English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Da ne

Da ne tradutor Inglês

76,538 parallel translation
Peru'da ne var?
What's in Peru?
- Bu da ne, Louis?
What the fuck is this, Louis?
O da ne?
What is that?
Bu da ne be?
What the hell is this here?
Bu da ne demek şimdi?
What's that supposed to mean?
Bu da ne be?
What the fuck?
O da ne demek?
What do you mean?
Bu da ne demek şimdi?
What the hell does that mean?
"Sonumuz böyle mi olacaktı" da ne demek?
What do you mean, "Is this what it's come to?"
Bu da ne -...?
What the...?
Bu da ne?
What is this?
Ama bir miktar tahliyenin ardından tuz domunun batı duvarı kırıldı ve onun açtığı havuz da ne kadar sınırın 100 metre ötesine mi kaydı?
But... after some extraction, the west wall of the salt dome gave way, opening up another pool that extends... what... 100 yards over the border?
O da ne lan?
What the hell is that thing?
Senden gizli görevde çalışmanı istiyor da ne demek?
What did he mean, he wants you to go undercover?
Whitehall da ne demek?
What the hell is Whitehall?
Onlar da ne?
What are they?
Bunlar da ne?
What's all this?
Bu da ne?
What's that?
Cumartesi geceleri film gecesi, Bijou'da ne oynadığına bakılmaksızın, ve erkenden orda olsan iyi olur, çünkü Riverdale'da yer ayırtmak yoktur.
Saturday night is movie night, regardless of what's playing at the Bijou, and you better get there early, because we don't have reserved seating in Riverdale.
Hav-ırd Üniversitesi'ne veya Boston Collie'ye veya UC Patili'ye, Marma Duke ya da Corgi Mellon'a veya Massachusetts Ensti-Şirin Tekno-Köpek'e gitmediler.
They never went to Ruff-gers University or Boston Collie or UC Bark-ley or Marma-Duke or Corgi Mellon or the Mutt-sachusetts Insti-cute of Technolo-dog.
Daha da kötüsü. Daha kötüsü ne?
- Worse than that.
Ancak ne yazık ki Kont Olaf da uyanmıştı.
Although, unfortunately... so did Count Olaf.
Ne kadar da yakışıklı.
He's so handsome.
Bu koku da ne böyle?
Uh, what... what is that smell?
Ne kadar da mantıklı bir fikir.
What a sensible idea.
Ne kadar da üzücü.
- How terribly tragic.
Neden özellikle dün gece orada olduğunu, mezarlığı ne sıklıkta ziyaret ettiğini ya da bu ölümcül olayın kesin sebebini henüz bilmiyoruz.
Why he was there last night specifically, how often he visited the cemetery, and what led to this fatal outcome is still unknown.
Evet, Tribune ve Post'un ne olup da muhabirliğe dönüşüm hakkında aynı günde haber yaptığını merak ettim.
Yeah, I'm curious - how the tribune and the post both did stories - on my "return" to journalism on the exact same day.
Ne kadar özgür olsalar da kadınlar köşeye sıkışınca her zaman yaptıkları şeyi yaparlar.
No matter how liberated, women'll do what they always do when they're cornered :
Yani kendimden biliyorum yalan ne kadar büyük olursa, kurtulması da o kadar zor olur.
I mean, in my experience, the bigger the lie, the harder it can be to dig out.
Ya arkana bakmaya devam edersin kardeşine odaklanıp ne yaptığını düşünürsün ya da yoluna bakarsın.
You can keep looking backwards, stay focused on your brother, what he's up to, or you can go forward.
- Dışarıda konuş, bakalım ne öğrenmiş.
Go outside. See what he found out.
Tamam, şuna ne dersin? Yayınlanan reklam için sana 450 dolar ödeyelim sonrasını da biz halledelim.
Okay, how about this... how about we pay you $ 450 for the one that already aired, and then we take it from there?
Ben bu sorunun ne olduğunu kavrayamıyorum, o da öyle tabii.
Now, I can't make heads or tails of it, and neither can he.
Ne kadar da çabuk büyüyorlar.
Oh, they grow up so fast.
Adelle, ne kadar da profesyonel bir genç hanım.
Adell. Such a professional young lady.
Biliyor musun Mamacita, çocuk sahibi olmanın en sevdiğim yönlerinden biri de film de çeksem bir etkinlik için dışarıda da olsam hayatımın bir döneminde olduğu gibi delice de koştursam ne olursa olsun eve geldiğim zaman o muhteşem sesleri ve neşeyi görecek olmamdı.
You know, Mamacita, one of the things I loved most about having these children... all of them... was that no matter what I was doing, making a picture, or out for an event, the mad rush that was once my life... was that I'd always come home to this wonderful noise and joy.
Yapma Bette Tüm o saçma basın bildirilerinde ikinizin ne kadar da muhteşem anlaştığınızı çığırıyorlar.
Oh, come on, Bette. All those ridiculous studio press releases touting how wonderfully well you two have been getting along?
Filmin tanıtımını yapıp olayı daha da büyüteceğine sen ne yapıyorsun?
And instead of going out there and promoting it and making it bigger, what are you doing?
O aday olur da ben olmazsam ne yaparım bilmiyorum.
I mean, come on. - I mean, if she gets nominated and I don't... - Honey...
Sen kendini ne sanıyorsun da bana sınırı aşıyorsun diyorsun!
! Who the fuck do you think you are, out of bounds? !
1910'da erkekler kadınlardan ne kadar fazlaymış?
Look here. In 1910, there are how many more men than women?
Bu da ne?
What the hell is this?
- Bu da ne?
What the hell is this?
Hepimizin bu dünyaya bir amaç uğruna geldiğimize inanıyorum, ve senin amacın da, Tom, kendi ailen içinde gizli göreve girmen, annenin ne planladıklarını öğrenmen, ve onu durdurman.
I believe that we were all put on this earth for a purpose. And I believe that your purpose, Tom, is to go undercover in your own family, find out what your mother has planned, and stop her.
Sonra da o ne biliyorsa biz de bileceğiz.
And then what she knows, we know.
Bu da ne anlama geliyor şimdi?
What the hell does that mean?
Gerçek şu ki, er ya da geç tekrar geleceğini biliyordum, beni bırakmanın ne büyük bir hata olduğunu anlaman an meselesiydi.
The truth is, I knew you'd come back sooner or later, that it was only a matter of time before you realized what a huge mistake - it was to dump me.
Ne kadar da tatlı.
That's so sweet.
"Ne kadar da güzel bir yüzü var yahu." diyemeyecek.
"He's more than just a pretty face."
- Gerçekten buradasın! - ve ne yaptığını da biliyorum.
... and I know what you've done.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]