Çabuk git tradutor Inglês
572 parallel translation
Çabuk git.
Go quickly.
Anneni gör ve çabuk git buralardan.
See your old lady and get out quick.
Sen çabuk git!
You go quick, old woman!
Çabuk git.
Hurry off.
çabuk git.
Go in quickly.
Micha, çabuk git.
Micha, go quickly.
Çabuk git!
Now go quickly.
Çabuk git.
Take off.
Çabuk git adamları topla.
Get the men together fast.
- Çabuk git.
- Go quickly.
Çıktığında çabuk git ki kimse seni görmesin.
When you get off, go quickly so nobody sees you.
Çabuk git, çabuk!
Go quickly, go
Çabuk git, Masha...
Go away quick, Masha...
Çabuk git, çabuk gel.
Straight there, straight back.
Çabuk git başkana söyle.
Go tell the magistrate right away.
Konserimi tek başıma bitireceğim. Çabuk eve git.
I will finish the concert by myself, so you hurry and go now.
Çabuk yanlarına git.
Go on and get over there then.
Git getir, çabuk ol!
Go get them and get them quick!
Çabuk eve git, mumları yak.
Go home quickly, and light the candle.
Fred, yapabildiğin kadar çabuk kasabaya git.
Fred, get to the village as fast as you can.
Çabuk, git!
Quick, go!
Çabuk ol ve çok uzaklara git.
You're going well and fast and far.
Diğer yöne doğru git çabuk.
Go the other way, quick.
- Oraya git, çabuk, çabuk!
Don't worry. Go over there.
Çabuk odana git ve kapını kapat.
Go to your room and shut the door.
Geri git, çabuk!
Back up quickly!
- Git hadi, elini çabuk tut.
- Go ahead, and hurry.
Seni pis serseri, defol git buradan, çabuk!
Why you dirty saddle stiff! Get out of here, quick.
- Çabuk eve git seni yaramaz!
- Go home, you little brute.
Git şimdi, çabuk!
Run away now, quickly.
Çabuk oraya git.
You, get over there.
Şimdi git ve çabuk ol.
Now go, and go quickly.
Git, al ama çabuk ol.
Go ahead, but be quick about it.
- Hemen git, çabuk ol.
- Go along, now, and hurry.
Hemen git, çabuk.
You go, hurry.
Git, çabuk. haydi.
Go. Go fast. Go.
Çabuk eve git, oğlum.
I mean, hurry home, son.
Çabuk ol tatlım, yoksa boş masa bulamayız 122 00 : 06 : 22,462 - - 00 : 06 : 25,454 - Sen git hemen geliyorum - Fazla uzun sürmesin
Hurry up, dear, we'll never get a table.
Kentten çık git, şimdi, çabuk!
You go out of town, now, quick!
- Çabuk, git, geliyor!
- Quick, go, he's coming!
Git de getir çabuk.
- Now go out of here and get it!
- Git getir onu- - çabuk!
- Go get her--quickly!
- Hadi çabuk! Git parayı getir.
- Quick, go get the money.
Şu yoldan git, ahırlara daha çabuk varırsın.
Go that way, you'll get to the stables quicker.
Çabuk evine git, belki telefona bakacak durumda değildir.
You better run out to the house. She may be, well, unable to answer the phone.
Çabuk dağa git, ve benimle büyük planı görüşmesi için Huang Zhenshan'ı buraya davet et.
Hurry to the mountain and invite Huang Zhenshan to discuss the big plan with me
Git çabuk!
Go quickly.
Çabuk, git buraları temizleyecek bir şeyler getir.
Quick, go get something to clean that up.
Çabuk, git ve yardım çağır!
Quick, go and get help!
- Git mağazadan bant getir, çabuk ol.
Get sticky tape from the shop. Hurry.
Çabuk git burdan.
Oh well, too bad. Go away
gitti 877
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gittim 82
gitmiş 384
gitme 1049
gitmişti 26
gitmedim 39
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gittim 82
gitmiş 384
gitme 1049
gitmişti 26
gitmedim 39
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
git başımdan 465
gitmek istiyorum 180
gitmeyeceğim 167
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gittin mi 16
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
git yat 43
gitmek istiyorum 180
gitmeyeceğim 167
gitmem gerek 808
gitmek istemiyorum 210
gittin mi 16
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
git yat 43
gitmem 53
gitsin 41
gitmiyor 31
gittik 20
gitmeni istemiyorum 71
git burdan 105
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitti mi 195
gitme zamanı geldi 35
gitsin 41
gitmiyor 31
gittik 20
gitmeni istemiyorum 71
git burdan 105
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitti mi 195
gitme zamanı geldi 35