English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Değil mi kaptan

Değil mi kaptan tradutor Inglês

224 parallel translation
Zamandan daha bol bir şeyimiz yok, değil mi Kaptan?
We got all the time in the world, ain't we, Captain?
- Hemen döndük Kalik'e, değil mi Kaptan?
Soon back in Kalik, Captain, huh?
Öldürmediğin birini neden gömdüğünü açıklamak, kazara öldürüp, gömdüğünü açıklamaktan daha zor olur, değil mi Kaptan?
You'll have more of a job explaining a body that you didn't kill and bury, than a body that you accidentally killed and buried, right, Captain?
Geminizi batırmam. Güzel, değil mi Kaptan?
I'll not scuttle your ship.
Tadı berbat değil, değil mi kaptan?
It does not taste like tennis shoes, Herr Kapitén?
Karşılaması zor bir servisti, değil mi Kaptan?
Kind of tricky serve to handle, Captain?
Biz de torpillenmedik değil mi Kaptan?
Well, we're not being torpedoed, are we, Captain?
Değil mi Kaptan?
Huh, Drag?
Şey, bu sorunu akademik bir boyuta getiriyor değil mi kaptan?
Well, that does make the problem academic, doesn't it, captain?
O yaşıyor değil mi kaptan?
You do think he's alive, don't you, Captain?
Kışın buzları yine dolacak, değil mi kaptan?
The spring thaw will fill it again, won't it, Captain?
Ama sen bu hissi bilemezsin değil mi Kaptan?
- I'm OK. We've hit force fields before.
Tüm gemi berbat bir halde, değil mi kaptan?
Whole ship's rocking pretty bad, ain't it, captain?
İki banyo kaptanın hoşuna gider sanırım, öyle değil mi?
- Yes. I think the Captain would like 2 baths, don't you?
Kaptan ne kadar sevimli, değil mi?
The Captain is charming, isn't he?
Sence de kaptan, tatlı, kuzu gibi bir ihtiyar değil mi?
Don't you think the skipper is a sweet old lamb?
Sahildeki en iyi kaptan, değil mi?
The greatest captain on the coast, is it?
Kaptan Fry'la karşılaşmamamız garip değil mi?
Isn't it odd we haven't heard from Captain Fry?
Kaptan Fry bu garip bir safari yolu değil mi?
Captain Fry, isn't this rather an unusual way of making a safari?
- Kaptan da boylu poslu, değil mi?
The captain's a big fellow, isn't he?
- Hâlâ havalimanı var sen, kaptan ve ben av köpekleri gibi yoğun olacağız zaten, değil mi?
- You still have your airport. You and the captain and I will be as busy as bird dogs, won't we?
Kaptan Stuart'ın sesini tanıyorsun, değil mi?
You know Capt. Stuart's voice, don't you?
34. botun kaptanısın, değil mi?
You skipper the 34 boat, don't you?
Kaptan, onun adına hareket etmeniz için yetki verdi, değil mi?
Now, you're empowered by the captain to act for him? Yes.
bir sakıncası yoksa kaptan endişe edeceğiniz bi yankee kızı yok değil mi?
If you'd minded me, captain, you wouldn't have no Yankee girl to worry about.
Kaptan bak savasla ilgili emirleri alacağım verdiğim her emre uyacaksın değil mi?
Now, look, captain, I'll take orders about fighting... You'll take any orders I give you. Won't you?
Ben takım kaptanıyım, öyle değil mi?
I'm the team captain, ain't I? All right.
Bizi cezalandırmak için kaptanı kullanıyorsun, öyle değil mi, Sahip?
A Capal to punish us harshly or our sins, did you not, Governor?
- Kaptan deli mi, yoksa değil mi?
- Is the captain crazy or isn't he?
Doug, Kaptan ile bir anlaşma yaptın, değil mi?
Doug, you've made some sort of an agreement with the Captain, haven't you?
- Öyle değil mi, Kaptan?
Right, Captain? Yes.
Açık sözlülüğümü bağışlayın, Kaptan ama karada kendi başınıza bir gece bile kalmadınız henüz, değil mi?
Forgive the liberty, Captain, but you have not spent one evening ashore yourself, yet, have you?
Bu yine Kaptan'ın şakalarından biri, öyle değil mi?
No, it's another one of the Captain's jokes, isn't it?
Ne kadar olağanüstüler, değil mi, sevgili Kaptan Mulock?
Ah, aren't they marvellous, my dear Captain Mulock?
O kadar kötü değil mi, Kaptan?
Aren't they that bad, Captain?
Kaptanın sana birini getirmesini beklersen, bu bir yılını alır, biliyorsun, değil mi?
If you wait for the Captain to bring you one it'll take a year, you know that, don't you?
400'ün üzerinde değil mi, Kaptan?
Over 400 in the crew of a starship, aren't there, captain?
Bu iş zorlaşmaya başladı, değil mi, Kaptan?
Isn't it, captain?
Kaptan Garrovick senin için çok önemliydi, değil mi?
Captain Garrovick was very important to you, wasn't he, Jim?
Değil mi, kaptan?
Right, captain?
- Kaptan Merik, değil mi?
- Captain Merik, isn't it?
Kaptan, Enterprise. Bizi bulmaya çalışacaklar, değil mi?
Captain, the Enterprise, they will be trying to find us, won't they?
Kaptan'ı o zaman ele geçirebiliriz, değil mi?
We will be able to retrieve the captain at that time, won't we?
Kaptan hemen demişti, değil mi?
The captain did say immediately, did he not?
Bu tam da Kaptan Kirk'ün gitmeden söylediği şey hakkında değil mi?
Isn't that just about what Captain Kirk said before he left?
Kaptan, buraya hile yoluyla getirildiniz, değil mi?
Captain. You were tricked into coming here, weren't you?
- Muhteşem değil mi, Kaptan?
- Marvellous, isn't she, Captain?
Kaptan evraklarımızı gördüğünde döneklik yapmaz değil mi?
- I'm not blaming you. The captain won't change his mind when he reads the papers?
Kaptan, yedekte bir pervaneniz var değil mi?
Captain, you carry a spare propeller, don't you?
- Öyle değil mi, Kaptan?
- Isn't it, Captain?
Kaptan, teknesine hiç isim yazmamıştı, öyle değil mi? Yazmamıştı.
The Commodore, he never painted the name on his boat, did he?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]