Dua ediyor tradutor Inglês
487 parallel translation
- Çocuklar da dua ediyor. - Teşekkür ederim efendim.
The children will bless you, too, in all the years to come.
O bizim için dua ediyor.
He is interceding for us.
Fyodor Kolychev bile uzakta Solovyet Manastırında dua ediyor.
Fyodor Kolychev is even further away, he is praying in the Solovyets monastery.
Solovyets manastırında bizim için dua ediyor.
He is praying for us in the far-off Solovyets monastery.
Çiftlikteki herkes sizin için dua ediyor. İyileşip tekrar eski neşenize...
I'd like to say all us boys at the Bit... is praying mighty hard that you get...
Bessie izinli olduğu her pazar günü kiliseye gidip... ona ödediğim maaşı kazanamayacak kadar yaşlanmamak için dua ediyor.
So Bessie goes to church every Sunday she gets off and prays to God she'll never be too old to earn the salary I pay her.
Herkes, tehlikede olan canlar için dua ediyor.
Each seeks help from her neighbor... and they beg for God's mercy for the wretches who are in danger.
" Evet oğlum, dua ediyor ve eve dönmeni umuyorlar.
" Yes, old boy, praying and hoping you'll come home again.
Apaçiler bütün beyazların ölmesi için dua ediyor.
Apaches pray for all white men to die.
Atalarına dua ediyor. Ya sen?
She prays hard every day.
Bak Maria, dünyadaki kadınların çoğu, sahip olduğun şeylerin bir parçası için dua ediyor ve uykularında ağlıyorlar. Dünyadaki bütün kadınlar, Maria.
Maria most women in this world pray and cry in their sleep for just one small part of what you've got so that they can find what all women need, what "you" need, Maria
O büyük salonda tanrısına dua ediyor.
He's in great hall praying to his one God.
Ne tatlı dua ediyor.
She's asked for it so prettily,
Annen adına, ben vekaleten seni takdis ediyorum. Kendisi hiç durmadan Richmond'ın iyiliği için dua ediyor.
I, by attorney, bless thee from thy mother... who prays continually for Richmond's good.
Çocuklar her akşam eve dönmen için dua ediyor.
The boys pray every night that you'll come home.
Her gün bekleyip dua ediyor.
Every day she waits and prays.
Kumandan, birileri bizim için dua ediyor.
Someone prays for us, commander.
Halkım takımını Mesala'ya karşı zafere koşturacak biri için dua ediyor.
My people are praying for a man to drive their team to victory over Messala.
Kadınlar çılgına dönmüş dua ediyor, ağlıyor, isyan çıkarmaktan söz ediyorlarmış.
She says the women are going berserk... praying, crying, talking about rebelling.
Perde kalkarken dua ediyor olacağım.
I'll be praying when the curtain rises.
Kölelerin bir tanrısı olduğunu hayal ediyor... ve dua ediyorum.
I imagine a god for slaves... and I pray.
Ne için dua ediyor?
Why is she praying?
Oğlum Raymond inzivaya çekildi, Olanları anlayabilemek ve dayanabilmek için dua ediyor.
My son Raymond is in retreat, praying for strength and understanding to try and carry on somehow.
Dua ediyor.
She is praying.
Kızkardeşi ve öldürülen babası Aristo için dua ediyor.
For her sister and for her murdered father, Aristo.
Burada bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve dua ediyor.
She believes there was a need and she put her trust in prayer.
Dua ediyor.
She prays.
Kara günlerinde insanlar bir kurtarıcının gelmesi için dua ediyor.
In time of trouble the people pray for a deliverer.
Orada, dua ediyor.
She's there, praying.
sana sahip olmak için dua ediyor olacaktım.
but to possess you.
Hapisteyken birlikte etmiş olduğumuz kadar sık dua ediyor musun, hâlâ?
Do you still pray as often as you did with me in prison?
Baba, dua ediyor musun evlat, derdi?
Pa would say, do you pray son?
- Bak, hâlâ şeytana dua ediyor.
- Look, he still prays to Satan.
Bir kaptanın denizi izlediği gibi sokağı seyrediyor ve bir cenazenin gelip onu neşelendirmesi için dua ediyor.
She watches the street like a captain watches the sea praying for a funeral to come by and cheer her up.
Kraliçe dua ediyor.
The Queen is at prayer. Fetch her.
Ölenlerin ardından sürekli dua ediyor ama kimse ona para vermiyor.
He already spends most of his time saying masses for the dead and nobody pays.
- Dua ediyor, efendim.
- He's at prayers, my lord.
Hâlâ dua ediyor musun?
Are you still a religious man?
Dua ediyor ; ama tıpkı bir köylü gibi küfrediyor.
He prays on his knees, but curses like a stable boy.
3 gün oldu, hâlâ "mır mır" dua ediyor.
It's 3 days now and he keeps praying.
Babam ölmem için dua ediyor.
My father... He's praying that I die. Is that not so?
Ondan kalanları toprağına, babamıza emanet ediyor ve ona ebedi yaşam lütfetmen için dua ediyoruz.
We commit his remains to your earth, O, Father... and we pray you vouchsafe him eternal life.
Dua ediyor gibi görünür.
Looks li ke it's praying.
Annen cennette senin için dua ediyor.
Your mother is praying for you in heaven.
Siyah giyinmiş gizemli adam yatağın başucunda oturmuş ve dua ediyor.
"Astrange man, dressed all in black " stood at the foot of the bed and prayed,
Sizin için dua ediyor olacağız, Bay Greener.
We'll be praying for you, Mr Greener.
İçtenlikle senin için dua ediyor ve... mum yakıyorum Meryem Ana'ya.
And truly I pray for you and light a candle to the Virgin Mary.
Kim dua ediyor?
Who's banging the prayer drum?
Dua mı ediyor? Etmesi lazım.
Saying his prayers?
[Eski Slav diliyle dua ediyor.]
[Reading prayer in old Slavic]
Dua mı ediyor?
Praying?