Diyebilirsiniz tradutor Inglês
1,465 parallel translation
Resmi olmayan görevlerde bana L.J. diyebilirsiniz.
You can call me L.J. on account of the informal situation.
Dedim ki, evet, sanırım diyebilirsiniz.
I said, I suppose you could consider them bribes, yes.
Teknik olarak buna kendini imha etme diyebilirsiniz.
Technically I think you should call it self destruction.
Bana Gece Tilkisi diyebilirsiniz.
You can call me the Night Fox.
# Bana çatlak ya da acayip diyebilirsiniz #
/ And you may call me wacko or weird /
- Artık Bayan Hitler diyebilirsiniz.
– You can call me Frau Hitler.
O bölmelere git ve Meryem Ana'ya selam söyle, kıçını temizle, sen ve Tanrı buna doğru diyebilirsiniz.
Go in the stall, say five Hail Marys, wipe your ass, and you and God can call it even.
Buna kişisel onur meselesi diyebilirsiniz.
Call it a matter of personal honor.
Bana inançsız diyebilirsiniz fırsatçı diyebilirsiniz. Yahudi olduğum için üstüme tükürebilirsiniz ama şimdi bende olana ihtiyacınız var.
You call me misbeliever, cut-throat dog, and spit upon my Jewish gaberdine.
Evet. Bana Vada diyebilirsiniz.
Yeah, you can call me Vada.
Bu yüzden,'X'Gezegeni diyebilirsiniz.
So, you can call it Planet X.
Yani, bulunduğunuz yerin ne zaman düzeldiğine bağlı olarak artı-eksi 1 yıl diyebilirsiniz.
They spinning'! "They spinning', look at they spinnin'!" Americans worship money.
Aniden içeri girip, "Hey, dün sevişirken bana hastalık bulaştırmışsın!" diyebilirsiniz.
The only exciting relationships are bad ones.
Yani, bana anne diyebilirsiniz.
So you may address me as mum.
- Lucy diyebilirsiniz, demişti bize.
But she said we can call her Lucy.
Pilotlar bana Starbuck der ama siz bana Tanrı diyebilirsiniz.
Pilots call me Starbuck, but you may refer to me as God.
Bana deli diyebilirsiniz, ama neden biz onları sadece gerçeği söylemek değil mi?
Call me crazy, but why don't we just tell them the truth?
Bana baba diyebilirsiniz.
You call me Father.
Genetik saat de diyebilirsiniz.
A genetic clock, if you will.
Sanırım bana hevesli bir amatör diyebilirsiniz.
I think I'm what you'd call an enthusiastic amateur.
Bana Tony diyebilirsiniz.
NCIS. You can call me Tony.
Bana sığ diyebilirsiniz, zavallı diyebilirsiniz.
So call me shallow. Call me pathetic.
Siz bana "Açık Gün" diyebilirsiniz.
But you can call me "Clear Day".
Sıfırı iki kere çarpınca birşey elde edilmez diyebilirsiniz... fakat doğru olan eski bir deyim vardır.
'You'd think that two times zero would be no loss at all,'but I think that old saying's true.
Bana Lindsey diyebilirsiniz.
You can call me Lindsey.
Bir nevi sivil denetim diyebilirsiniz.
- Oh? - Sort of a civilian audit, if you will.
Öyle de diyebilirsiniz.
You could call it that.
- Evet, böyle diyebilirsiniz.
- Yeah, you could say that.
25 yaşında hayatını kaybetmiş bir kızla ilgili ne diyebilirsiniz ki?
What can you say about a 25-year-old girl who died?
Galiba bu koşullar altında bana Victoria diyebilirsiniz.
Perhaps, in- - ln view of the circumstances you could call me Victoria.
Bana James diyebilirsiniz. Hatta Jim.
YOU CAN CALL ME JAMES.
Hayır diyebilirsiniz.
You might say no.
Ama bana Opal diyebilirsiniz.
But you can just call me Opal.
İlginç bir tesadüf ama, sizin iki oylamanız olduğu gibi, benim de size verecek iki hediyem var. Veda hediyeleri de diyebilirsiniz bunlara. Birincisi :
And ifyou've had two ballots today well, oddly enough that coincides with the two presents I have brought farewell presents, ifyou like, the first is this...
Öyle de diyebilirsiniz, ama ehven-i şer'i seçmek de diyebilirsiniz.
You might call it that, you might also call it the lesser of two evils
Dağıldı diyebilirsiniz.
You might say she went to pieces.
Efendim, öncelikle, bana Wendell diyebilirsiniz.
Sir, for starters, you can call me Wendell.
Bana Wendell diyebilirsiniz.
You can call me Wendell.
- Öyle diyebilirsiniz!
- You might say, sir.
"Otistik" diyebilirsiniz, zaten biliyorum.
You can say "autistic", I already know.
- Adın nedir evlat? - Bana Tea Cake diyebilirsiniz.
What's your name, son?
Elimdeki bestenin kendisi değil, içerdiği müzik,... ya da buna isterseniz ses de diyebilirsiniz.
My enquiry doesn't concern the score itself, but the music it contains. The sound, if you like.
Mesajı da diyebilirsiniz.
A lesson, if you will.
Bana Patricia diyebilirsiniz.
You can call me Patricia.
Doktor Reed'in söylediği gibi adım Doktor Riley ama isterseniz bana Zach diyebilirsiniz.
As Dr. Reed said, my name's Dr. Riley, but you can call me Zach if you'd like.
Bana Pinky diyebilirsiniz.
You call me Pinky.
Dünya vatandaşı diyebilirsiniz.
Citizen of the world, you might say.
Bana Peder Dan diyebilirsiniz.
Aw, shit.
Konuyu, aynen Russell'in Peder Coplesten ile yaptığı tartışmadaki gibi,... burada bırakabilirsiniz. Basitçe, "Neyse ne." diyebilirsiniz.
And you leave it at that, as Russell said when he was arguing with Father Copleston.
Rudy diyebilirsiniz.
Call me Rudy.
Greg de diyebilirsiniz.
You can call me Greg.