Dışarıda bekliyor tradutor Inglês
763 parallel translation
Dışarıda bekliyor.
She's waiting outside.
Dışarıda bekliyor olacağım.
I'll be waiting outside.
Dışarıda bekliyor.
He's waiting here.
Dışarıda bekliyor.
He's right outside.
Onu şu an azarlama. Çok üzgün, dışarıda bekliyor.
Don't scold him now He's sorry, and he's outside
Kris Barden'ın oğlu öldü ve Rearden dışarıda bekliyor ya seninle birlikte gelirim ya da sırtımdan vurulurum.
And it winds up right here. with Reardan waitin'outside to see if I go with you or he shoots me in the back.
Hayır, teşekkürler, o arabasıyla dışarıda bekliyor.
No thanks, she's outside with her car.
Amerikalı varisler dışarıda bekliyor.
The guest from America is waiting outside.
Arkadaşın Bay Adelmo dışarıda bekliyor.
Your friend, Mr. Adelmo is out there
Editörüm dışarıda bekliyor.
My editor's waiting outside.
Arabam dışarıda bekliyor.
I have a ride waiting outside.
Dışarıda bekliyor.
He's waiting outside.
Şerifimiz K Çiftliği üzerinde ki borcu ödemek için 15.000 $ `la dışarıda bekliyor.
Our sheriff is out there with $ 15,000 to pay off the note on the K Ranch.
Dışarıda bekliyor.
It's waiting outside.
Araba dışarıda bekliyor.
The car is waiting outside.
- Dışarıda bekliyor.
- She's waiting outside.
- Sınıf beni dışarıda bekliyor.
- I have a class waiting. They're outside.
John dışarıda bekliyor, onu daha fazla bekletme.
John's outside. Don't keep him waiting.
Derek dışarıda Lydia'yı bekliyor.
"Let's try to talk it out." Derek's outside, waiting for Lydia.
Ama dışarıda, bekliyor.
But she's out there, waiting.
Dışarıda sizi bekliyor.
She's waiting.
İşini yapıyor ; dışarıda beni bekliyor.
He's right on the job, waiting for me out there.
Bayan Van Hopper dışarıda, arabasında bekliyor olacaktı.
You'll fiind Mrs. Van Hopper waiting outside in her car.
Diğer yedisi dışarıda mı bekliyor?
Oh. The other seven waiting outside?
Güzel kız dışarıda oturmuş seni bekliyor, kibarlığın nerede?
Where are your manners, keeping that pretty girl sitting out there like that?
Dışarıda arabasında bekliyor.
He's waiting outside in his car.
Dışarıda bir tane bekliyor.
I have one waiting now.
Polisler dışarıda seni bekliyor.
The cops are outside waiting'for you.
İçerde, dışarıda, sizi neler bekliyor, neler beklemiyor sizi kim seviyor, kim sevmiyor.
In the home, outside, what awaits you and what doesn't. Who loves you and who doesn't. Pick a card.
Çünkü dışarıda binlerce ucuz kahraman Jimmie Ringo'yu vuran adamı öldürmek için bir şans bekliyor.
Because there's a thousand cheap squirts like you waiting right now for the chance to kill the man that killed Jimmie Ringo.
Dışarıda, takside bekliyor.
He's outside waiting in a taxi cab.
Dışarıda bir yerde, Rienzi seni bekliyor.
Somewhere out there, Rienzi's waiting for you.
Dışarıda bizi bekliyor olacaklar.
They'll all be out there waiting for us.
Dışarıda silahlı polisler bekliyor.
Armed police are outside.
Kont Beresoff dışarıda taksisinde bekliyor.
The Count Beresoff is waiting outside in his taxi.
Dışarıda arabamız bekliyor.
I have a car waiting outside.
Hayır, Martin, o muhtemelen holde dışarıda bizi bekliyor.
No, Martin, he's probably waiting for us outside in the hall.
Her neyse, Stan dışarıda beni bekliyor.
Anyway, Stan's waiting outside for me.
Dışarıda, dünya sizi bekliyor.
The world outside waits for you.
Jeanne, onu uyandır, dışarıda taksi bekliyor.
Jeanne, wake him up, a taxi is waiting outside. You go also.
Dışarıda atım bekliyor.
I have a horse outside.
Ona söylermisin, dışarıda, onu öldürmek için üç tane kowboy bekliyor.
Will you inform him there are three murdering cowboys in town?
Fikrini değiştirmeye kara verirsen dışarıda arabamda bekliyor olacağım.
I'll be waiting outside in my car if you decide to change your mind.
- Kız dışarıda seni bekliyor.
- She's waiting for you outside.
Hatta dışarıda, henüz yeşermemiş bir ağacın gölgesinde oturmuş yaşlandığında üzerine çullanmayı bekliyor da olabilir.
It can also be outside sitting under a tree that hasn't grown yet but that will fall on you when you're old.
Bunu biraz düşün. Üzgünüm efendim ama Bay Cummings dışarıda bekliyor.
Sorry, sir, but Mr. Cummings is waiting outside.
- Dışarıda beni bekliyor.
- He's outside waiting for me.
- Dışarıda, bizi takside bekliyor.
- She's waiting for us outside, in a cab.
Karım dışarıda beni bekliyor olmalı.
My wife's meeting me here.
Florence Nightingale dışarıda ihtiyaçlarınızı gidermek için bekliyor.
Florence Nightingale is out there waiting to minister to your needs.
Sizi stüdyoya götürmek için dışarıda araba bekliyor.
There's a car waiting to take you to the studio.
bekliyorum 444
bekliyoruz 129
bekliyor 109
bekliyordum 45
bekliyor olacağım 51
bekliyorlar 71
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
bekliyoruz 129
bekliyor 109
bekliyordum 45
bekliyor olacağım 51
bekliyorlar 71
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıya 59
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarı çıkacağım 19
dışarıdaydım 29
dışarı çıkma 37
dışarı çıktı 86
dışarısı çok soğuk 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı gel 90
dışarı çıkacağım 19
dışarıdaydım 29
dışarı çıkma 37
dışarı çıktı 86
dışarısı çok soğuk 29