir yazarım.
I am an author.
Ben bir yazarım.
I'm a writer myself, you know.
Şey, ben bir yazarım.
Well, I'm a writer.
Ben bir yazarım ve deniz araştırmaları üzerine bir dizi makale yazmak istiyorum.
As you see I am a writer... I'm thinking of doing a series of articles on marine research.
Ben bir yazarım, değil miyim?
I am the author, am I not?
Gördüğünüz gibi, ben bir yazarım.
Well, I'm a writer you see.
Dediğim gibi, ben bir yazarım.
As I told you, I'm a novelist,
Ben bir yazarım. Yani, doğal olarak herkes beni bir nedenle Yazar diye çağırıyor.
I'm a writer, so, naturally, everyone calls me Writer for some reason.
Ben bir yazarım. Kitabımı yazıyorum.
I'm a writer, working on a book.
Ben bir yazarım. İşim bu.
That's my business.
Ben bir yazarım.
The thing is, I'm a writer.
Ben bir yazarım, bu yüzden söylüyorum...
I'm a writer, that's why i'm saying that.
Ben bir yazarım.
I'm an author.
Ben 1.000 rublelik bir çeke adınızı yazarım.
I'll put it on a check for 1.000.
Ben yazarım da... Bay Allenbury ile bir kitap çıkarmayı planlıyoruz.
You see, I'm a writer... and Mr. Allenbury and I are doing a book together.
Ben de bir yazarım.
I'm a writer, too.
Ben... bir yazarım.
I'm a writer.
Ben acıklı bir haber yazarım ve herkes başlar bana ağlamaya.
I hammer out a sob story, and everybody's blubbering'all over me.
-.. yeni konan vergileri düşününce.. .. ben bir petrol kralı değil de bir oyun yazarı olduğuma göre, düşündüm de..
- What with taxes coming up, and, since I'm a playwright and not an oil-well operator, I was thinking...
Ben sıradan bir yazarım.
I'm not an executive, just a writer.
Ben sadece sıradan bir adamım, küçük bir yazar bozuntusu.
I'm just a simple guy, a tabloid hack.
Ben bir yazarım.
I'm a writer.
Ben keşfedilmemiş ve ucuz bir yazarım.
My work, I mean.
Ancak, ben sadece bir yazarım.
Only, I'm just the author.
Ben de senin için kendim bir şarkı yazarım.
And I'll write a song for you myself.
Biliyorsun ben bir oyun yazarıyım.
I'm a playwright, you know.
Ben bir oyun yazarıyım.
I'm a playwright.
Ben de yerel bir televizyon şovu için espriler yazarım.
And I'll write jokes for a hillbilly television show.
Ben olamadım ama o bir yazar olacak.
He'll be the writer I wanted to be.
Fakat ben o türden bir yazar değilim.
But I'm not that kind of writer.
Gördüğünüz gibi, ben bir oyun yazarı ve oyuncuyum.
You see, I'm a playwright and an actor.
Ben daha çok bir senaryo yazarıyım.
I'd like to think of myself as a screenwriter.
Ama ben o çeşit bir yazar değilim.
But I'm not that kind of writer.
Onu bulduğumda Pasadena News'a ölüm ilanları yazıyordu, ve ben tek başıma onu en iyi satan bir yazar yaptım.
He was writing obituaries for the Pasadena News when I found him, and I alone made him into a bestseller.
Ben ünlü bir İtalyan yazarım.
I am a famous Italian writer.
Büyük bir yazar, Howard Prince'im ben.
I'm a big writer, Howard Prince.
Şey, ben bir yazar değilim. - Yenilgiyi kabul edenlerden olma. O senaryoları başka birileri yazdı, ben değil.
Well I'm not a writer.
Ben bir yazar değilim, Florence.
I'm not a writer, Florence.
Yazmaktan nefret ediyorsam ne tür bir yazarım ben?
What hell of a writer am I if I hate writing?
Şey, ben bir oyun yazarıyım, ve onun yaşamı üzerine bir oyun yapmayı düşünüyorum ve şüphesiz, sizinle konuşmam gere...
Well, I'm a playwright, and I was thinking about doing a play based on her life and, of course, I'd have to talk... - I'm sorry.
- Ben ciddi bir yazarım.
- I'm a serious writer.
- ben bir oyun yazarının karısıyım.
- l'm a playwright's wife.
Daktilonun başındaydım çünkü ben lanet olasıca bir yazarım!
I'm at the typewriter because I'm a goddamn writer!
Ben bir oyun yazarıyım.
- I'm a playwright.
Ben senaryo yazarıyım ve bir zamanlar onun kocasıydım.
I'm a screenwriter And I was her husband once
Aslında, ben gerçekten bir yazar değilim.
The truth is I'm really not a writer.
- Ben bir yazarım.
- I'm a writer.
Şey, ben bir aşk romanı yazarıyım.
Well, I'm a romance novelist.
Bir hata yaptınız, ben bilim kurgu yazarıyım..
You make a mistake, I write science fictions.
Ben kitap konusunda antika zevkleri olan yoksul bir yazarım.
I'm a poor writer with an antiquarian taste in books.
Babam bir ameleydi anne, ben de bir yazarım.
Da was a bricklayer, Ma, and I'm a writer,
ben bir kadınım 61
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben biraz 32
ben bir kızım 25
ben bir askerim 29
ben bir erkeğim 58
ben bıraktım 27
ben bir profesyonelim 32
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben biraz 32
ben bir kızım 25
ben bir askerim 29
ben bir erkeğim 58
ben bıraktım 27
ben bir profesyonelim 32