Bir göz at tradutor Inglês
3,600 parallel translation
Bir göz atsanıza.
Look at this.
- Bir göz atabilirim.
- I can take a look at it.
Tekrar şu olaylara bir göz atalım, tanık ifadeleriyle parçaları birleştirelim.
We need to take another look at the sequence of events, piece together the witness statements.
Şuna bir göz at.
Come look at it.
Nasıl ele geçirdiğinden emin değilim ama neyle karşı karşıya olduğumu göreyim diye bir göz atmamı istiyor.
I'm not sure how she got her hands on it, but she wants me to take a look at it - and see what I'm up against.
Pekala. Maggie, Ladin dosyasına bir göz at.
All right, Maggie, dust off the obit packages for bin Laden.
Şöyle bir göz attım sadece, herif de gözlerini bana dikmişti.
Ski mask. I just happened to glance over, and the guy's just staring at me.
- Bir göz atın.
See what's wrong?
Şu kutuya bir göz atın.
Check this box.
Bir göz atın.
Take a look at these.
İşte plan.. Lütfen bir göz atın.
Here is the blueprint Please take a look
Lütfen bir göz atın.
Please take a look
Olay yerine bir göz atın.
Take a look at the crime scene.
Laf olsun diye demiyorum, babana da bir göz at derim.
And not for nothing, maybe take a look at your dad.
- Bir göz atın efendim.
Have a look, sir.
Pekâlâ ama önce soru listesine bir göz atmalıyım.
Okay, but I'm gonna have to look at the list of questions first.
Olay yerine bir göz atmak istiyorum.
I want to take a look at that scene.
- Etrafa bir göz at da sen söyle.
Eh, take a long around ; you tell me.
Şuna bir göz atın.
Take a look at this.
Benim için şöyle bir göz atabilir misin?
Can you take a look at those for me?
- İlk önce gidip, sanata bir göz atalım.
Let's take a look at the art first.
Aslında onu alırsan muhtemelen toplantıdan önce bir göz atıp okuyabilirim.
Actually can you just, er, pick that one out, I should probably give it a read before the hearing.
Trafik kameralarına bir göz atıp gümüş renkli bir G-Wagon için çevreyi tara.
Yeah, so check traffic cams and surveillance in the area for the silver G-Wagon.
Carlisle'de durduğu zaman adamımız orada olacak, hızlıca bir göz atacak.
When it stops at Carlisle, our man will be there to give it the once over.
Dinle, neden şuna bir göz atmıyorsun?
Listen, why don't you take a look at this?
Neden şuna bir göz atmıyorsun Will?
Why don't you take a look at this, Will?
Teklifimize bir göz atma şansınız oldu mu acaba?
Did you get a chance to take a look at our proposal'?
Eğer ilgileniyorsan bir göz at.
If you're interested, you can take a look.
Bu konuşmaya bir göz atmanı istiyorum...
I want you to look at this speech...
Bir göz atsan iyi olur.
Have a look at him.
- Şuna bir göz atalım.
- Let's take a look at this.
Gömleğinin içindekilere bir göz at derim.
You should see all that fur underneath that shirt.
Jack, yeni işaretlere bir göz at.
Hey, Jack. Check out the new signage.
O zaman, tatlım. O elbiseye tekrar bir göz at.
Then, sweetheart, reconsider that dress.
Eğer aradığın, Göz çevresindeki kücük bir torba - Aynı zaman'da torba ve kabarık - Tam olarak yapmak çok zor.
Because you're looking a little baggy around the eyes... baggy and yet puffy at the same time, which is exactly very hard to do.
Beni de bir seçenek olarak göz önünde bulunduruyorlar.
They're looking at me, like, as an option.
Sanki onun bilmediği bir şey biliyormuşçasına göz kırp.
Wink at her like maybe you know something she doesn't.
Bir göz at.
Take a look.
Julian'ın kitabına bir göz at evlat.
You should take a page out of Julian's book, son.
ben kabul etmiyorum o göbegini actı ve bana göz kırptı bir yeri acıImıssa ne olacak bu bir oyun gardın cıktı
I'll not accept! She showed her navel and winked at me. Will you stop playing if she shows anything?
Suç mahallinde çekilmiş ve resimde cam bir göz var. Şu fotoğrafa bir bakın.
Look at this photo.
Saray, birçok açık göz ve kulağın olduğu bir yerdir.
You shall take extra care at all times.
- Genelde bilgisayar programları bütün bağlantılı gerçekleri göz önüne alarak ve analiz ederek bir sonuca ulaşmanızı sağlar. Böylece size doğru yolu işaret ederler.
Most computer programs help you arrive at decisions by ordering and analysing all the relevant facts so that they then point naturally towards the right decision.
Önce camlar kapalıyken kocaman bir plastik poşet içinde park edecektik göz yaşartıcı gaz atılacaktı ve gaz içeri sızmadan... 5 dakika dayanıp dayanamayacağımızı görecektik.
First we'd park in a giant plastic bag with the windows up, have tear gas tossed in, and see if we could last 5 minutes without the gas seeping in.
Salt olarak 11 Eylül'e bakarsanız bizlere böylesine büyük bir yalan söylenmesi imkânsız geliyor ama tarihteki her şeyi göz önünde bulundurursanız hükümetin kendi ülkesine sahte saldırılar düzenlemesinin savaş çıkartmak için kullanılan en eski ve en sık kullanılan taktiklerden biri olduğunu göreceksiniz.
If you look at 9 / 11 in isolation, it's unbelievable to think that we could be told such a huge lie, but if you look at the broad picture of history, you can see that staging attacks against one's own country is one of the oldest and most commonly used tactics for starting war.
Köpek kılığında bir adam. Kocaman bir gülümsemesi vardı. Bir de sana göz kırpardı.
Homeboy in the dog suit, big smile, he'd be winking at you.
Bir daha bana göz kırparsan gözüne yumruğu yersin ve bir ay gözünü açamazsın, anlaşıldı mı?
Wink at me one more time and i'm gonna make it so you can't open that eye for a month, get it? Wink.
Göz atmak isteyeceğiniz bir şey var.
Hey. There's something you're gonna want to take a look at.
- Bir daha bana asla göz kırpma. - Tamam.
- Never wink at me again.
Annenin dosyasına bir göz attım.
I took a look at your mom's case.
Bir de tuvalete göz atın.
You gotta see the restroom.
bir göz atalım 38
bir göz atın 23
ateş 1641
athena 34
atlanta 129
atlantis 50
attica 24
atticus 45
attila 28
atlantic city 103
bir göz atın 23
ateş 1641
athena 34
atlanta 129
atlantis 50
attica 24
atticus 45
attila 28
atlantic city 103
ateşi var 45
atlar 92
ateşle 61
atilla 45
ateş et 239
ateş yok 22
atlantik 52
atıyor 16
ateş etmeyin 472
ateşiniz var mı 50
atlar 92
ateşle 61
atilla 45
ateş et 239
ateş yok 22
atlantik 52
atıyor 16
ateş etmeyin 472
ateşiniz var mı 50