Dans ediyor tradutor Inglês
1,160 parallel translation
Bu nabız Cylon tarayıcısı gibi dans ediyor.
That heart rate is dancing like a Cylon scanner.
Ve o dans ediyor.
And he's dancing.
Julian'a bak, dans ediyor.
Look at Julian, look at Julian dancing.
Belki de o, en sevilen insanlardan biriydi. Dans ediyor, tenis oynuyor her türlü şeyi yapıyordu.
And he was probably one of the beautiful people, dancing and playing tennis.
Başka bir kızla dans ediyor.
He's dancing with another girl.
Konuşuyor, şarkı söylüyor, dans ediyor, espri yapıyor.
He talks. he sings. he dances. He tells jokes.
Apollo kolları havada dans ediyor.
Apollo dancing around with his arms in the air.
Rocky Balboa dua ediyor. Şampiyon köşesinde dans ediyor. Yüzyılın karşılaşmasına saniyeler kaldı :
As Rocky Balboa prays in his corner, the champion dancing over in his corner, we're just seconds away from the fight of the century, Superfight II.
Burada herkes dans ediyor!
Everybody's dancing here!
Kıpır kıpır ve dans ediyor. Tıpkı diğer altı kız- -
She wiggles and she dances.
İnsanlar burada tek ayak üstünde dans ediyor.
People are dancing up and down on one leg out here.
Gözlerinde harika bir görüntü dans ediyor
Lovely pictures dance in your eye
Aşıklar şarkı söylüyor Çocuklar dans ediyor
Lovers sing, children dance
Bu akşam Karsavina dans ediyor.
Karsavina is dancing tonight.
Orada durmuş dans ediyor resmen.
He's over there dancing around.
Orada Rick ile dans ediyor.
She's right over there dancing with Rick.
Aman canım, alt tarafı dans ediyor.
Come on, man. She's just dancing.
Tersinden dans ediyor, şarkı söylüyor ve tersinden konuşuyorlar.
People walk and dance and sing and even talk backwards.
Baban ve annesi orada dans ediyor.
Your father and her mother are dancing over there.
- Dans ediyor musunuz? - Ah, evet.
Do you dance, Professor?
O da o tarafta oturuyordu, sanki... bilirsin sanki dans ediyor gibiydi.
AND SHE'S SITTING THERE LIKE THIS - LIKE SHE'S DANCING.
Sokaklarda dans ediyor olabilirdik. Onun yerine ölmeden önce biraz serinleyeceğiz.
We should be dancing in the streets.
Şarkı söylüyor, dans ediyor, bağırıyoruz... sadece sevilmek için.
Us sing and dance and holler just trying to be loved.
kardeşim kapıyla dans ediyor.
My sisters dancing with the door.
Creed etrafta dans ediyor.
Creed's dancing around.
Etkileyici dans ediyor.
HE'S SUCH A CUTE DANCER.
Oh, düğünden önce sadece sevdiğin kadınla dans ediyor olmak
Oh, to be dancing with the woman you love, just before the wedding.
Her şey dans ediyor.
Everything's dancing.
Safak sökene dek havada dans ediyor olacaksınız.
You'll be dancin'a jig on air... - come day-break.
Dans ediyor olamaz.
He ain't going dancing.
Herkes sokaklrda dans ediyor.
[Burp] Everybody's dancing in the street.
Ata biniyor,.. ... dans ediyor, tenis oynuyor.
He rides horseback... he dances, he's some tennis player.
Kızınız harika dans ediyor.
Your daughter dances well
Ve beş dakika içerisinde içeride dans ediyor olacaklar.
And they'll be dancing inside in five minutes.
Kiminle dans ediyor o?
Who's he dancing with?
O benimle dans ediyor.
She's dancing with me.
Herkes dans ediyor!
Everybody is dancing!
Adam dans ediyor.
A man's dancing.
- Bütün soslar dans ediyor.
- All the dips are dancing.
Al, Bir at gibi dans ediyor
No kidding.
Bazılarınız çok yakın... dans ediyor.
Some of you dancing close together.
Herkes bununla dans ediyor.
Everybody's dancin'to this.
Yenidoğanlar dans ediyor, topal kahkahalar.
Newborn babies dance, cripples laugh. The different races merge.
Biz bu gece yastayız, sense dans ediyor ve gülüyorsun. Neden?
Tonight we grieve and you, you dance and laugh.
Herneyse akşam karını gördüm Çok iyi dans ediyor onunla gurur duymalısın
By the way, I saw your wife at the Capri Lounge last night. Hell of a dancer. You must be very, very proud.
Paralarım ve uyuşturucumla dans ediyor ve sonra çekip gidiyor.
He waltzes in and takes all my drugs and then Tangos out again.
Unutmayın bu güzellikler sadece sizin için dans ediyor.
Let's have a round of applause for these two lovely young ladies.
Kızlar hakikaten çok iyi dans ediyor.
Jesus, I could have sworn those were girls up there dancing.
Annen orada Stevie Wonder kasetiyle dans ediyor.
Your mother's there, doing a little dance to her Stevie Wonder tape.
Dansıma yardım ediyor.
He's just helping me out with my dancing.
Törensel bir dans, bir adet, ve böyle devam ediyor.
This is a ritual dance, a rite, and it goes like this
dans ediyorum 28
dans ediyorlar 27
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
dans etmek 29
dans edelim 174
dans et 165
dans et benimle 25
dans ediyorlar 27
ediyorum 314
ediyor 38
ediyorsun 23
ediyoruz 18
dans etmek 29
dans edelim 174
dans et 165
dans et benimle 25