English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Burası benim

Burası benim tradutor Inglês

5,992 parallel translation
Burası benim evim!
This is my house!
Burası benim üst değişme odam.
This is my changing room.
Burası benim iş yerim.
This is my place of work.
Burası benim odam, indir onu.
This is my room and keep that down.
Burası benim odam değil.
This isn't my room.
- Burası benim odam.
Yeah, you know this is my room.
Burası benim bölgem değil.
This isn't my district.
Burası benim evim.
This is my place.
Tüm burası benim mi?
All this... for me?
Burası benim de evim.
It's my house too.
Burası benim ofisim.
It's my office.
Burası benim evim ve siz dördünüz de benim ailemsiniz.
This is my home, And you four are my family.
Ama anne burası benim çalışma alanım.
But, mom, this is my work area.
Burası benim setim.
This is my set.
Şunu söyleyeyim dostum, burası benim barım.
I should let you know, buddy, this is my bar.
- Burası benim yerim!
- This is my spot!
- Burası benim kilitli dolabımdı.
This is my locker.
- Ben hiçbir şey yapmadım. - Burası benim yerim.
I didn't do anything.
Burası benim tarafım, tamam mı?
This is my side, okay?
- Burası benim de şehrim.
- This is my city too.
Bir şeyler kırmak isterseniz çekinmeyin burası benim evim değil.
You know, feel free to break anything, I don't live here.
- Ama burası benim evim değil.
This isn't my home.
- Burası benim sorumluluğumda.
It's my responsibility.
Tamam, burası benim evim, bir işyeri değil.
Okay, this is my house, not a place of business.
- Burası benim evim.
This is my house.
Burası benim meyhanem, DeJong.
This is my tavern, DeJong.
Burası benim hastanem.
Well, this is my hospital.
Bence burası benim için mükemmel bir yer.
I'm afraid it's the perfect position for me.
Burası benim bölümüm ve başka hastaneye gönderilmesi- -
It is my department, and I'll decide what should be sent out to other hosp...
Burası benim ajansım.
This is my agency.
Burası benim!
It's my place!
Burası benim!
This is my place!
- Burası benim salonum.
- This is my gym.
Tabii ama burası benim ofisim.
Sure, but this is my office.
- Burası benim de evim.
Which is my home, too.
Burası benim mekanım!
This is my complex!
Burası benim için harika bir yer.
This is the perfect place for me.
Burası benim ofisim.
This is my office.
Burası benim ofisim, Judson'ınki değil ve çok önemli bir araştırma yapıyorum.
This is my workplace, not Judson's, and I'm doing very important research.
Burası benim- -
This is my... oh.
Burası benim evim.
This is my home.
Burasının amiri benim.
I'm in command here.
Hey, burası resmen benim kişisel cehennemim.
- ¶ I WAS LIKE, "EXCUSE ME AND MY AWKWARD APPROACH" ¶ - HEY, THIS IS MY PERSONAL HELL.
Burası da benim kızımın odasıydı.
And this was my daughter's room.
- Ama benim yerim burası.
But this is my spot.
Burası benim departmanım değil.
That's cool. Not my department.
Burası benim.
This is me.
Burası benim evim, otobüs değil.
This is my house.
Benim sınırı çizdiğim yer burası.
That's where I draw the line.
Avustralyadayız... burası dünyanın altında, yani burada benim dışımdaki herkes baş aşağı duruyor.
We're in Australia... it's on the bottom of the globe, so everyone here but me is upside-down.
Burası da benim ofisim işte.
Well, this is my cubicle!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]