Bir bakar mısın tradutor Inglês
1,100 parallel translation
- Frank, şuna bir bakar mısın?
- Frank, will you check that out?
Ona bir bakar mısın?
Get a shot of her, will you?
Gidip bir bakar mısın? Merak etme canım, ben bulurum.
Don't worry, cutie, I will find it.
Lütfen buraya gelip şuna bir bakar mısınız?
Could you please come here and look at this?
Kayıtları unutup sadece şu surata bir bakar mısınız?
Can you forget about the records and take a look at this face?
Şuna bir bakar mısınız?
Will you look at that?
Şu pencereden bir bakar mısın, lütfen?
will you look out that window, please?
- Özür dilerim, şuna bir bakar mısınız?
- l'm sorry. Sometimes the flash...
Phil, seni zorlamak istemem ama madem seni buraya gönderdiler telefona bir bakar mısın?
I hate to impose, but since they got you here on this royal goose chase, would you take a look at the phone?
Hazır kaçış yolunun boşalmasını bekliyorken şuna bir bakar mısın?
While you're waiting for runway clearance... do you mind taking a look at this?
şuna bir bakar mısın?
- Look at that, will you? - Leaves you breathless, huh?
Aşağı gidip bir bakar mısın Bay Arvidsson ne istiyormuş?
Can you go downstairs and find out what old Mr. Arvidsson wants?
Tanrım! Şu yere bir bakar mısın?
Christ, will you look at this place?
O sebebe bir bakar mısın?
Would you look at that reason?
Bir bakar mısınız, sağlam mı?
Oh, they're all right. Would you please look and see whether they're all right?
Türk halısına bir bakar mısın?
May I impose upon you to search the Turkey rug?
Sana zor olacak Watson ama rica etsem, kendini gizleyerek, pencereye doğru gidip eski odamıza bir bakar mısın?
Might I trouble you, Watson, to be so kind as to draw a little nearer to the window, taking every precaution not to reveal yourself, and then to look into our old rooms?
Bob, ben bir darlık yaşıyorum! Piyanoma bir bakar mısın?
Bob, I'm in a jam! And I'm in a ham. I have a piano and my delivery men didn't show up!
Poirot, şu şahane eski evlere bir bakar mısın?
Poirot, look at those magnificent old houses.
Şuna bir bakar mısın.
Check it out.
Steve, mutfağa bir bakar mısın?
Steve, look out in the kitchen there.
Marcie, Al'a bir bakar mısın?
Marce, look at Al.
Eğer uğrayıp bir bakar mısınız diye beni gönderdi, efendim.
If you could stop in the clothing storeroom, sir?
Baba, bir bakar mısın? ..
Father...
İşte... şuna bir bakar mısın?
Well... will you look at that?
Şuna bir bakar mısın!
Would you look at this stuff!
Tatlım, Porter'in lojmanında kalanlara bir bakar mısın?
Honey, punch up the occupants of Porter's lodge, will you?
Şu anahtarlara bir bakar mısın?
Can you make these keys work?
Gilles, su küçük pis yaratıklara bir bakar mısın!
- Gilles. - Madame? Will you look at that?
Hadi ama dişlerime bir bakar mısın?
Go on. Just check the teeth, will you?
- Bir bakar mısın?
I have some business with you
Mesajım var mı diye bir bakar mısınız lütfen?
Any messages? Can you check, please?
- Şuna bir bakar mısın?
Ray, take a look at this.
Sayın Başkan! Şuna bir bakar mısınız?
Mr. Mayor, come take a look at this.
Eamon, şuna bir bakar mısın?
Eamon, could you take a look at this?
Şuna bir bakar mısınız?
Will ya have a look at this?
- Bana bir iyilik yapıp, şunlara bakar mısın?
- Do me a favor and take a look at these.
Bir dakika bakar mısın?
Snowman, see you a minute?
Hey, bir saniye bakar mısınız?
Hey, can I have your attention?
Bir de, biri ararsa telefona bakar mısın lütfen?
Also, could you catch the phone if anyone calls, please?
Bir kaç günlüğüne Bix'e bakar mısın?
Can you take care of Bix for a couple of days?
Bir dakikalığına yerime bakar mısın lütfen?
Tina, can you take over for me for a minute, please?
Oh, tatlım.İçinde bir çeşit define haritası olup olmadığına bakar mısın?
See if there's some kind of treasure map inside.
- Bir zahmet, haritaya bakar mısın?
- Would you mind looking at the map?
Affedersiniz, bir dakika bakar mısınız?
Excuse me a minute, Brenda.
Bazen bir herife bakarım ve paçayı kurtaramayacağını anlarım.
Sometimes I just look at a guy and I know this fella's not gonna make it.
Al, hayatında bir kez olsun şu kapıya bakar mısın?
[DOORBELL RINGS] Al, would you get the door for once in your life?
Hey, Doktor, bacaklarıma bakar mısın, bir şey hissetmiyorum.
Hey, Doc, can you look at my legs'cause I can't feel nothing.
Bara sen bakar mısın? Arabamdan bir şey alacağım.
Hold the bar down here for a minute, will ya?
Pardon, bakar mısınız! . Ben bir iş arkadaşımı arıyorum.
Dr. Jeffrey Weitzman?
Zoe, bir saniye bakar mısın?
Zoe, I gotta talk to you for a minute.
bir bakarım 16
bakar mısınız 174
bakar mısın 103
misin 24
mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bakar mısınız 174
bakar mısın 103
misin 24
mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bebek 44
bir bardak 18
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21