Cab tradutor Inglês
7,842 parallel translation
Ben taksi falan bulacağım.
I'm gonna find a cab, or something.
Ben taksiyle gideceğim, tamam mı?
You know what? I'm just gonna go get a cab, okay?
Ben buradan çıkıp bir taksiye binerim.
So I'd come up around here and get a cab.
Anne güvercini bir taksi ezdi.
The mama pigeon gets killed by a cab.
Sürücü kabinine giremezsiniz.
It ; s the driver's cab, No entry.
Taksi şirketi gizemli kadınımızın... dün gece saat 11'de Palermo'da indiğini söyledi.
The cab company said our mystery woman was dropped off at the Palermo last night at 11 : 15.
Selam, Holly, sana bir taksi çağırayim mi?
Hey, holly. Can I get you a cab?
- Huysuz bir taksi şoförü denk gelebilir.
You get a mean cab driver.
Sen bize bir taksi bul, tamam mı?
You go get us a cab, okay? - Okay.
Sadece taksici Hindistan hevesimi öldürdü.
It's just... our cab driver's kind of killing my India buzz.
- Siktiğim taksisiyle geldim!
I took a fucking cab!
Onlar ise arabadan kaçmışlar.
Then they bolted from the cab.
Ayrıca yine pek çok gece taksi yolculuklarına ve market alışverişlerine ait kredi kartı harcamaları var.
Plus, there's more... a slew of credit-card charges for late-night cab rides and convenience-store purchases.
Gece yarısı yapılan taksi yolculukları...
For cab rides taken during the middle of the night.
Yani bir taksi aldı.
So I took a cab.
Birden bire camdan içeri bir kağıt uçak girdi. Şoförün yüzüne geldi. Nereden geldi, anlamadık.
All of a sudden a paper airplane flies through the window, hits the cab driver in the face out of nowhere.
- Çanta mı?
The cab!
Ben bir taksi şoförüyüm, dostum.
I'm a cab driver, pal.
Bu taksiden inmiyorum.
I am not getting out of this cab. - Twenty, 25.
- Al, taksiye bin.
Here, take a cab.
- Bu taksi değil!
This isn't a cab!
Taksiye gerek yok.
You don't need a cab.
Dizlerinin üzerine çök ve yüzünü kabine doğru dön.
Get on your knees and face the wall toward the cab.
Taksi şoförüne hayat memat meselesi dedim.
I told the cab driver it was a medical emergency.
James Olsen ve siyah bir taksi arasındaki fark nedir?
What's the difference between James Olsen and a black cab?
Siyah bir taksi arkadan beşlik çakabilir.
A black cab can take five in the back.
- Paul taksi çağırayım dedi ama ben yürüdüm.
- Paul wanted to call a cab but I walked.
- Taksi çağırabilirdim.
I could've taken a cab.
Peralta, siyah taksi soygunlarında ne haldeyiz?
Peralta, where are we with the black cab holdups?
Ehliyetsiz bir taksi şoförü, turistleri arabasına alıyor kurbanları Brooklyn-Queens otobanının altına götürüyor silah zoruyla soyuyor ve onları terk ediyor.
An unlicensed cab driver's been picking up tourists. Driver takes the vics down under the b.Q.E., Robs'em at gunpoint, leaves them stranded.
Taksi.
Ooh, cab.
Taksi şoförü sorgu odasında.
Hey, cab driver's in the interrogation room.
Bakın, son kez söylüyorum, Andrea vurulduğu sırada kız arkadaşımla taksideydik.
Look, for the last time, I was in a cab with my girlfriend when Andrea was shot.
Taksi şöförünü bulmuşlar ve ona Prince ve kız arkadaşı Sloan Teller'ın resmini göstermişler.
They identified the cab driver ; they showed him photographs of Prince and his girlfriend, Sloan Teller.
Sloan Teller ve taksi şöförüyle birebir konuştunuz.
You interviewed Sloan Teller and the cab driver yourselves.
Ve taksi şöförü de...
And as far as the cab driver goes...
Bu konuştuğumuz taksinin gerçek bölmesi.
This is the actual partition from the cab in question. Have a look through it.
Bir bakalım. Sorgulama sırasında taksi şöförünün arkada oturan adamı pek iyi göremediğini duymak pek sürpriz olmadı.
Would it surprise you to learn that upon being reinterviewed, the cab driver admitted that he barely saw the gentleman in the backseat.
İki hafta kadar önce taksiden yürüttüm.
I stole it from the cab of a semi last month.
Romantizm anlayışı sıcak bir bez taksi ücreti ve bir şişe penisilindi.
His idea of romance was a warm washcloth, cab fare and a bottle of penicillin.
Onun yerine bir taksi çağırıp buradan çıkmama yardım etsen?
Why don't you call me a cab so I can get out of here?
- Taksi çağırmaya.
- To call a cab.
Bir taksi bulsan sorun olmaz değil mi?
Uh, hey, you cool catching a cab?
Şimdi de taksi durağındaki kameraya yakalanıyor.
Now a camera from the cab stand picks him up.
Muhtemelen taksi tutacağım.
I'll probably cab it.
- Taksi tutsan iyi olur o zaman dostum.
Better catch a cab, mate.
Seninle ve bir kızla taksiye bindik.
I was in a cab with you and what's-her-name, right?
Ben seni taksiye bindirdim.
I put you in a cab.
Taksici Henry'yi buraya getirdiğini söyledi.
This is where the cab driver said he took Henry.
Taksi'den ne haber?
What about the cab?
Çeviri :
♪ Two and a Half Men 11x15 ♪ Cab Fare and a Bottle of Penicillin Original Air Date on February 27, 2014
cable 50
çabuk 5381
çabuk gel 161
cabiria 21
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk 5381
çabuk gel 161
cabiria 21
çabuk ol 1397
çabuk buraya gel 62
çabuk söyle 30
çabuk öğreniyorsun 18
çabuk çabuk 24
çabuk olun 740
çabuk gelin 94
çabuk git 36
çabuk olsun 20
çabuk buraya gelin 20
çabuk olalım 32
çabuk yap 17
çabuk dön 55
çabuk olmalıyız 19
çabuk gidelim 20
çabalıyorum 25
çabuk git 36
çabuk olsun 20
çabuk buraya gelin 20
çabuk olalım 32
çabuk yap 17
çabuk dön 55
çabuk olmalıyız 19
çabuk gidelim 20
çabalıyorum 25