English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ D ] / Değilmiş

Değilmiş tradutor Inglês

11,272 parallel translation
Çünkü ben senin babanım ve ikinizin aynı odada yatmasına mühim bir şey değilmiş gibi bakamam.
Because I'm your father and I can't have the two of you sleeping together in the same room like it's no big deal.
Açıkçası değilmiş.
Apparently not.
Daha çok umurunda değilmiş gibiydi.
I mean, like she couldn't care less.
Derin kesecek kadar güçlü değilmiş.
She wasn't strong enough to cut deep.
Tamamen sahte doktor da değilmiş.
He wasn't a complete quack.
Şarap o kadar da iyi değilmiş.
This wine isn't very good.
- Orası gazoz fabrikası değilmiş.
- It isn't a soda factory.
Yalınayak bir yürüyüşçü değilmiş yani.
So we're not dealing with a barefooted hiker.
Ama anladık ki Jimmy et kremasına pek de hazır değilmiş.
But... turns out Jimmy wasn't ready for the cream of pork.
Evet, görünen o ki meşgul değilmiş.
Yeah, turns out he wasn't busy.
Konser boyunca umrumda değilmiş gibi orada öylece dikildim.
And I stood there through the whole thing, pretending I didn't care.
Ama kendi egonun incinmesi hakkında değilmiş gibi davranma.
Just don't pretend like this isn't about your ego being bruised!
- Neden değilmiş?
- Why not?
Babamın en güçlü adam olduğunu sanıyordum ama en güçlü adam değilmiş!
My father... I thought he was the strongest man... But he wasn't!
Evimiz insan yerleşimine uygun değilmiş ama bunun bize bildirilmesi gerekmiyor muydu?
Apparently, our house is deemed "unfit for human habitation," but, I mean, shouldn't that be our judgment?
Bu iş çok zor değilmiş.
This job isn't so hard.
Üzgünüm, canlı gebelik değilmiş.
I'm sorry, this just wasn't a viable pregnancy.
Kısmet değilmiş.
It just wasn't meant to be.
İşin aslı kadının bir obje bulup onu öldürmüş, planlı değilmiş.
The fact that she used a found object indicates that it wasn't premeditated.
Ama yeterince yüksek değilmiş.
Just... not high enough.
Gördün mü, o kadar da zor değilmiş, değil mi?
See, it's not that bad, right?
O kadar da kötü değilmiş.
This isn't so bad.
Pardon, değilmiş. Hayır, çok komik.
Whoops, wasn't a guy named Slim, sorry.
O kadar da güvenli değilmiş.
Well, not that securely.
O kadar da mükemmel değilmiş.
He is so not perfect.
.. öyle değilmiş.
I realized that isn't true.
Meğer değilmiş.
It turns out it wasn't.
Tamam ama belli ki ortağını öldürene göre öyle değilmiş.
Okay, well, clearly the person who killed your partner felt differently about that.
Oyunu bitirmemizi istemeleri cevabın ödülü değilmiş, cevabın kendisiymiş.
So making us play the game wasn't the price of the answer- - it was the answer.
O halde Dr. Portnow pilot olduğu bir yerde, ki değildi, bir fantazi yaratmış,... ve Lucy Van Gaal de yolcuymuş ki öyle değilmiş.
So Dr. Portnow created a fantasy where he was a pilot, which he's not, and Lucy Van Gaal was a passenger, which she wasn't.
Nazi değilmiş.
He's not a Nazi.
- Çıkış değilmiş.
- It's not an exit.
Ne demek sorun ellerimde değilmiş?
How is this not about my hands?
Yok, değilmiş.
No, it's not.
- Öyle değilmiş gibi yapmayı bırakın.
Stop playing like you don't. You're in.
Burası benim dairem değilmiş.
This is not my apartment.
Evet, hiç garip değilmiş.
Yeah, that's not weird at all.
Doğru yerde değilmiş gibi.
Not in the right place.
Hırsız değilmiş.
Oh.She's not a thief.
Anlaşılan yaşlı kadınlara göre değilmiş.
Obviously not meant for women of a certain age.
Yeterince uzun değilmiş.
Not long enough.
çünkü Tanrı bağışlasın, işlerini zorlaştırıyorum ya sanki nonoş olmak yeterince zor değilmiş gibi!
Because God forbid I make it hard for you, as if it isn't hard enough being a faggot!
O kadar da zor değilmiş, değil mi?
That wasn't so hard, was it?
Kötü fikir değilmiş.
That's not a bad idea.
Meğerse Krista'nın hayatı da mükemmel değilmiş.
It turned out Krista's life wasn't perfect either.
Ama dokunaçları olan türden değilmiş.
Just not the kind with tentacles.
Sanırım öyle değilmiş.
But I suppose not.
- Hayalet falan değilmiş yani.
So he's not a ghost after all.
Ancak bilesiniz, hiç de öyle değilmiş.
At least, like, on the road to what I wanted, but I am telling you it was not.
O değilmiş.
Oh, no. it's... it's not him.
- Değilmiş.
What the hell kind of operation's

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]